Gazze’de yaşanan zulmün, katliamın, soykırımın ortaya koyduğu bir dizi ders var. Bu dersler, insanlığın yüzleşmesi gereken bugününü en net biçimiyle ortaya koyuyor.
Neler mi? Sıralayalım;
1.Filistin’in uğradığı zulüm, uğradığı katliamlar sadece son bir yılda yaşanmadı. 1948 yılının Mayıs ayından itibaren 76 yıldır yaşanıyor.
2.Bu nedenle 7 Ekim bir başlangıç değil, zulmün, soykırımın ivmelenmesidir.
3.Sömürgeci emperyalizmin siyonist terör karakolunun şer hedefi; Filistin davasını yok etmek , Filistin’i haritadan tamamen silmek,Doğu Akdeniz’de enerji odaklı yeni sömürge düzenini bölgeye dayatmak ve bunun için başta Suriye,Lübnan ve Irak olmak üzere bölge haritalarını değiştirmektir.
4.İsrail, işgalcidir. İşgalci gayri ahlaki, gayri hukuki, gayri meşrudur ve gayri meşru olanın meşru müdafaa hakkı yoktur.
5.İsrail’in işgal ettiği topraklarda yerinden yurdundan edilmiş Filistinlilere, ” mülteci” yaşadıkları yere de, “mülteci kampı” denilemez. Onlar topraklarının asli sahibidirler.
6.Haritalarda İsrail, toprakları kendine ait bir ülkeymiş gibi gösterilemez. O haritalarda ancak, işgal ettiği topraklarda sömürgeci emperyalizmin siyonist-terör karakolu olarak gösterilebilir.
7.”Medeniyet” ve “Medeni olan” kimdir sorusunun cevabı bir kez daha netleşmiştir.
Sömürgeci, işgalci, soykırımcı olandan medeniyet tarifi çıkmaz, “medeni” sıfatı taşıyamaz. “Medeniyet” tarifini ancak vatanlarını canları pahasına koruyanlar yapabilir. Yeryüzünün en “medeni insanı”; küçücük boylarıyla kocaman yürekleriyle korkuyu yenen Gazzeli, Filistinli çocuklardır.
8.İçindeki, sömürgeci ve kendinden olmayanı ötekileştiren iki şer damarı köreltemediği sürece Batı, gerçek medeniyetin temsilcisi olamaz.
9.Uluslararası kurumlar, uluslarası aktörler, uluslararası hukuk, uluslarası düzen, uluslararası anlaşmalar gibi “uluslararası” sıfatı taşıyan ne varsa etkisi ve değeri yoktur.
10.Birleşmiş Milletler’in (BM) yerinde yeller esmektedir. Bırakınız dünyayı korumayı, İsrail’in saldırganlığı karşısında kendini koruyamaz duruma düşmüştür.
11.Yeryüzünde insanlık adına işleyen, hak,hukuk,adaleti önceleyen küresel bir düzen yoktur. Aksine insanlığı hedef alan, sürekli mazlum üreten bir sömürü düzeni vardır ki, insanlığın başına beladır.
12.Yeryüzüne ve insanlığa musallat olan sömürgeci,işgalci emperyalizm ve tüm unsurları yeryüzünden silinmedikçe, insanlık gün yüzü göremeyecektir.
13.İslam coğrafyasının mazlum halklarının başlarına musallat olmuş kukla rejimler , devşirilmiş yönetimler, kuklalaştırılmış yöneticiler eliyle İslam coğrafyasında müslümanın müslümana düşman kılınması sömürgeci,işgalci haçlı-siyonist emperyalizmin en büyük şer başarısıdır.
14.İslamın dahili düşmanlarını, harici düşmanlarıyla birlikte bertaraf edemedikçe bu şer başarı sonuç almaya devam edecektir.
15.Yeryüzünde sadece yüreği çoraklaşmamış, zihni kelepçeli olmayanlar küresel vicdanı temsil edebilirler.
16.Yeni bir tarih yazımına, yeni bir düzen inşasına ihtiyaç vardır. Hakkın, batıla karşı vereceği mücadeleyle kurulacak adil bir düzene ihtiyaç vardır.
17.Türkiye mazlumların son kalesi, nefesi ve umududur. Sömürgeci, işgalci Haçlı-siyonist emperyalizmin şer hedefinin önündeki tek engeldir. Onun için de hedeftir.
18.Türkiye’in iç cephesinde karışıklık çıkarmak bu hedefinin şer yöntemidir. İç cephede emperyalizm plastik suratlılarıyla kafaları karıştırmak, zihinleri bulandırmak bu şer yöntemin dayanaklarıdır. Bu zeminde; açık bir soykırım karşısında, 76 yıldır süren zulmün karşısında;”ama Hamas’ta…”, diye cümle kuranlar, tarafsızlık yaftasıyla 4 maymunu oynayanlar, şer yöntemin sonuç almış halidir.
18.Emperyalizme karşı direnen kazanır.
19.Zafer inananlarındır…