Anasayfa / Köşe Yazıları / Tezkerelere karşı çıkan CHP yönetimi yine şaşırtmadı

Tezkerelere karşı çıkan CHP yönetimi yine şaşırtmadı

Irak’ın kuzeyinde PKK terör örgütünün kahpe saldırısı sonucu 12 vatan evladını şehit verdik.

Mehmetçiğe yapılan bu alçakça saldırı sonrası kahraman şehitlerimizi henüz toprağa vermeden, iç cephemize yönelik de saldırılar hızlıca devreye girdi.

PKK terör örgütünün siyasi kolu DEM ve onunla kol kola giren CHP yönetimi yine aynı safta yer aldı. Gazi Meclis’in PKK terör örgütünü lanetleyen bildirisine PKK terör örgütünün siyasi kolu DEM ve CHP imza atmadı.

O bildiri ki, hain saldırıdan hemen sonra hızlıca kaleme alınmış ve içerdiği ifade şöyleydi; “Bölücü terör örgütü PKK tarafından iki gündür gerçekleştirilen hain terör saldırıları neticesinde 12 vatan evladımızı kaybetmiş bulunmaktayız. Milletimizin başı sağ olsun. Bu menfur saldırılarda şehit düşen kahraman askerlerimize Cenabı Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve milletimize sabır, yaralılarımıza acil şifa diliyoruz.”

Bu ifadenin altına diğer dört parti gibi neden imza atmazsınız? Nedir çekindiğiniz? Aslında cevabı Türkiye sevdalılarınca çok iyi bilinen bu sorular, CHP yönetiminedir. Bu bildiriye imza atmayan CHP daha sonra kendisi bir bildiri hazırlamış, bildirisinde yine PKK terör örgütü ismi geçmemiş ve bildiri de Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) acziyet içinde gösterme refleksi ağır basmıştır. Suriye, Irak ve Libya tezkerelerine, PKK terör örgütünün siyasi koluyla kol kola girip ” hayır” oyu veren CHP yönetimi, bu tavrıyla aslında şaşırtmamıştır. Bu tavrıyla yani tezkerelere “hayır” oyu vermiş olmakla, Mehmetçiğin terörün kaynağında, kuluçka merkezlerinde yaptığı mücadeleye onay vermemiştir. O yüzden şimdiki tavrıyla şaşırtıcı olmayan bir tutumun içindedir. Şaşırtıcı değildir ama rahatsız edicidir, üzücüdür. Zorlama, yapay, samimi olmayan gerekçelerle bu tutumu sergiliyor olması, PKK terör örgütünün siyasi koluyla aynı safta olması gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Bu tutum ne acıdır ki, Türkiye’nin safından kopmadır. Bu tutum; ABD emperyalizmini ve onun maşası PKK terör örgütünü, siyasi kolunu, Siyonist soykırımcı İsrail’i mutlu etmektir. CHP yönetimi için bu son durum, kırılma noktasıdır. Artık PKK terör örgütünün siyasi kolu DEM’le demlenme süreci netleşmiştir. CHP, DEM’lenmeye karar vermiştir. Birkaç puan oy uğruna tutulan bu yol; Türkiye safını zedelemektir. Türkiye’ye asla iyilik yapmak değildir.

PKK terör örgütünün ve siyasi kolunun kirli, kanlı maskesini düşüren, Anayasa Mahkemesi’nden önce HDP’ye kepenk indirten Diyarbakır Anneleri’ne dört elle sarılmaktan çekinen, sahip çıkmaktan sakınan CHP yönetimi, şimdi de yerel seçimlere yönelik önceliğine kilitlenmiş durumdadır.

Öncekilerinin de son saldırının da asıl faili ABD emperyalizmidir. Son günlerde ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde PKK terör örgütüyle yaptığı ve adına “tatbikat” dediği de bir terör eylemidir. PKK eliyle terör saldırıları provası yapmaktır.

Türkiye’ye emperyalizmin üç silahın namluları çevrilidir. Birincisi; emperyalizmin terör silahı, ikincisi emperyalizmin kur silahı, üçüncüsü ise emperyalizmin “demokrasi” maskeli silahıdır.

Emperyalizmin terör silahı; FETÖ, DEAŞ, PKK/PYD-YPG terör örgütleriyle dış cepheden, emperyalizmin “demokrasi” maskeli silahı ise PKK/PYD-YPG terör örgütünün siyasi koluyla iç cepheden Türkiye’ye namluları çevrilidir.

Mücadele; iç ve dış cephede birdir. Vatan savunması bütündür. Dış cephede Mehmetçiğin bileğini bükemeyenler için asıl iç cephede şer beklentileri büyüktür.

Gazi Meclis’in çatısı altında terörist başına “irademizdir” diyenlerle, şehitlerimizin katillerini selamlayanlarla, son saldırı sonrası kongrelerinde kutlama yaparak halay çekenlerle oy uğruna işbirliğine soyunmak iç cephe üzerinden Türkiye düşmanlığına ortak olmaktır.

Acıdır, üzücüdür, sonucu çıkmazdır.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …