Anasayfa / Köşe Yazıları / Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük bölümü açıklanmış durumda. 2019 yerel seçim sonuçlarını çok iyi irdeleyerek, son derece titiz çalışmalar yaparak, gerek AK Parti gerekse MHP, teşkilat ve seçmen eğilimlerini de isabetli olarak değerlendirerek, belirlediği adaylarıyla yarışa hazır durumda.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı seçim beyannamesinden de anlaşılacağı gibi şehirlerin ihtiyaçlarına, sorunlarına, çözümlerine, eser ve hizmet siyasetiyle de gerçek belediyeciliğe odaklanılmış durumda. Adayların kendi şehirlerindeki vaat ettikleri ve buna dayalı samimi ve sahici söylem titizliği dikkat çekici. İstanbul için belirlenen ve benimsenen; “sadece İstanbul” vurgusunda da anlamını bulduğu gibi her şeyden çok, her şeyden önce yönetimine talip olunan şehirle hemhal olunması gözden kaçmıyor.

Muhalefet için özellikle CHP için ise birlik ruhuyla davranılamamanın sancıları yaşanıyor.

Bir yanda kurumsal düzeyde 2019’da başarılmış ittifak zemininin bugün olmayışı, öte yandan CHP iç çekişmelerin aday belirleme sürecine yıpratıcı olarak yansımış olması, işlerin büsbütün sancılı seyretmesine yol açıyor.

Kurultay sonrası yaşadığı yönetim değişikliği, parti için bütünleşmeye değil, daha çok çekişme ve hesaplaşmaya zemin hazırladı. Kurultayda 761 delegenin verdikleri imzayla Kemal Kılıçdaroğlu ilk turda genel başkanlığı kazanacakken, 24 saat içinde o delegelerin bir kısmının imzalarına sadık kalmayarak, Özgür Özel’e yönelmeleri, kurultaydan çıkan sonucun niteliğini belirlemişti.

O sonucun içeriğinde o günden bugüne; öfke, kızgınlık, küskünlük, ihanet, ayrışma, çekişme, hesaplaşma, saflaşma yer alıyor. Buna göre denilebilir ki, CHP genel başkanlık koltuk çekişmesi bitmemiş sadece içine yeni hamleleri alacak olan parantez açmıştır. Yerel seçimin sonucunda da bu zeminde yeni tartışmalar kapıdadır. Kılıçdaroğlu-Özel, Özel-İmamoğlu, Kılıçdaroğlu-İmamoğlu karşılıklı duruşları özel ajandalar içermektedir.

Bu bağlamda en temel belirleyici olacak olan İstanbul seçim sonucudur. Bu sonuç, CHP’de genel başkanlık koltuğunu, İmamoğlu’nun siyasi geleceğini, CHP’nin siyasi içeriğini doğrudan ve dönüştürücü düzeyde belirleyicisi olacaktır.

Kurultayda Kılıçdaroğlu’nun söylediği; “Sırtımda hançerlerle seçime girdim” sözünün siyasi etkisi, yerel seçimde görülecektir. Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun bilhassa İstanbul’da ilçe adaylarının belirlenmesi sürecindeki parti yönetimi ve tüzüğünün önüne geçmesine yönelik tartışmalar ve buna bağlı olarak istifalar şimdiden o sözün siyasi etkisinin ilk yansımalarıdır.

İzmir adayının belirlenmesi süreci de bu siyasi etkinin bir parçasıdır.

Sonuç olarak, 2019’da ve 2023 seçiminde “toplanmış masanın” başlığı altında seçime girilmişken şimdi ise “dağılmış masanın” başlığı altında seçime giriliyor. Bu dağınıklıktan, başarılı sonuç almak giderek güçleşiyor. Bu çerçevede bir yandan da CHP-İyi Parti (İP) çekişmesi de pozisyon almış durumda. Son reklam panosu tartışması da gösteriyor ki, iki partinin hanesine, dağılmış ittifakın zedeleyici etkileri yansıyacaktır. CHP’nin PKK’nın DEM’iyle işbirliğini belirlemesi durumunda, CHP’nin İP’i değil, İP’in CHP’yi zedeleme üstünlüğü ağır basacaktır.

Kısacası 1 Nisan’dan itibaren siyasi tartışmaların öznesi de, nesnesi de, içeriği de çok farklı olacaktır.

Önerilen Haber

Irak’ta yeni güvenlik atmosferi

Türkiye’nin teröre karşı mücadelesi hız kesmeden sürüyor. Irak ve Suriye sahasında terör örgütlerinin kökünün kazınacağı …