Yerel seçime doğru muhalefetten izlenimler

Yerel seçim gündemine doğru partilerin hazırlıkları sürüyor. Muhalefet cephesinden yansıyan birbirinden farklı beyanlar dikkat çekiyor. Yerel seçime yönelik nasıl bir tutum sergileneceği, ittifak zemininin yeniden oluşup oluşmayacağı merak ediliyor.

Yerel seçime doğru yeni arayışlar ve beklentiler zemininde bir yanda CHP’de değişim sancısı sürerken, diğer yanda 6’lı masanın diğer ana bileşeni İyi Parti’nin cephesinden de çeşitli açıklamalar geliyor.

Özellikle CHP ile İyi Parti arasında son seçimin sonuçlarına yönelik karşılıklı açıklamalar dikkat çekiyor.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı gizli protokolü açıkladıktan sonra şimdi de cumhurbaşkanlığı seçiminde İyi Parti’nin Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermediğine dair iddialarda bulundu. Özdağ; “Bunu ilk kez açıklıyorum. İyi Parti seçmeni birinci turda Sinan Oğan’a oy verdi. İkinci turda ise sandığa gitmeyip Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermedi” dedi. Bu sözleriyle yine gündemde kalmayı başaran Özdağ, kanıtlanması mümkün olmayacak iddiasının sahadaki gerçekliğe çok da aykırılık taşımadığını ifade etmek gerekir.

Zira İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusundaki olumsuz tutumu başından beri biliniyordu.

Açıkça ifade etmese de ne zaman Kemal Kılıçdaroğlu’nun adı anılsa “biz kazanacak adayı belirlemeliyiz” diyerek, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yönelik olumsuz göndermelerde bulunuyordu. 6’lı masada adaylık konusunun açıldığı son toplantısında ise masadan kalkarak karşı çıkmış daha sonra masaya dönmek zorunda kalınca da, Ankara ve İstanbul Belediye Başkanlarına cumhurbaşkanı yardımcılığı vaat edilmesi koşuluyla Kılıçdaroğlu’nun adaylığına onay vermişti. Vermişti ama onayın çok da gönülden olmadığı o günde belliydi. Masadan kalktıktan sonra yaptığı toplantıda bizzat kendisinin yazdığını söylediği metnin içeriğindeki zehir zemberek sözler de Kılıçdaroğlu’nun adaylığına sıcak bakmadığının yansımasıydı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesinleştikten sonra İyi Parti Ankara İl Başkanı Faruk Köylüoğlu çarpıcı bir beyanda bulunmuştu.

Seçimden çok kısa süre önce TV100’e konuşan Köylüoğlu şu ifadeleri kullanmıştı; “Yaptığımız bilimsel çalışmalar ile geçtiğimiz hafta sonu üyelerimiz arasında yapılan temayül yoklaması çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz sonuçlar gösteriyor ki seçmenimizin yüzde 40’ında Sayın Kılıçdaroğlu’nun adaylığı çerçevesinde bazı çekinceler var.”

Bu sözler de aslında o dönemin İyi Parti cenahının genel atmosferiydi.

İyi Parti- CHP arasında bugünün güncel tartışması da yeniden ittifak zemininin olup olmayacağına yöneliktir.

Bugünlerde özellikle İyi Parti cenahından ittifak istenmediğine dair açıklamalar daha fazla duyulur oldu.

Çok daha radikal çıkışı da Eskişehir İyi Parti Milletvekili Nebi Hatipoğlu yaptı. Hatipoğlu; “Yaklaşan yerel seçimlerde partimizin CHP ile ortak hareket etmesine şahsi görüşüm olarak karşıyım. Bu sadece benim değil partimizin milletvekillerinin genel görüşü” dedi.

Hatipoğlu CHP’yi suçlayarak “Nobran tavırla karşılaştık her yerde, her alanda. Bize Eskişehir’de hiçbir destek vermediler ki biz onlara çok verdik. CHP-İyi Parti iş birliğinde kaybeden hep biz oluyoruz. Bence artık bu bizim adımıza işlevsiz ortaklığa son verme zamanı geldi. Kesinlikle CHP ile bir birliktelik istemiyorum. Eskişehir’de İYİ Parti, AK Parti ve MHP koalisyon yapsın, işi bitirsin. Niye yapamasın? CHP’den sadece köstek gördük, AK Parti ve MHP’yi destekleyelim.”

Hatipoğlu’nun bu sözleri üzerine İyi Parti’den;

“Ortaya konulan bu görüş, vekilimizin kendisine aittir. Bu görüş partimizin kurumsal kimliğini temsil etmemektedir” denilmiş olsa da, ortada yeni bir tutumun olduğu aşikardır.

Gerek İyi Parti gerekse CHP yerel seçimlerde ittifak olmadan şanslarının az olacağının farkındadırlar. Özellikle bazı İyi Partililerden gelen ittifakın düşünülmemesi yönündeki açıklamalar, pazarlığın bu defa saha sıkı yapılacağının işaretidir. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın, ittifak olmazsa aday olmayabileceğine dair yaklaşımı da Akşener’in elini kuvvetlendirecektir.

Tabii tüm bunlar CHP’deki koltuk değişimine de bağlı olarak şekillenecektir.