Anasayfa / Köşe Yazıları / Emperyalizmin terör silahı yine işbaşında

Emperyalizmin terör silahı yine işbaşında

İran’da patlayan bombalar çok sayıda insanın katledilmesine yol açtı. Terör saldırısını DEAŞ terör örgütü üstlendi.

Kullanışlı aparat DEAŞ’ın yeniden sahaya sürüldüğünü görüyoruz. Birkaç gün önce Türkiye’de eylem hazırlığında olduğu tespit edilen DEAŞ militanlarının yakalanması, o günlerde İsrail’in dış istihbarat örgütü MOSSAD adına casusluk faaliyetlerinde bulunan 34 kişinin ele geçirilmesi büyük fotoğraf içinde değerlendirilmesi gerekir. Türkiye ve İran üzerinden bölgeyi terörize ederek, iç karmaşa çabaları sınanmaya devam ediyor.

Bir kez daha anlaşılmalıdır ki; DEAŞ terör örgütü, ABD ve onun karakolu İsrail’in kontrolündedir.

Suriye’de kurdukları terörün tahterevallisinin bir ucuna DEAŞ’ı diğer ucuna da PKK terör örgütünü oturtmuşlardı. DEAŞ terör örgütü, kendisinden sonra PKK terör örgütünün yerleşmesi gereken yerlere önce o gitmişti. Sonra da sözüm ona DEAŞ terörüyle mücadele için ABD-İsrail destekli PKK terör örgütü o yerlere gidip, yerleşmişti.

Bu terör oyununun özünde DEAŞ, Suriye’de PKK terör örgütünün meşrulaştırma aracı olarak işlevselleştirildi.

Bu terör oyunu, bugünkü parçalı Suriye haritasının üreticisidir. Fiili olarak parçalanmış görüntü, Siyonist-evanjelist emperyalizmin istediğidir. Buna Irak’ı ve Türkiye’yi de dahil edebilmek emperyalizmin en büyük şer hevesidir.

Emperyalizmin terör silahı, esasen mazlumlar coğrafyasını dağıtmanın çabasındadır.

Emperyalizmin karakolu, soykırımcı İsrail’in başındaki eli kanlı, çocuk katili Netanyahu’nun Gazze saldırısının ilk günlerinde söylediği,” Ortadoğu’nun haritasını değiştireceğiz” şer arzusu, “vaat edilmiş topraklar” şer çabası, ” Davud koridoru” şer hedefi, DEAŞ ve PKK terör örgütlerinin beslenmesinin nedenleridir.

Bir kez daha vurgulanmalıdır ki, dış cephede Mehmetciğin bileğini hiçbir güç bükemez ama asıl olan iç cephedir. İç cephede gedikler açmak, fitne çıkarmak, iç bütünleşmeyi zedelemek, değerleri zayıflatmak Türkiye’nin geleceğine ipotek koymaktır. Emperyalizm ve maşalarının yıllardır boş durmadığı, şer ajandasında en çok önemsediği şer hevesi bu yöndedir.

Bir kez daha vurgulamak gerekir ki, emperyalizm kendisine karşıtlık oluşturacak düşünce akımlarının, inanç yapılarının ya içine girerek kontrol eder ya da sahtesini üretir.

Milliyetçilik, bunun ilk akla gelmesi gereken örneğidir.

İç kaos çıkarabilmek için çatışma üretmeye müsait konuları öne çıkarmak ve provokasyon aracına dönüştürmek, emperyalizmin ve maşalarının, uzantılarının, sahaya sürdüğü plastik suratlılarının kullandığı yöntemdir.

Tüm şer heves ve arzular, Türkiye’nin tam bağımsızlık mücadelesini zayıflatma, zedeleme mümkünse bertaraf etme çabasıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki son saptaması ve uyarısı çok önemlidir; “Tam bağımsız Türkiye ülkümüz sadece bir söylem olmaktan çıkıp Allah’a hamd olsun adım adım gerçeğe dönüşüyor. Eski Türkiye’ye alışık olanların bundan rahatsızlık duyması gayet tabiidir. Artık kullanım ömrü bitmiş, küf kokan eski tartışmaları yeniden piyasaya sürme girişimleri asla masum değildir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sözleri, Türkiye’nin mücadelesinin özünü en net şekilde ortaya koymaktadır.

Bu çerçevede hepimize büyük sorumluluk düşmektedir. Türkiye sevdalıları bu kirli, şer oyunu bozmak için bağımsızlık ruhuna sımsıkı sarılmalıdır.

Emperyalizme ve maşalarına, uzantılarına karşı dış cephede ve iç cephede omuz omuza sarsılmaz mücadelemiz yeminimizdir.

Yaşasın tam bağımsız Türkiye…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …