İsrail’in saldırganlığı hiçbir engele takılmadan sürüyor. Sömürgeci, işgalci, bölücü emperyalizmin Siyonist, terör karakolu İsrail, işgal ettiği topraklarda yaptığı katliamları, soykırımı şimdi de Lübnan’a yaymaya çalışıyor.
Hizbullah bahanesiyle şer ajandasının Lübnan hedefini hayata geçirmenin gayretinde.
Bu çaba Lübnan’la da sınırlı değil. Bölgeyi yeniden düzenlemeye dayalı jeopolitik projesini bölgeye dayatmanın çabasını güdüyor. Gazze’yi ele geçirdikten sonra işgal ettiği Golan üzerinden Lübnan’ı da hattın içine katarak, Suriye ve Irak’ı da kapsayacak şekilde David koridorunu açmanın şer çabasında. Bu yolla Doğu Akdeniz jeopolitiğini kontrol edecek, PKK terör örgütü eliyle emperyalizmin yeni terör karakolunun oluşumuna katkı sağlamış olacak.
Lübnan’a saldırarak bu şer hedefinde yeni bir adım atmış durumda. Lübnan’a önce siber saldırı yapıp, peşi sıra hava saldırılarını artırdı. Çok sayıda insanı katletti. Saldırganlığına bir hamle daha ekleyerek, şimdi de karadan saldırmanın hazırlığında. Bu yüzden de sivil halk Lübnan’ın güneyinden kuzeye doğru akın akın sığınmanın gayretinde.
İşgalci, Siyonist terör karakolu İsrail yine insanları yerinden yurdundan ederek yeni katliamlara, yeni bir soykırıma hazırlanıyor. Hiç de şaşırtıcı olmayacak şekilde yine arkasında ABD emperyalizmi var. Bu şer çabaya da yeşil ışık yakmış durumda. Aslında her şey onun kontrolü ve isteği doğrutusunda gerçekleşiyor. Lübnan cephesinde de yine askeri yığınağını, desteğini sınırsızca yapıyor. Yeni uçak gemisini bölgeye sevk etmenin hazırlığında.
Yine pervasızca, yine hiçbir engele takılmadan ve yine insanlığı yok etmeye dayalı yeni bir saldırganlığın, soykırımın hazırlığındalar.
Gazze’de yaşattıklarıyla yeryüzünün tüm insanlık değerlerini yol eden dünyanın, insanlığın başına musallat olmuş emperyalizm ve onun terör karakoluna karşı söz söyleyemeyenlerin, tavır ortaya koyamayanların, teslimiyete boyun eğenlerin tarih sayfasındaki yeri utanç başlığı olacaktır. Böylesi bir vahşete karşı tarafsızlık maskesiyle davranmaya çalışmak, Siyonist terör şebekesinden yana olmaktır, zulme ortak olmaktır.
Yeryüzünde adil bir düzenin kurulabilmesi için çaba içinde olmak bugün artık insan olmanın ölçüsüdür. Mevcut duruma teslim olmak, hakkın, hukukun, adaletin karşısında zalimliğe destek olmaktır. Türkiye’nin tarihi, coğrafi, kültürel, inanç değerleri tarafsızlığı değil, insanlıktan yana zalime karşı mazlumların yanında olmayı zorunlu kılar.
Gazze meselesi bir dış politika meselesi değil, bizzatiyi insanlık meselesi ve güvenlik meselesidir. Türkiye’nin savunma hattıdır, vatan savunmasında sinir ucudur. Siyonist, terör karakolunun vaat edilmiş topraklar şer hedefi, Türkiye’yi dağıtma şer hevesidir.
Bunu göremeyen, bunu kavrayamayan saflığa teslim olunamayacağı gibi bunu yok sayan bilinçli çabaların insanlık utancına da asla boyun eğilmeyecektir.