Anasayfa / Köşe Yazıları / CHP’nin son sınavı

CHP’nin son sınavı

CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun TV100 programına bağlanarak sarf ettiği çirkin sözler tepkilere yol açtı. Daha önce de yaptığı gibi yine Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) karalamaya yönelik iftiralarına devam etti. TSK içindeki ihanet şebekelerini, emperyalist destekli darbeci unsurları tüm TSK’nın bütününü temsil ediyormuş gibi göstererek, PKK terör örgütüne karşı verilen mücadeleye yönelik TSK’ya iftiralar yağdırdı.

Bu dil; PKK terör örgütünün ve onun siyasi kolu HDP’nin dilidir. Daha önce de aynı zat TSK’nın kimyasal silah kullandığına ilişkin çirkin iftiralara başvurmuştu. Aynı çirkin iftirayı atan Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında hukuki süreç işletilince, ona CHP’ den sahip çıkanlar olmuştu. CHP TBMM Grup Başkanı Özgür Özel bunun ifade özgürlüğü olduğunu söylemişti. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP Milletvekili Mahmut Tanal’da aynı desteği vermişti.

Bu zatın son iftiralarına karşılık CHP Sözcüsü Faruk Öztrak; “Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, milletimizin gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetlerini töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise “Konuyla ilgili açıklamayı parti sözcümüz yaptı. TSK bizim göz bebeğimizdir” demekle yetindi.

Tüm bunlar hiç te şaşırtıcı değil. Aslında CHP yönetiminin benimsediği çizgiyle çokta çelişkili bir durum yok. Suriye ve Irak tezkeresine, HDP’nin CHP’ye hitaben yaptığı; “bundan sonra birlikte yol yürüyeceksek bunun ilk sınavı bu tezkereye hayır oyu vermektir” çağrısına uyarak, PKK terörüne karşı mücadele eden Mehmetçiğin Gazi Meclisten istediği tezkereye “hayır” oyu veren CHP yönetimi, PKK terör örgütünü de çok mutlu etmişti.

Bu durum aslında bir kırılma anıydı. CHP çizgisini HDP çizgisine yaklaştırmanın en resmi temsiliydi. PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP’nin; “demokrasi”, “insan hakları”, “barış” maskeleriyle sürdürdüğü maskeli baloya katılımdı.

HDP yönetimini PKK terör anatomisinden kopartabilmek için çaba sarf etmek yerine kolayı seçip yıllardır onlara “taşıyıcı annelik” yapmanın geldiği son nokta idi. CHP yönetiminin yapması gereken, PKK anatomisinden kopmayan HDP yönetiminin peşini bırakarak, HDP’ye oy veren seçmenin peşine düşmekti. Onlara gerçekleri anlatarak, HDP yönetimini şikayet ederek, Çanakkale ruhuyla yoğrulmuş bu toprakların yiğit Kürtlerinin ABD emperyalizmine asker olamayacağının kararlılığını göstermekti. Bu yapılsaydı CHP; hem ülkeye hem de siyaset alanına büyük hizmet etmiş olurdu.

Bunun yerine HDP’ye yıllardır yapılan taşıyıcı annelik, 5 yıldır evlat nöbetindeki yiğit Diyarbakır Anneleriyle yüreklice hemhal olamamalarına da yol açtı. O Anneler ki; Anayasa Mahkemesinden önce HDP’yi kapattı. HDP’nin Diyarbakır il binasının kepenklerini indirten Anneler; “burayı parti sanmayın. Onlar evlatlarımızı çaldılar. Onları ön kapıdan alıp arka kapıdan PKK’ya teslim ederek, ABD emperyalizmine asker ettiler” diyerek, yürekli haykırışlarını, direnişlerini korkmadan, yılmadan 5 yıldır sürdürüyorlar.

Gelinen bu noktada aynı yürekli davranış; CHP’de siyaset yapanlara, CHP’yi yönetenlere, yönetmek isteyenlere, genel başkanlık hevesi güdenlere de düşüyor. Emperyalizmin kirli ajandasının ürünü olan ve Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü, bağımsızlığını hedef alan PKK/PYD-YPG terör örgütünün siyasi koluyla kol kola girmekten vazgeçilmesinin güçlü iradesini ortaya koymaları gerekiyor.

Bu durum CHP’nin son sınavıdır.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …