Anasayfa / Köşe Yazıları / CHP-DEM işbirliğinde son dem mi?

CHP-DEM işbirliğinde son dem mi?

CHP ile PKK’nın DEM’i arasında yerel seçime yönelik işbirliğinin nasıl şekilleneceği merak edilirken, Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın İstanbul Büyük Şehir Belediye (İBB) başkanlığına aday olabileceğine dair sözleri yeni bir tartışmaya yol açtı.

Bu sözün; anlamı, iradesi, geçerliliği ve değeri üzerinden yapılan tartışmanın esası CHP-DEM ilişkisinin seyrine nasıl yansıyacağına yöneliktir.

Bu kapsamda net olarak görülmektedir ki, PKK’nın DEM’i CHP karşısında elinin ne denli güçlü olduğunun farkındadır. İşbirliği konusunda kendisi dışında fazla seçeneği kalmayan CHP’nin, DEM’in taleplerini kolayca reddedemeyeceğini çok iyi bilmektedir.

CHP’nin yeni yönetiminin eskiye kıyasla DEM konusunda daha şeffaf olacaklarına dair vurguları, DEM’in beklentilerini yükseltmektedir. Bazı belediye başkanlıklarının ve belediye meclis üyeliklerinin DEM’e bırakılması, DEM açısından çok kıymetli olacaktır.

Zira o durumda CHP ilk defa seçmeninden, PKK’nın siyasi uzantısının adaylarına oy isteyecektir. Bu CHP açısından yeni çok önemli bir kırılma noktası olacaktır.

Kandil’in belirlediği adaylar CHP tarafından oy istenilenler olacaktır. Bunun sonuçları CHP açısından çok ağır olabilir. Ancak bunu göze aldıkları anlaşılıyor. Bu durumun farkında olan DEM’in, Başak Demirtaş’ın adaylık çıkışını da CHP’ye yönelik bir koz olarak kullanabileceği de hesap edilmelidir.

Bu arada mutlaka ifade edilmelidir ki, PKK’nın DEM’i, aday belirlenme süreci, öncekilerde olduğu gibi yine Kandil’deki terör ağalarının iradesine bağlıdır. Kandil’in benimsemediklerinin aday olma şansı yoktur. Kandil’in aday belirlerken, devleti kayyum atanmasına mecbur kılabilecek profilleri tercih edeceği de bilinmelidir. Böylece demokrasi maskeli kayyum siyasetini sürdürmeye devam edecektir. İşte bu noktada CHP’nin de desteklediği adaylarının seçilmesi halinde ve terör örgütü bağlantısı tespit edilenlerin olması durumunda, CHP için sorunlu yeni bir siyasi tablo oluşacaktır.

Bu durum PKK açısından çok kıymetlidir ve bu nedenle de CHP ile işbirliğinin yapılmasını çok isteyecektir.

Bu arada Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, CHP’nin yeni genel başkanı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşerek işbirliği zeminini yoklamıştır. Olmayınca yine zehir zemberek sözlerle CHP yönetimini suçlamıştır. Tıpkı CHP’den istifa edip yeni parti kurma döneminde partisinden ayrılıp, yeni bir parti kurmasının gerekçesi olarak sarf ettiği sözler gibi yine PKK, FETÖ demiş, yine dış bağlantılar demiş ve yine teslimiyetten söz etmiştir.

Oysa işbirliği arayışı varken de bu sözlerinin gerekçeleri varlığını koruyordu.

Şimdi tıpkı İyi Parti (İP) gibi kendi adaylarıyla seçime gireceklerini ilan etmiştir. Artık sadece Cumhur İttifakı değil, İP ve Memleket Partisi de CHP’yi PKK terör örgütünün siyasi koluyla bu defa çok daha sıkı fıkı kol kola girmesinin hedefi olacaktır. Bu defa CHP’nin bu sorunlu pozisyonu kolayca göğüsleyebilmesi güçtür. CHP’ye gönül veren ama Türkiye sevdasını, Türkiye’nin istiklalini her şeyin üstünde tutan seçmeni bu acı gerçekle yüzleşmesi durumunda, CHP yönetimi için bu güçlük daha da artacaktır. O zaman da seçim sonrası en çok gündem CHP’nin krizi olmaktan kurtulamayacaktır.

CHP-DEM işbirliğinde son dem mi? Bekleyip göreceğiz.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …