Anasayfa / Köşe Yazıları / Kılıçdaroğlu’nun milliyetçilik sınavı

Kılıçdaroğlu’nun milliyetçilik sınavı

Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2.turuna günler kala Kemal Kılıçdaroğlu’nun milliyetçi oylara yönelmek istediği için söylem değişikliğine gittiği tespitleri yapılıyor. Son günlerdeki konuşmaları bu tespiti doğruluyor.

Her şeyden önce “milliyetçi oylar” vurgusuna itirazım var. Bu vurguyla ayrı bir sıfatlandırma yapılarak, partilere, kişilere bağlı bir ayrım yapılıyor. İşin özü değil, etiketiyle yetiniliyor. O yüzden bu sıfatlamayla etnik sentezleme değil aksine ayrıştırma yapılıyor. Zira “Kürt seçmen”, “milliyetçi seçmen” diye ayrı vurgular yapılarak, Kürt seçmen aynı zamanda “milliyetçi seçmen” olamazmış gibi bir ayırımcı bir vurgulama yapılıyor. Bu yaklaşım, bu toprakların bin yıllık mücadelesini hiç anlamamaktır, hiçe saymaktır.

Çanakkale ruhuyla yoğrulmuş bu toprakların tam bağımsızlığı için yüreğindeki ateşi hiç söndürmeyen, bu toprakların asli unsuru yiğit Kürtler milliyetçi olamazmış gibi bir koşullandırma bu toprakların tutumu olamaz.

Bizim için milliyetçi olmak; ülkesine, vatanına, toprağına, kurduna, kuşuna, milletine, değerlerine sımsıkı sarılarak, istiklal aşkını yitirmemek, Türkiye sevdasını kaybetmemek, tam bağımsızlık hedefinden şaşmamak bunun için de emperyalizme asla boyun eğmemektir.

Kılıçdaroğlu da milliyetçi olmayı bu kapsamda benimseyecekse, bugüne değin gösterdiği tutum ve söylemlerden vazgeçmesi gerekir. Nasıl mı?

Milletime sesleniyorum diye söze başlayarak şunları ifade etmesi gerekir;

” Her şeyden önce Mehmetçiğin Gazi Meclis’ten istediği tezkereye yanlış yaptım. PKK/YPG terör anatomisinden kopmayan HDP sözcüleri bize, ‘bundan sonra birlikte yol yürüyeceksek bunun ilk sınavı bu tezkereye hayır vermektir’ dedikleri halde onlara uyup tezkereye hayır oyu verdik. Oysa Mehmetçiğin istediği tezkere emperyalizmin sahaya sürdüğü terör örgütlerine karşı amansız mücadele için gereken yetkiydi.

Kayyumlar kalkacak dedim, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı uygulayacağım dedim, Demirtaş serbest kalacak dedim, KHK’lar görevlerine dönecek dedim. Hepsiyle PKK/YPG HDP/YSP ve FETÖ’yü sevindirdim, beklentilerini büyüttüm. Emperyalizmin hevesini artırdım. Doğru yapmadım.

Bir videoda Türk Yolu adlı bir harita gösterdim. O haritada Azerbaycan yoktu. Yanlış oldu. O haritayı da ortadan kaldırdım.

Kıbrıs için KKTC’yi korumak, tanıtmak yerine iki toplumlu gibi ifadelerin yer aldığı, içinde FETÖ, PKK/YPG terör örgütlerinin adı geçmeyen, tam bağımsızlık hedefi gütmeyen, 6’lı masanın ortak mutabakat metnini 2. tura yetişirse milli teknoloji hamleleriyle enerjiden ekonomiye tam bağımsız Türkiye mücadelesiyle uyumlu hale getirmek istiyorum. Yetişmezse Avrupa’dan aferin alan bu metni bir kenara bırakıyorum.

Rusya’ya karşı ABD/NATO ambargolarını uygulayacağımı söylemiştim. Yanlış yaptım. Türkiye’nin çıkarlarını esas alarak bu söylemden vazgeçiyorum. Gördüm ki bu vaat; Türkiye’nin değil, ABD’nin çıkarlarına hizmet ediyor.

Ayrıca Muharrem İnce’ye yapılan çirkin karalama, iftira kumpasının kaynağı FETÖ olduğu ve maalesef benim partimden bazı isimlerin de olaya karışmasına rağmen tutup üstelik delillerim var diyerek, Rusya’yı suçladım, seçime karışmakla itham ettim. Rusya yalanladı. Kanıtım hislerimden başka bir şey olmadığı da anlaşıldı. Yanıldım. Yapmamalıydım. Türkiye’nin başta turizm gelirlerine olumsuz yansıması tehlikesine yol açtım.

300 milyar dolar getireceğim dedim. İtiraf etmeliyim ki, İngiltere’de görüştüklerim sıcak paracılardı. Onlar da gelse gelseler aldatıcı bahara yol açarak, Türkiye’nin enerjiden ekonomiye tam bağımsızlık mücadelesini zedeleyecek pozisyonda olurlar. Bundan da vazgeçiyorum.

Aynı şekilde ABD’li Sierra Nevada şirketini Türkiye’ye getireceğimi söyledim. Bunda da yanlış yaptım. O şirket ki, başında Türkler var diyerek, 2015 yılında Türkiye’ye davet edilmiş ve milli uçak üretiminde paydaş olması istenerek, üretimin %70’inin Türkiye’de olması şartını ve ABD ambargosuyla karşılaşıldığında geri adım atmamaları koşulu önlerine konmuş. Ama kabul etmemişler. ABD stratejisinin uzantısı olmaktan çıkamayacaklarını göstermişler.

Bundan sonra Türkiye’nin milli teknoloji hamleleriyle enerjiden ekonomiye tam bağımsızlık mücadelesinde gerçek hasmının emperyalizmin olduğunu ortaya koyarak, bu mücadelenin neferi olacağımı beyan ediyorum” derse o zaman son videosunda arkasına koyduğu Kalpaklı Gazi Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafındaki Kuvvay-i Milliye kalpağını kendisi de giymiş olur. Böylece milliyetçiliğe, geçici kullanımlı bir etiket olarak değil, özlü bir kararlılıkla ilk adımı atmış olur.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …