Anasayfa / Köşe Yazıları / Emperyalizmin terör, kur, demokrasi silahı

Emperyalizmin terör, kur, demokrasi silahı

Ne yaşadığını, nasıl yaşadığını bilen toplumlar için gelecek vardır. Bunu başaramayanların geleceklerini başkaları tayin eder.

Uluslararası ortam güç sahasıdır, av sahasıdır. Yeryüzünden silinemeyen sömürü düzenidir buna yol açan. Avcısı, av arayanı bol olan sömürü düzeninde av olmamak için güçlü olmak zorunluluktur. Hele de de bulunulan coğrafi konumun iştah artırıcı özellikleri de varsa kaçınılmaz olarak güçlü olmak geleceğinizin teminatıdır.

Yoksa en modern çağ da, modern yöntemlerle ilkel sömürü düzenin cenderesine sıkıştırılırsınız. Bağımlılık kaderinize dönüştürülmek istenir. Bağımlılıktan sıyrılma çabalarınız doğmadan köreltilmeye çalışılır.

Mazlumlar coğrafyasının sınırlarının daralması, sömürü düzeninin başat aktörleri için; sömürü, egemenlik sınırlarının daralması anlamına gelir. Bu da kolay hazmedilemez ve emperyalizm için hasmane yol ve yöntemlerin çeşitlenmesine ve keskinleşmesine yol açar.

Emperyalizmin gözü döner. Kullanabileceği tüm araçları devreye sokar. Kullanışlı zatları aktif kılar. Yenilerini ekibe katar. Şiddet, savaş iç çatışma, kaos, karmaşa gibi gözü dönmüşlüğün eseri olacak yöntemler de ajandasında hep yazılıdır. Zamanını kollar. En uygun koşulları gözetir. Seçimlere ilgisi, vazgeçilmezidir. Mutlaka yoğun ilgi gösterir. Yakından takip eder. Daha az zahmetle seçim yoluyla aracıları, vekilleri, kontrol ettikleri eliyle sonuç almaya çalışır.

Türkiye yıllardır emperyalizmin hedef ülkesidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan sıkıştırma, yön verme çabaları hiç eksilmemiştir. Ekonomide bağımsızlık olmadan, siyasi bağımsızlık olamaz gerçeğiyle Cumhuriyetin ilk yıllarında özellikle savunma sanayiinde atılan ilk hamleler, emperyalizmin köreltme çabasıyla karşılaştı. Devrim otomobili gibi tüm hamleler köreltildi. Türkiye’ye yüksek teknoloji üretiminden uzaklaştırılarak, deli gömleği giydirilmek istendi. Batı’nın biçtiği ekonomik ve siyasal modelin ve pozisyonun dışına çıkması istenmedi. Darbeler, iç çatışmalar, etnik mezhepsel gerilimler, terör örgütleri ve gladyo faaliyetleri emperyalizmin Türkiye ajandasında hep yer aldı ve hep de devreye sokuldu.

Bugün de aynı ajandanın kirli mahsulleri devrede. Emperyalizmin 3 silahının namluları Türkiye’nin üzerinde. Emperyalizmin terör silahı, emperyalizmin kur silahı ve emperyalizmin demokrasi silahının namluları özellikle son 12 yıldır Türkiye’yi teslim alabilmek için üzerinde.

PKK/YPG, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C gibi terör örgütleri üzerinden sadece terör silahıyla başaramadıklarını, diğer silahlarıyla başarabilmenin hevesinde. Bir yandan ekonomide kur silahının diğer yandan demokrasi silahının namlularıyla şimdi seçimde sonuç alabilmenin şer hesabında.

PKK/YPG terör yapısının siyasi kolu HDP ve onunla kol kola girenlerle terör silahıyla başaramadığını demokrasi silahıyla başarmanın hevesinde. Demokrasi maskelerini kuşanan bu silah, seçmen iradesini yanıltabilmenin hedefinde. Mehmetçiğin, Suriye, Irak terör operasyonlarını sürdürebilmek için Gazi Meclis’ten istediği yetki tezkeresine HDP’nin çağrısına uyup, “hayır” diyen CHP yönetimi, şimdide 6’lı masanın ortak adayı olarak, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla pozisyonunu net olarak ortaya koyuyor.

Emperyalizmin derdi; Mehmetçiğin sınır ötesi terör operasyonlarının durdurulması, Irak ve Suriye’den Mehmetçiğin çekilmesi, PKK/YPG terör örgütünün sözde devlet yapılanması KCK’nın bir gereği olarak varlığının sürmesini istedikleri yerel yönetimlerde eş başkanlık sistemiyle terör örgütlerinin lojistiğinin, finansmanının, insan kaynağının kesintisinin sürmesi için kayyumluğun kaldırılması, yerel yönetimler özerklik şartının uygulanması, Öcalan dahil tüm tutuklu örgüt elemanlarının serbest kalmasıdır.

Böylece kirli, kanlı bölme- parçalama hedefi amacına ulaşmış olacak. HDP sözcülerinin bugünlerde peş peşe en üst perdeden ifade ettikleri siyasi hedefler emperyalizmin demokrasi silahının mermileridir. Bu mermilerle amaçlarına ulaşırsalar o zaman terör silahının namlusu aşağıya inecektir. PKK/YPG-HDP onların efendisi emperyalizmin istediği budur. Kılıçdaroğlu’ndan da talep edilen budur. Bu talebe karşılık Kılıçradoğlu’nun; ” hangi hakla benden bunu beklersiniz. Sizler de, FETÖ de emperyalizmin tetikçilerisiniz. Sizlerle mücadelenin en büyüğünü ben yapacağım. PKK/YPG terör örgütünün ve onun siyasi kolu HDP ve FETÖ eliyle emperyalizmin kirli, kanlı egemenlik kurma hedefini yerle bir edeceğim” demedikçe emperyalizmin de, tüm uzantılarının da beklentisi körelmeyecek.

Türkiye’nin tam bağımsızlık davasının hasmı, emperyalizmdir. Ağzını emperyalizmi almaktan çekinen siyasetçilerden çekinin. Bu topraklar korkakların toprağı olamaz. Bu topraklar maskelilerin egemen olacağı topraklar olamaz. Bu toprakların Çanakkale ruhuyla yoğrulmuş Kürt’ü, emperyalizmin Kürt’ü olamaz.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …