Anasayfa / Köşe Yazıları / Soykırıma dört saatlik mola

Soykırıma dört saatlik mola

Gazze’de Filistin soykırımı sürerken, adına “insani duraklama” dedikleri yeni uydurma bir kavramla bir başka insanlık dışı yaklaşıma tanık olunuyor.

24 saatin 20 saati bombalamaya devam edecek yani soykırımı sürdürecek geriye kalan 4 saatte de ara verileceği belirtiliyor. Bu insanlık dışı uygulama niyeti, hiç kuşkusuz ateşkes anlamını asla taşımıyor. Zaten ateşkes olmadığını utanmadan pervasızca da en baştan söylüyorlar.

Yapmak istediklerinin insani tercümesi, çocuk katletmekten yorulmanın molasını vermektir. Ayrıca en azgın saldırganlıklarına rağmen kıramadıkları direnişin gücünü zayıflatmaya yönelik yeni hesaplar yapmaktır.

Başta ABD olmak üzere onun ileri karakolu İsrail’in ortak hedefi; Filistin’i, vatanlarını, geleceklerini savunan Hamas’ı tamamen ortadan kaldırmaktır. Bu şer hedef, Filistin’in tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Filistin davasını sona erdirme çabasıdır.

Bu çaba için bir süre önce sözde normalleşme anlaşmaları, İbrahim anlaşması yaptılar. Bu anlaşmalarla hedeflenen; Filistin davasını unutturan, etkisizleştiren hamlelerle, bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşunu savunacak, destekleyecek ve nihayetinde onun için canı pahasına mücadele edecek aktör bırakmamaktır.

Öte yandan Batı Şeria’daki mevcut Filistin yönetimi de İsrail’in avuçlarının içindedir.

Bu yönetimin başında olan Mahmut Abbas, kuklalaştırılmıştır ve maaşı da İsrail tarafından verilmektedir. Buna göre Filistin yönetiminin, yönetimi İsrail’in elindedir.

Ayrıca Batı Şeria’da duvarlarla çevrili abluka altındadır ve yekpare, kesintisiz Filistin yerleşmesi yoktur. Aralara serpiştirilmiş yasadışı, işgalci yerleşimcilerin varlığı ve gerekçesi üzerinden İsrail bölgenin sözde güvenliğini elinde tutmaktadır. Yaklaşık 250 işgalci yasadışı yerleşme biriminin Batı Şeria’da yer alması, İsrail için Filistinlilerin özgürlüklerinin ellerinden alınmasının gerekçesidir. Bugün de sık sık gece yarısı veya sabaha karşı evleri basılmakta, katliamlar yapılmakta, bir kısmı rehin alınmaktadır.

Tabii ana hedef, Gazze’yi soykırıma uğratarak, tamamen kontrolü ele geçirmektir. Abbas da bu zemin de işbirliğine hazırdır. Bu noktada Gazze üzerindeki yoğunlaşmanın jeopolitik içeriğini de göz ardı etmemek gerekir. Süveyş Kanalı’nın etkisini azaltacak yeni bir kanal projesi gündemdedir. Bu projede; Doğu Akdeniz, Gazze üzerinden Kızıldeniz’e bağlanacak, adı David Ben-Gurion kanalı olacak bu su yolu ile İsrail’in Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon kaynaklarının Çin ve Hindistan’a ulaştırılması hedeflenecek. Buna bağlı olarak da Gazze açıklarındaki Filistin’in malı olan hidrokarbon kaynaklarını da İsrail’in hükmetmesi sağlanacak.

Öte yandan Haçlı-Siyonist emperyalizminin saplantılı şer hevesi olan, “vaat edilmiş topraklar” ki Türkiye’ye de uzanan bölge üzerinde egemenlik kurulacak.

Bu kapsam içinde; Suriye’yi parçalayarak, kuzeyinde tıpkı kendisi gibi emperyalizmin yeni bir terör karakolu PKK terör örgütü eliyle kurulacak.

Tüm şer heveslerinin kursaklarında kalacağının en önemli dayanağı, Türkiye’nin gücü ve kararlılığıdır.

Başaramayacaklar…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …