Anasayfa / Köşe Yazıları / Muhalefetin 6’lı masasında iç hesaplaşma

Muhalefetin 6’lı masasında iç hesaplaşma

Seçim yenilgisine dair anlamlı sonuçlar çıkaramayan muhalefetin 6’lı masa bileşenleri, birbirlerine yönelik yıpratıcı, incitici beyanları dikkat çekmeye devam ediyor.

Seçime CHP listelerinden girerek, 10 milletvekili elde eden Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu; En son tercihim seçime CHP listelerinden girmekti. Her şeyi denedim. İYİ Parti’ye teklif götürdüm. Bu sağ seçmen CHP’ye oy vermez beraber olalım dedim. Ben entelektüel, ilmi, akademik, siyasi ve toplumsal bakımdan en büyük fedakarlığı yaptım. 10 milletvekili ile ölçülemeyecek bir fedakârlık yaptım” demişti.

Bu sözlere cevap CHP Kahramanmaraş milletvekili Ali Öztunç’tan gelmişti. Öztunç, “Kendi görüşü, saygı duyarız ama girmeseymiş. Kimse Davutoğlu’nu zorla getirip CHP listelerinden aday yapmadı. Kimse kafalarına silah dayayıp ‘gelin buradan aday olun’ demedi. Girmeselermiş. Seçimler gelecek yine tek başlarına girsinler, boylarının ölçüsünü alsınlar” demişti.

Ardından yine CHP listelerinden seçime girerek 15 milletvekili elde eden Deva Partisi’nin Genel Başkanı Babacan da; “Özellikle seçim kaybedildikten sonra CHP’yi destekleyen medya, köşe yazarları, yorumcular biz ve diğer partiler için şiddetli bir şekilde ‘CHP bunları niye taşıdı, CHP bunlarla niye beraber oldu, niye bu kadar milletvekili verdi’ dediler. Bu sesi çok çıkanlara soruyorum: CHP’nin kendi başına bugün herhangi bir seçime girip Türkiye genelinde, Türkiye’nin tümü için kazanması mümkün mü? Ya siz hayal mi görüyorsunuz? Bu ülke öyle bir ülke mi? Bu ülkede ekseriyetin durduğu bir yer var. AK Parti’ye oy veren seçmen şu anda ‘Allah bizi korumuş’ diyor. ‘Demek ki o zihniyet duruyor. Erdoğan’a karşı çıkıp parti kurmuş Ali Babacan’a bunu söyleyenler, CHP’nin içinde olduğu ittifak kazanırsa bize neler neler yaparlar diye düşünüyor AK Partili seçmen. İnanın bu dar ideolojik bakış olduğu sürece iflah olmaz” demişti.

Bu sözlere de cevap CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın’dan geldi. Günaydın;” Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DEVA Partisi, belki İYİ Parti onlara katılır katılmaz bilmem, belki Demokrat Parti… Onlar milletvekilliği seçimlerinde kendi aralarında bir ittifakla girselerdi de, cumhurbaşkanlığı seçiminde tıpkı İYİ Parti’nin yaptığı gibi tek adaya ortak oy verselerdi, kim kaybederdi?

Yüzde 2’lik olup olmadığı belli olmayan insanların atıp tutmalarına çok aldırmamak lazım” demişti.

En son olarak İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 26 Ağustos konuşmasında yine sert ifadeler kullandı. Akşener, seçim yenilgisinin sebebi olarak gösterilmesine ilişkin şu ifadeleri kullandı; “Şimdiye kadar, en çok susması gerekenler, ilk önce konuştular. Hataları ile yüzleşmesi gerekenler, bu fırsatı, kendi kabahatlerini, gizlemek için kullandılar.

Biz, hakikate yol verdik, ama onlar, yalanlar üretmeye devam ettiler. Ez cümle; ben sustum ama, “yüzde 60 ile kazanırız.” diyenler susmadı. Bilimsel verileri masaya koyan ben sustum.

Ama o verileri, yırtıp atanlar susmadı. Televizyonlara çıkıp, utanmadan, sıkılmadan, yüzsüz yüzsüz, seçimin faturasını, bize yüklemeye kalktılar.”

Bu sözlerden sonra yerel seçimlere ittifak olarak değil, kendi adaylarıyla çıkacaklarını belirtip, ancak işbirliğinin olabileceğini de vurguladı. Yani açık kapı bıraktı.

Görünen o ki; muhalefetin 6’lı masası içten içe hesaplaşma çabasındayken, yerel seçimlerde birlikte hareket edememenin açmazıyla da yüz yüze. Bir yandan karşılıklı ağır ifadeler, ithamlar yapılarak, bir araya gelememenin ikliminin oluşmasına yol açılıyor, bir yandan da yerel seçimlerin ittifaksız kazanılamayacağının kaygısı da ağır basıyor.

Bu ikilemin içinde debelenen muhalefetin 6’lı masası, bu açmazı aşamazsa yine güven bunalımına düşmesi kaçınılmaz olarak görülüyor.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …