Anasayfa / Köşe Yazıları / Kar krizinden, yabancı diplomat buluşmasına; 48 saatin özeti

Kar krizinden, yabancı diplomat buluşmasına; 48 saatin özeti

İstanbul yaşanılan kar krizi çeşitli siyasi sonuçlara yol açtı. İstanbul gibi çok büyük bir şehrin çoklu sorumluluk alanı olduğu aşikardır. İlçe Belediyeleri, Büyük Şehir Belediyesi, Ulaştırma Bakanlığı gibi birçok kurumun sorumluluk alanları bellidir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) sorumluluk alanlarına ilişkin yaşanılan eksikliklerin 48 saat içinde sorunları daha da ağırlaşmasına yol açtığı görülmüştür. Çok da olağanüstü olmayan kar yağışının bir krize ve neredeyse afete dönüşme eğilimi göstermesinin sebeplerini çok iyi tespit edip tekrar benzer durumun yaşanmaması herkesin dileği olsa gerek.

Meteorolojinin uyarılarına gerekli özeni gösterip, zamanında tedbirlerin alınması, başta ana arterler olmak üzere bağlantılı tüm yolların yağış öncesi tuzlama işleminin yeterince yapılması, özellikle kar küreme araçlarının zamanında ve yeterince müdahalelerde bulunması zorunluydu. Ancak bu konularda büyük eksikliklerin olduğu ortaya çıkmıştır. Tedbirsizlik, deneyimli kadrolardan kopuş, ilgi eksikliği İBB’nin zorlukla baş edebilme kapasitesinin yetersizliğine yol açmıştır.

İBB Başkanı’nın; İBB Afet Koordinasyon Merkezi’nde (AKOM) her anı önemli olan mesainden hiç ayrılmaması hatta hep yakındığı, “hükümetin hizmet yapma engeli” iddiasına karşılık, her saniyesini AKOM’da ve sahada canla başla çalışarak mesai yapması aslında onun için önemli bir fırsattı. Ancak bunun yerine o gece asıl dikkatini önceden planlanan İngiltere Büyükelçisi’yle buluşmasına vermiştir. Üstelik bu yemek önce yalanlanmış sonrası da ortaya çıkınca da gerekçeleriyle ilginç bir hal almıştır. Hiç kuşkusuz herkesin herkes ile dostluğu, yemek buluşmaları mümkündür ve özgür iradesinin sonucudur. Ancak 2 açıdan bu buluşma dikkat çekicidir. Birincisi İstanbul şehrinin yaşadığı ve giderek afete dönüşme eğilimi gösterdiği bir zorluk sürecinde işinin başında bir süreliğine de olsa olmaması ve buluşmayı iptal etmemesidir. Diğeri ise; İngiltere Büyükelçisi’yle buluşmasının nedenidir. Bu husus siyaseten elbette merak konusudur.

Zira; adınız cumhurbaşkanlığı adaylığında sıkça geçiyorsa, bu duruma ilişkin partinizin genel başkanının sıcak bakmadığına ilişkin açık beyanları varsa, ABD Başkanı Biden’ın; “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı açıkça muhalefeti desteklemeliyiz ifadeleri ortadaysa, üstelik bir de aynı partiden olan Hatay Belediye Başkanı’nın aday belirlemede uluslararası güçlerin rolüne ilişkin ifadeleri varsa İngiltere Büyükelçisi’yle neler konuşulduğu merak konusudur. Hiç kimse; bu konuda siyasi irdeleme yapılmamalıdır, neler konuşulduğu merak edilmemelidir diyemez.

Ayrıca öyle anlaşılıyor ki; bu buluşmadan CHP üst yönetimi de haberdar değildir. Zira CHP yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı o gece attığı tweet ile böyle bir yemeğin olmadığını söyleyerek yalanlamıştır. Sonrasında gerçek anlaşılmıştır.

Bu buluşmaya ilişkin İBB Başkanı demiştir ki; “…bu buluşma resmi bir buluşma tabii ki hususi tarafı da vardır… Sohbet ettik, yemeği konuştuk, ülkemizi konuştuk.”

Ayrıca yine İBB Başkanı ifade etmiştir ki; “…karla mücadele kadar İBB Başkanı’nın bu tarz ülkelerin büyükelçileriyle veya başkonsolosluklarıyla kurduğu ilişki veya kuracağı ilişki o kadar görevidir ve sorumluluğudur. Bunu da layıkıyla yerine getiriyorum.”

Belediye Kanunun 18 maddesin de belirtilmeyen bu görev ve sorumluluğun karla mücadele kadar önemli olması ancak kişisel öneme ilişkindir ve bir tercihtir.

Bugüne kadar Türkiye’nin verdiği mücadelede küresel güçlerin nasıl, hangi tavrı takındığı bilinmektedir. Kimlerin, kimleri destekledikleri, Türkiye’nin milli meselelerinde nasıl karşıtlık içine girdikleri bilinen gerçeklerdir. Hele de 15 Temmuz sonrasında bu gerçekler daha da artmıştır.

İşte bu noktada ABD ve İngiltere veya diğer Batı ülkeleriyle bu tür her görüşmede üstelik ülkemizin konuşulduğu söylenen buluşmalarda konuşulanların içeriği son derece önemlidir.

Bu önemden dolayıdır ki, bu ülkelerin devletlerini ve politikalarını temsil eden diplomatlarıyla yapılan buluşmalarda; müttefikseler müttefik gibi davranmaları, terör örgütlerinin arkalarında durmamaları, FETÖ, PKK /PYD –YPG gibi terör yapılarına açık destek olmamaları, Kıbrıs davasında olduğu gibi Türkiye’nin haklı, hukuki milli meselelerinde Türkiye’ye karşıtlık içine girmemeleri, emperyalist refleksle Türkiye’nin tam bağımsızlık davasıyla zıtlaşmamaları gibi son derece önemli tavsiyelerin ve siyasi kararlılığın ortaya konulması muhalefet cenahında da olsanız Türkiye için göreviniz ve sorumluluğunuzdur.

Bu tavrı her kim ki takınıyorsa, bu tür siyasi buluşmaların sayısı artırılmalı ve sonuç da alınmalıdır.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …