Anasayfa / Köşe Yazıları / Fransa kirli sömürge siciliyle yüz yüze

Fransa kirli sömürge siciliyle yüz yüze

Paris’in banliyölerinden Nanterre’de 17 yaşındaki Cezayir asıllı Nahel, bir trafik kontrolü sırasında ehliyeti olmadığından dur ihtarını uymadığı gerekçesiyle polis tarafından öldürüldü.

Polisin bu ilk cinayeti değildi. Son iki yıl içinde aynı gerekçelerle polis 16 kişiyi öldürdü. Öldürülenler, Afrika kökenliler yani Fransa’nın sömürgeleştirdiği toprakların çocukları. 2005 yılında olduğu gibi şimdi de banliyöler ayaklanmış durumda. Büyük isyan var. Kamu binaları yakılıyor, polise karşı, yönetime karşı, ayrımcı kanunlara ve uygulamalara karşı nefret büyüyor. Olaylar Paris dışına taşmış durumda. Fransa’nın birçok şehrinde tepkiler çığ gibi büyüyor. Polis gerilimi bastırmakta zorlanıyor. Asker sokaklara inmiş durumda. Olaylar Belçika’ya da sıçramış durumda.

Batı emperyalizmi kirli sicilinin bedelini ödüyor. Köreltmeyi hiç istemediği; sömürge damarının ve kendinden olmayanı ötekileştirme refleksinin zemin hazırladığı toplumsal tepkiyle yüz yüze.

Fransa bunun en canlı sahnesi durumunda. Afrika’da sömürge düzeninin hiç bitmemesi için geliştirdiği gayri ahlaki, gayri vicdani ve gayri hukuki yöntemleri etkin kılmanın çabasını sürdürüyor.

Cezayir’den Tunus’a, Senegal’den Kamerun’a Mali’ye ,Çad’a kadar kuzey, orta ve batı Afrika coğrafyasında sömürge düzenini yeni yöntemlerle nüfuz alanı olarak kullanmak istiyor. 21. yüzyılın geldiği en ileri düzeye rağmen çağdışı, insanlık dışı ilkel tavrını sürdürüyor.

Fransa, Afrika sömürgelerine Fransızcayı resmi dil ve eğitim dili olarak zorunlu kılmış, Devlet ihalelerinde Fransız şirketlerin öncelikli tutulmasını sağlatmıştı. Fransa’nın 21.yüzyılda sömürgelerine bıraktığı bu zorunluluk birçok alanda sömürge gücünün devam etmesine zemin hazırlamıştır.

Afrika’da 57 ülkenin 27’sinin resmi dili Fransızcadır ve kıtanın 100 milyonu aşkın nüfusu Fransızca konuşmaktadır.

Fransa, merkezi Paris’te olan “Fransızca Konuşan Ülkeler Topluluğu” adıyla sömürgeleri üzerindeki etkisini diri ve canlı tutan bir mekanizma geliştirmiştir.

Fransa 1960’lı yıllardan itibaren 14 Afrika ülkesinin milli rezervini elinde tutmaktadır. Fransa’nın Afrika’dan aktif gelir transferi sürmektedir

Fransa’da artık olmayan para birimi Frank, Afrika’da varlığını Fransa eliyle sürdürmektedir. Bu yolla Fransa kendine bağladığı ülkelerin finansını da kontrol etmektedir.

Fransa oluşturduğu Afrika Finansal Topluluğu’nu (CFA) kuran anlaşmanın hükümleri gereğince topluluğa bağlı Afrika ülkelerinin merkez bankaları, döviz rezervlerinin en az % 85’ini Fransa Finans Kontrol Bankası’na bağlı Fransız Merkez Bankası’ndaki bir “işletme hesabında” tutmak zorundadırlar.

İlgili Afrika ülkeleri bu paranın bir yılda sadece %15’ine erişimleri bulunmaktadır. Daha fazlasına ihtiyaç duymaları durumunda ise, Fransız Hazinesi’nden Afrika ülkeleri kendi %85 payından ekstra para borç almak durumunda kalmaktadırlar.

Üstelik bu miktarda sınırlıdır ve sınırı da Fransa belirlemektedir.

Fransa, sömürge düzenini sürdürmek için büyük çaba içindedir. Bu sömürge düzenine karşı gelenlere de en sert önlemleri almakta, her türlü şiddeti uygulamaktan geri durmamaktadır. Darbeler, askeri müdahaleler hep gündemde tutulmaktadır. Ancak tüm bunlara rağmen son zamanlarda Afrika ülkelerinde Fransa’ya karşı, sömürü düzenine karşı duruşların, siyasi reddiyelerin de giderek artması dikkat çekicidir.

Fransa için ne sömürü ne de kendinden olmayanı ötekileştirme damarı körelmiştir. Aksine diri ve canlıdır. Afrika sömürgelerinden tarih boyu Fransa’ya gelenlere yurttaşlık hakkı verse de onları asla tam olarak kendinden görmemiştir. Ayrımcı, ötekileştirici ve giderek ırkçı uygulamalar varlığını hep korumuştur. Fransa şehirlerindeki özelikle Paris’in çevresindeki çöküntü alanları olarak gettolaşmış banliyölerde yaşayan bu nüfus her geçen gün zorlaşan yaşam koşullarının baskısı altındadırlar. İşsizlik giderek artmaktadır. Devletin sosyal devlet yaklaşımı giderek zayıflamıştır. Küresel salgın krizinin sonuçları ağır seyretmiştir. Enflasyon oranları daha önce yaşanmadığı kadar yükselmiş, alım gücü düşmüştür. Rusya’ya uygulanan ambargo nedeniyle enerji fiyatları tırmanmış, ağır ekonomik koşullar daha da ağırlaşmıştır. Bu koşullar altında uzun süredir sarı yeleklilerin eylemleri devam etmiş, Fransa sokakları adeta gösteri hakimiyetine geçmiştir.

Kısacası Fransa emperyalizmi, sömürge düzeninin kirli sicilinin dışa vurumuyla karşı karşıyadır.

Fransa; hakkın, hukukun, adaletin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin kısacası insanlığın; sömürü düzeniyle, sömürge damarıyla, emperyalist anlayışla aynı kimlikte, aynı bedende, aynı yapıda, aynı anlayışta bir arada olamayacağı gerçeğiyle karşı karşıyadır.

Fransa ya bu gerçeği kabul edecek ve gereğini yapacak ya da insanlığa karşı olmaya devam edecek.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …