Anasayfa / Köşe Yazıları / Emperyalizm yine yenildi

Emperyalizm yine yenildi

Bugüne değin 3 silahıyla emperyalizm, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini çökertmenin şer çabasındaydı. Her yol ve yöntemi denedi. Terör silahıyla diz çökertemeyince demokrasi maskeli silahına sarıldı. Türkiye’nin iç politikasını, ABD’nin dış politikası yapmak istedi. PKK/YPG terör örgütünün siyasi kolu HDP/YSP ile CHP’nin kol kola girmesiyle beklentisini yükseltti.

Suriye ve Libya tezkerelerine HDP ile el ele hayır oyu veren CHP Genel Başkanı ve yönetimi, emperyalizmin dikkatini çekti. HDP’nin “bundan sonra birlikte yol yürüyeceksek bunun ilk sınavı tezkereye hayır oyu vermektir” çağrısına uyarak, CHP yönetimi hayır oyu verip, HDP’nin sınavından geçmişti. Ardından CHP Genel Başkanı ve PKK/YPG terör örgütünün siyasi kolu HDP/YSP ve 6’lı masanın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, emperyalizmi yine mutlu edecek, beklentisini yükseltecek söylemlere yönelmişti. “Kayyımlar kalkacak, Avrupa Yerel Yönetimlere özerklik şartı uygulanacak, Demirtaş ve Kavala serbest kalacak, tüm KHK’lılar devletteki görevlerine dönecek” demişti. Böylece PKK/YPG ve HDP’nin tutum belgesinde kaleme aldıkları can alıcı noktaları kazanırsa uygulayacağını beyan etmişti. Emperyalizm çok mutluydu. Bundan sonra da tezkerelere hayır oyu verilerek, Suriye ve Irak’ta Mehmetçiğin teröre karşı operasyonları sonlanacak ve Türkiye’ye geri dönecekti. Böylece kirli emperyalist plan işleyecek terör örgütü eliyle garnizon devletçik oluşacak, Suriye’nin parçalanması kesinleşecek, Irak’a da aynı hava sirayet edecek sonrasında Türkiye’ye jeopolitik baskı artacaktı.

Libya’dan da güvenlik desteği çekilecek ve Doğu Akdeniz’de emperyalizmin jeopolitik planı işleyecekti.

Karabağ 30 yıllık emperyalist işgalden kurtarılarak,özgürleşmesi emperyalizmi rahatsız etmişti.

Azerbaycan-Türkiye kenetlenmesinin jeopolitik olarak daha fazla güçlenmesi emperyalizmin rahatsızlığını büsbütün artırmıştı. Bir yandan da Türk Devletleri Teşkilatı kurumsallaşma yolunda mesafe alıyordu. Emperyalizm huzursuzdu. Bu huzursuzluğa derman olacak bir harita çıkmıştı ortaya. Harita Kılıçdaroğlu’nun elindeydi ve yayınladığı video da sözde “Türk Yolu” haritası olarak, göstermişti. Harita sözde “Türk Yolu” haritasıydı ama Azerbaycan yoktu haritada. Yine iştahlanmıştı emperyalizm. Tam arzuladıkları oluyordu.

Bu duruma bir de Kıbrıs konusu eklenince emperyalizmin dikkati de, heyecanı da artıyordu.

Türkiye ve KKTC’nin adada iki devlet resmi politika ve stratejisine rağmen, 6’lı masanın ortak politikalar mutabakat metninde, bu kararlılığı zedeleyecek biçimde iki toplumlu Kıbrıs tezi işleniyordu. Emperyalizmin umudu da, beklentisi de artmıştı.

Üstelik Kılıçdaroğlu’nun dış politika başdanışmanı Çeviköz’den; “Mavi Vatan’dan çok da söz etmek saldırganlık olarak algılanır” sözleri duyulunca giderek, emperyalizm mest olmaya başlamıştı.

Seçimlere birkaç gün kala da Kılıçdaroğlu Rusya’yı hedef almıştı. Cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek için Muharrem İnce’ye FETÖ tarafından tezgahlanan çirkin dijital saldırının suçunu sağlam delillerim var diyerek, Rusya’ya atmış, seçimlere müdahaleyle itham etmişti. Sonra da Rusya’dan sert yalanlama gelince de Rusya’ya teşekkür etmiş, sağlam delilleri hisleriyle sınırlı kalmıştı.

Bunun yanı sıra iktidara gelirse ABD’nin Rusya ambargosuna Türkiye’nin de katılacağını bildirmişti. Emperyalizm için muhteşem haberdi.

Üstelik başta Fransa, Almanya halkları yönetimlerini suçluyor, “ABD’nin oyununa geldiniz olan başta Ukrayna halkına sonra da bize oldu” tepkisini yükselttikleri bir dönemde Kılıçdaroğlu’nun Rusya’ya ambargo uygulayacağım vaadi, ABD için ilaç kıvamında bir sözdü.

Kılıçdaroğlu’nun ABD’li Sierra Nevada şirketinin Türkiye’ye çağrılarak, Atatürk Havalimanı’na konuşlatılacağını öğrenince emperyalizm; 100 yıl önce Nuri Demirağ’ları, Vecihi Hürkuş’ları, Nuri Killigil’leri, Şahir Zümre’leri hatırlamıştı. O günlerde onların hedeflerini köreltmeyi başardığını şimdi de başarabileceğine dair umutları artmıştı, heyecana kapılmıştı.

Milli teknoloji hamleleriyle enerjiden ekonomiye tam bağımsız Türkiye mücadelesinin zedelenmesi için umut doğmuştu. Demokrasi maskeli silahının işe yarayacağına inanmıştı. Türkiye’nin iç politikası, ABD’nin dış politikası olarak yapılanmıştı. Artık yayınlar yapılmalı, büyükelçiler seferber olmalı, Kılıçdaroğlu açıkça desteklenmeliydi.

ABD Başkanı Biden üzerine düşeni daha başkan adayıyken yapmış; “Erdoğan’ı bu defa seçimle devirebilmek için muhalefet liderlerini açık açık desteklemeliyiz” demişti.

Emperyalizmin yayın organları desteğini artırmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan kurtulmak istediklerini açıkça beyan eder hale gelmişti. Bunun için de Kılıçdaroğlu’na oy verilmesini istiyorlardı.

Ama seçimi, manda ve himaye asla kabul ettiremeyeceğiniz, bağımsızlık tutkunu Türk Milleti yapacaktı.

Yaptı da. Bir kez daha manda ve himaye kabul edilemez dedi.

Ve emperyalizm bir kez daha yenildi.

Türkiye Yüzyılı’nda yaşasın tam bağımsız Türkiye.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …