Anasayfa / Köşe Yazıları / Siyasetin tarihi sorumluluğu

Siyasetin tarihi sorumluluğu

HDP’nin kapatılmasına yönelik hazırlanan iddianame, Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilerek, hukuki süreç başlatıldı.

Hukuk gereğini yerine getirerek, üzerine düşeni, hukuki sorumluluğunu tamamlayacaktır.

Hep söylediğimiz ve yazdığımız gibi bu noktada esas olan, meselenin siyasi ve toplumsal boyutudur.

HDP denilen yapının kapatılmasını, salt bir parti kapatılması meselesi olarak göstermek, bunun demokrasilerde olmaması gereken bir durum olduğunun altını çizmek ve daha da ötesi kapatılma kararının hukuki değil siyasi olduğunu söylemek meseleyi esastan ele almayarak, başka zemine çekme çabasıdır.

Bu durumu maksatlı olarak bu zeminde tartışma konusu yapmak, gerçeği örtme çabasıdır. Gerçek çok açıktır ki, PKK/PYD-YPG terör anatomisinin siyasi uzvu, HDP’dir.

Bazıları kalkıp da; parti tüzel kişiliğini değil de, kişilere odaklanılmalıdır ve buna göre her kim terör örgütüyle irtibatı varsa ona işlem yapılmalıdır demektedir.

Buna karşılık sormak gerekir ki; bugüne kadar hangi HDP milletvekili, Belediye Başkanı veya üst düzey yetkilisi, PKK terör örgütüne ilişkin destekleyici açıklamaları nedeniyle parti tüzel kişiliği kendi içinde harekete geçmiştir, hangisi için parti disiplin mekanizması işletilmiştir. Denilmiş midir ki; parti üst yönetimi tarafından bu açıklamaları asla tasvip etmiyoruz ve bunları yapanlar hakkında parti içi disiplin süreci başlatılmıştır. Asla olmamıştır. Aksine sahip çıkılmıştır.

Ayrıca bilenen bir başka gerçek de; terör örgütünün sözde devlet, kamu yapılanması adını verdiği KCK kapsamında, HDP’li belediyelere, seçilmiş belediye başkanlarının yanına eş başkanların yerleştirilmesidir. Bu yerleştirme terör örgütünün iradesinin yansımasıdır. Örgüt adına finans, ihale, insan kaynaklarının yönetilebilmesi için yapılmıştır.

Bu mesele Türkiye’nin en yakıcı meselesidir. Türkiye’nin iç cephesine yönelik önemli bir meseledir ve emperyalizm desteklidir. Bu noktada esas olan meselenin siyasi ve toplumsal yanını çözebilmektir.

Bunun için Türkiye’nin bağımsızlığından, birliğinden bütünlüğünden yana olan, emperyalizmin kirli oyunlarının farkında olan ve ona karşı sarsılmaz mücadele azmine sahip olan tüm siyasi partilerin meseleye sahip çıkması esastır.

Bu bağlamda siyasi partilerin, HDP’ye her şeye rağmen oy veren seçmenlerin gönüllerini kazanmaları, zihinlerinde yer almayı başarmaları gerekir. Bunu yaparken HDP’nin her şeye rağmen, her çabaya karşın PKK yapısından kopmadığını, Diyarbakır Annelerinin yüreklerinden fışkıran gerçeğin farkına varmalarını ifade ederek yapmaları gerekir.

Bu bir tarihi sorumluluktur. Demokrasinin, siyasetin, seçmenlerin hukukunu korumaktır. Siyaset alanının kullanılarak, kirletilmesini, yıpratılmasını engellemektir. Her şeyden önemlisi ülkenin birliğine, bütünlüğüne bağımsızlığına sahip çıkmaktır.

Bundan sonra süreç bu tarihi sorumluluğu kimlerin üstleneceğinin sınavıdır. Bu sınav aynı zamanda Türkiye’nin iç bütünlüğüne, iç cephesine yönelik karanlık ellerin, provokatif niyetlerinin, kaos çıkarma çabalarının, iç çatışma üretebilmeye yönelik şer niyetlerinin boşa çıkartılmasının da sorumluluğudur, sınavıdır.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …