Anasayfa / Köşe Yazıları / CHP’de ve muhalefette değişimin anlamı

CHP’de ve muhalefette değişimin anlamı

Seçim sonuçlarının muhalefete yönelik yansımaları gündemdeki yerini koruyor.

6’lı masanın her bileşeni için ayrı bir süreç işleyecek.

Seçime yönelik 6’lı masanın, içeriği belirsizliklerle dolu değişim vurgusu, şimdi asıl kendileri için gündemde. Partileşme süreçlerini henüz tam manasıyla tamamlayamamış olanlar için değişim süreci başka bir düzlemde işleyecek. Seçimdeki oy oranları belli olmayan dört partinin Meclis’teki konumları, gelecekleri açısından en temel etkileyici unsur olacak.

6’lı masanın iki ana bileşeni partiler için değişim süreci daha farklı düzeyde işleyecek. İyi Parti açısından sadece genel başkan değişimi değil, aynı zamanda siyasi çizgi değişimi de gündemde olacak. Yavuz Ağıralioğlu’nun istifa sürecinde; “terör örgütünün gölgesinin düştüğü yerde olamam” vurgusuna ilave olarak ifade ettiği; “ben partinin iç sesiyim” vurgusunun anlamı bugün çok daha fazla kuvvetlenecek. Buna göre İyi partinin rotası belli olacak ve partileşme süreci onun içinde geçerli olacak. Zira muhtemel genel başkan tartışması, değişim için tek başına yeterli olmayacak.

CHP için değişim vurgusunun ise çok kapsamlı anlamı olacak. Bugünlerde Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik ve sadece ona odaklı değişim çabasının veya beklentisinin CHP’nin gerçek ihtiyacını karşılamaya yetmeyecek.

CHP genel başkanlığı koltuğuna odaklı değişim vurgusu, son seçime yönelik ne gerçek sorgulamayı, ne de ihtiyaç duyulan gerçek değişim ihtiyacını asla yansıtmayacak.

Bu noktada Kemal Kılıçdaoğlu’nu kazanacak aday konumuna getireceği savıyla Ankara ve İstanbul belediye başkanlarını da seçim yarışına sokulmasının sonuçları birlikte değerlendirilmelidir.

Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun katkısının irdelenmesi esas olmalıdır. Zira CHP genel başkanlığında öne çıkan isim odur.

Bu bağlamda birçok sorunun cevabı İmamoğlu nezdinde aranmalıdır.

Her şeyden önce ilk soru; kaybedilmiş seçimin tek kaybettireni Kılıçdaroğlu mudur?

İmamoğlu’nun bu bağlamda irdelendiğinde katkısı neler olmuştur?

İlk akla gelen, memleketi olan Trabzon oylarını yükseltebilmiş midir? Van mitinginde HDP ikliminin etkisine girerek, eşinin yaptığı el işaretinin siyasi anlamının yurdun her yerinde bir karşılığı olmamış mıdır?

CHP genel başkanlığını hedefleyen İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’ndan farklı hangi siyasi tutumu, çizgisi, anlayışı ve tercihleri vardır?

Kılıçdaroğlu’na ve kendisine oy kaybettiren ittifaklardan kopmayı göze alabilmekte midir?

Bunların başında da PKK/YPG terör örgütünün siyasi kolu HDP ile girişilen yakınlaşma çizgisini eleştirmekte midir? Bu noktada HDP ile el ele verip, Mehmetçiğin Gazi Meclis’ten istediği Suriye-Irak tezkeresine ve Libya tezkeresine hayır oyu verilmesini eleştirmekte midir? Ben olsam öyle olmazdı demekte midir? Kayyımların sonlandırılacağı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın uygulanmaya başlanacağı, KHK’ların devletteki görevlerine döneceği, Demirtaş ve Kavala’nın serbest bırakılacağı sözlerini seçim sürecinde doğru bulmasa da karşı çıkamadığını ama şimdi özeleştiri yaparak, bu çizgiyi benimsemediğini söyleyebilmekte midir?

Aynı şekilde; ABD’li şirketin Atatürk Havaalanı’na konuşlanacağına, ABD’yi sevindirecek olan Rusya’ya ambargo uygulayacağına dair sözlerin de doğru olmadığına dair özeleştiri yapmakta mıdır?

Baykar Makina’yı hedef alan sözlerin de yanlış olduğunun altını çizmekte midir?

3 yılı aşan direnişleriyle PKK/YPG terör örgütünün siyasi kolu HDP’ye kepeng kapattıran Diyarbakır Annelerine gereken ilginin, desteğin HDP çekincesi nedeniyle gösterilmemesinin yanlışlığını kabul etmekte midir?

Mavi Vatan, Kıbrıs, Karabağ, Azerbaycan konusunda sarf edilmiş sözlerin de özeleştirisini yapmakta mıdır?

FETÖ, PKK terör örgütlerinin ve arkalarındaki terör ve sömürü baronlarının, emperyalizmin Kılıçdaroğlu’nun kazanmasına yönelik beklentilerini açıkça ortaya koymalarından rahatsız olmuş mudur? Olmuşsa neden sessiz kalmıştır?

Bizim bu konuda Kılıçdaroğlu’ndan istediğimiz 3 etkili videoyu (PKK/YPG’ye, FETÖ’ye ve emperyalizme yönelik) o olsa yapar mıydı? Aynı çevrelerin beklentilerinin kendisi için de geçerli olmasına yönelik yaklaşımı nedir?

Milli teknoloji hamleleriyle enerjiden ekonomiye tam bağımsızlık mücadelesine nasıl yaklaşmaktadır? Bu mücadelenin neresindedir? Küresel kuşatmaya karşı bugüne değin direne direne, çarpışa çarpışa verilen mücadeleye katkısı neler olmuştur? Bu konularda da özeleştiri ihtiyacı duymakta mıdır?

Bunun gibi bir dizi sorunun cevabı etraflıca, açık açık, en samimi ve sahici biçimde verilmedikçe CHP genel başkanlık değişimi; yaş, tip, endam, sahne şovu becerisine yönelik olmaktan çıkamaz. Onun da ne CHP’ye, ne de Türkiye’ye katkısı olur.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …