Anasayfa / Köşe Yazıları / İç cepheden emperyalizme el sallayanlar

İç cepheden emperyalizme el sallayanlar

Ankara’da yaşanan hain terör saldırısı girişimi sonrası Irak’ın yanı sıra Suriye’de bulunan PKK/YPG terör örgütüne yönelik de hava harekatı başlatıldı.

Harekat öncesi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan; “Terör ile mücadelede Türkiye’nin tavrının ne kadar net olduğu bilinen bir husustur. Bu son olayda da 2 teröristin Suriye’den geldikleri, burada eğitim gördükleri açıklığa kavuşmuştur. Silahlı Kuvvetlerimizin bu terör saldırısına cevabı son derece net olacak, böyle bir eylemi gerçekleştirdiklerine pişman olacaklar. Irak ve Suriye’de PKK/YPG’ye ait bütün altyapı, üstyapı tesisleri, enerji tesisleri bundan sonra güvenlik güçlerimizin, topyekun meşru hedefidir. Üçüncü taraflar uzak dursun.”

Bu sözlerdeki 3. taraflar, açık olarak bilinmektedir ki, PKK-PYD/YPG terör örgütünün asıl sahipleridir.

ABD Genelkurmay Başkanı ve sonrasında ABD Merkez Kuvvetleri (CENTCOM) komutanı Suriye’nin kuzeyine gelerek, PKK/YPG kamplarında mesai yaptılar ve ardından adına “tatbikat” dedikleri ifadeyle Türkiye’ye karşı terör örgütüyle birlikte şer provası yaptılar. Bir kez daha ifade etmeliyiz ki bu durum, açık bir insanlık suçudur. Kelime oyunlarıyla, ikiyüzlülükle PKK-PYD/YPG terör anatomisini yok saymakla gerçek ortadan kalkmıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcü yardımcısının basın toplantısında düştüğü durum da sahteliğin tam bir dışavurumudur. Israrlı sorulara rağmen PKK ile PYD/YPG’yi ayrı tutma çabası yüz kızartıcıdır.

ABD emperyalizminin Suriye’nin kuzeyinde oluşturmak istediği şer çabası, karakol işlevli bir garnizon devletçiği peydahlamaktır. Hedefi; bölgeyi sürgit istikrarsızlığa mahkum edip, bölgenin mazlum halklarını birbirine düşmanlaştırarak, zahmetsiz jeopolitik çıkar sağlamaktır. Ayrıca teolojik saplantı da bu duruma kaynaklık yapmaktadır.

Yunanistan, Ermenistan ve İsrail’i karakol işleviyle kullandıkları gibi şimdi de dördüncüsünü bölgeye montajlayarak, Doğu Akdeniz’in yeni jeopolitiğini kontrol etmenin, Çin’in kuşak-yol olarak bilinen jeopolitik yönelişine tedbir almanın ve Türkiye’nin yükselme iradesini kırmanın çabasındalar.

PKK-PYD/YPG terör örgütüne; parasını, silahını, aklını, üniformasını, stratejisini vererek sahaya sürüp Türkiye’yi hedefe koyması, açık bir savaş halidir. Mehmetçik ve tüm güvenlik kahramanları başta olmakla aslında milletçe birlikte emperyalizme karşı tam bağımsızlık mücadelesi sürmektedir.

Ankara’daki saldırı girişimi sonrası başta FETÖ olmak üzere Türkiye düşmanları bir başka fitneyi yaymaya çalıştılar. Bu konuda MHP lideri Dr. Devlet Bahçeli’nin tespiti ve tepkisi meseleyi açık olarak ortaya koymuştur.

“Sosyal medyadan İçişleri Bakanlığı ekseninde maksatlı tartışmaların körüklenmesi, eski ve yeni bakanlar arasında fitne ve fesat üretiminin tahrik edilmesi Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıyan arsızlık ve ahlaksızlıktır. Tescilli FETÖ’cülerin özellikle Sayın Süleyman Soylu’ya iftira kuyruğuna girmeleri, bazılarının da görevdeki İçişleri Bakanı’nı kötülemeleri ülkemize kurulan zaman ayarlı bir tuzaktır.” Bu sözleriyle Dr. Devlet Bahçeli, iç cepheye yönelik bir başka şer çabasına dair net tavrını ortaya koymuştur.

Unutulmamalıdır ki, dış cephede Mehmetçiğin bileğini kimse bükemez asıl olan iç cephedir. İç cephenin siyasi zemini çok önemlidir. Hep uyarıyoruz ki, Türkiye’nin iç politikası, ABD’nin dış politikasıdır.

“PYD sınırlarımızda olursa sorun olmaz, PYD bize mi saldıracak, PYD’nin terör örgütü olduğuna dair istihbarat bilgim yok, Afrin’e sakın girmeyin” seslerini can kulağıyla duyan ABD emperyalizmi bu sesleri iştahla kıymetlendirir ve iç cephemizde gedikler açmanın hevesine kapılır. Şimdi de CHP Sözcüsü

Faik Öztrak; “Sarayın sıkıştığında iki seçim arasında, terör kartına nasıl sarıldığı, seçmeni, güvenlik ile özgürlük arasında, canı ile malı arasında tercih yapmaya nasıl zorladığı hâlâ milletimizin hafızalarındadır. O nedenle bu saldırının bir an evvel, bütün yönleriyle aydınlatılmasını bekliyoruz” diyebildi. İşte alın size yine ABD emperyalizminin ve maşası PKK-PYD/YPG terör örgütünün hoşuna gidecek sözler. Bu sözler kimin işine yarar? Bu sözler kimin lügatinin eseri olabilir?

Bir yandan da PKK-PYD/YPG terör örgütünün siyasi kolu HDP/YSP sözcüsü de; “Kürt sorunu çözülmedikçe Türkiye halkları bunun bedelini ağır ödemeye devam etmektedir” sözleriyle tehditler savurmaktadır.

Bu iki sözcünün birbirine yakın sözleri sarf etmeleri emperyalizme el sallamaktır.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …