Anasayfa / Köşe Yazıları / Muhalefet krizinden yansıyanlar

Muhalefet krizinden yansıyanlar

Muhalefetin 6’lı masasının iki ana bileşeni, İyi Parti (İP) ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasında siyasi gelgit sürüyor.

Daha çok İP cephesinden yerel seçimlere yönelik CHP ile ortak adaylar konusunda birbirinden çelişkili, birbirini kısa sürede çürüten iddialı açıklamalar geliyor. Bazen de aynı konuşma içinde birbirinin zıddı vurgulara şahit olunuyor. İP Genel Başkanı Meral Akşener 26 Ağustos konuşmasında üst paragrafta ittifaka hayır, alt paragrafta işbirliğine evet ifadelerini işitmiştik. İşbirliğini içermeyen ittifak nasıl olur sorusuna cevap arandığında da cevaplar yine gelgitler içindeydi.

İP parti sözcüsü Ankara ve İstanbul da adaylarını hazırlamaya başladıklarını söylediğinde İP Genel Başkanı Meral Akşener bunun tam olarak böyle olmadığını söylemişti. En son olarak ise bu defa yine kesin bir dille ittifak olmayacağını ifade etti.

Akşener, Fatih Altaylı’ya verdiği röportajda yerel seçimlere ilişkin; İttifak sistemi içinde yer almamaya kararlıyız. Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara dahil 81 ilde aday çıkaracağız. İttifaklar ülkeyi kutuplaştırıyor. Biz bu partiyi CHP’nin adaylarını seçtirmek için kurmadık. Bitti. Belki bizimki seçilecek. Öyle adaylar çıkaracağız ki… İzmir’de CHP ceketini assa seçilir diye bir kanaat var. Ümit Özlale şu an itibariyle çalışıyor. “Ben adayım” dedi. 81 ilde aday çıkaracağız. Ama küçücük ilçelerde öyle şeyler olur ki teşkilatlar kendi aralarında işbirliği yapıyorlar. Onlar yapılabilir” ifadelerini kullandı. Bu sözleri geldiği son nokta mıdır, kararı artık kesin midir henüz yine bilinmez durumda. Zira daha öncede zehir zemberek sözler sonrası farklı tutum ve davranışlar yaşanmıştı.

Kaldı ki aynı röportajda kararının nihai mi olduğu sorusuna bu defa partisinin Genel İdari Kurulunu işaret ediyor. Bu noktada diyor ki;Genel İdare Kurulu’nu haftaya çağıracağım ben. GİK’ten geçtiği an nihai karardır.”

Öte yandan CHP Sözcüsü Faik Öztrak katıldığı bir televizyon programında Meral Akşener’in “yerel seçimde kendi adaylarımızı çıkaracağız” açıklamalarına tepki göstererek, “Biz her türlü fedakarlığı yaptık, yapılan eleştirileri sineye çektik. Kan kustuk kızılcık şerbeti içtik. Ama gitmek isteyene kal demeyiz, yolları açık olsun, kendileri bilir” diye konuştu.

Bu sözlere de bu defa İP Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu cevap verdi. Dervişoğlu, “Ruhunu yitiren kalbi ittifakın yeniden ruhunun canlandırılamayacağı kanaatine vardık. İnancımız o yönde. Öztrak bize yol açıklığı temenni ediyor. Herkesin yolu açık ve aydınlık olsun. Hiç kimse İYİ Parti’ye yol tayin etmeye kalkmasın” dedi.

Görüldüğü gibi İP-CHP arasında ipler kopmuş görünüyor. İP’in rotasız kalması, kimyasının bozulması yeniden toparlanma telaşına sevk etmiş durumda. Bunun için CHP’nin gölgesinden çıkarak, özellikle de CHP’den kaçacak oyların adresi olmak istemektedir. Bu arada başta büyükşehir belediyeleri dahil olmak üzere belediye başkanlığı pazarlığına da tamamen uzak değildir. CHP’den gelecek kuvvetli ve cazip tekliflere göre pozisyonunu yeniden gözden geçirecektir.

Ancak şimdiden Meral Akşener, tıpkı masadan kalktığı gün gibi CHP çevrelerinin hakaretvari ağır ifadelerle hışmına uğramaya başlamış durumdadır.

Esasen İP’in yapacağı tek şey; en samimi duygu ve düşüncelerle 6’lı masada olmanın yanlışlığının neler olduğunu ortaya koyabilmesidir. Bunun için; çok kapsamlı, çok sahici öz eleştiri yapmaları gerekir. Seçim başarısızlığının nedenini sadece aday tercihine bağlı olarak açıklamaya çalışmak gerçeği yansıtmamaktadır. Aksine muhalefet krizini derinleştirerek, çıkmaza sokmaktır. Bu ihtiyaç sadece İP için değil, kuşkusuz CHP içinde geçerlidir.

PKK’yı, FETÖ’yü, emperyalizmi heyecanlandırmanın, umutlandırmanın, sevindirmenin nedenlerini açık yüreklilikle ortaya koymak gerekir.

Şurası çok açıktır ki; Mavi Vatan, Doğu Akdeniz, Kıbrıs davası, milli teknoloji hamlesi, hidrokarbon filosu, doğal gaz petrol keşfi, TOGG, nükleer enerji, savunma sanayinde yerlilik ve millilik, enerjiden ekonomiye tam bağımsızlık mücadelesi, FETÖ, PKK terör örgütleri ve arkasındaki emperyalizme karşı mücadele ve bunların tüm alt başlıklarında ilk adres değilseniz bu alanlarda verilen mücadelenin neferi, önderi, umut olanı değilseniz daha çok seçim yenilgisi yaşarsınız. O yüzdendir ki, isimler üzerinden değil fikirler ve siyasi tutumlar üzerinden öz eleştiriler ve tespitler yapmalısınız.

Bu çerçevede muhalefet olarak alacağınız doğru tutum; İktidarın verdiği mücadelenin sıkı takipçisi olmak, mücadelesinde aksayan, gerileyen, soğuyan yönleri olursa bu noktada güven veren milli tavır ortaya koymak ve bu bağlamda İktidarın verdiği mücadeleyle yarışmak, daha fazlasını yapabileceğini ispatlayabilmektir.

Yoksa muhalefetin benimseyeceği doğru tutum; iktidarın verdiği mücadeleyi sekteye uğratmak, zedelemek, karalamak, etkisizleştirmek değildir.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …