Anasayfa / Köşe Yazıları / Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti

Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyareti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 4 günlük Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ziyaretinde.

ABD ziyaretinin gerekçesine ilişkin uçakta mülakat verdiği gazetecilere CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Bu seyahatin öznesini bilim ve teknoloji oluşturuyor” demiş.

Buna bağlı olarak Kılıçdaroğlu; “Artık siyasetin eski, dar, klasik kalıplarından kurtulması lazım. Dünya değişiyor. Üstelik hızla değişiyor. Ama siyaset kurumu değişmemeye ant içmiş gibi. Değişmeme kararlılığı gösteriyor. Bilimin bu kadar derinleştiği, teknolojinin bu kadar geliştiği bir dünyada teknolojik gelişmelerden ve bilimden uzak bir anlayışımız var. Bu eski, ideolojik kalıplardan siyasetin çıkması ve siyasetin yeni bir pencereden bakması gerekiyor. Bunun için Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ne gidiyoruz. Boston’da, dünyanın bilim konusunda bir numaralı üniversitesi. Orada bilim insanlarıyla oturacağız, konuşacağız. Belki dertleşeceğiz. Oradaki gelişmeleri göreceğiz” ifadelerini kullanmış.

Seçimlere 8 ay kalmışken, ABD’ye yapılan ziyaretin, siyaset içeriği taşımıyor olduğunu söylemek zor.

Belki de sadece bu görüntü verilmek istenmiyor da olabilir. Yoksa elbette sadece bilim ve teknoloji konusunda merak ettiklerini gidermek için Kılıçdaroğlu’da ABD’ye ziyarette bulunabilir.

Siyasi içerikli hangi buluşmalar, hangi toplantılar gerçekleşir bilmiyoruz ama Kılıçdaroğlu’nun bu ziyaretinin mutlaka siyasete konu olacağı açık.

Öznesinin bilim ve teknoloji olduğunu ifade ettiği ABD ziyaretini Kılıçdaroğlu, şayet isterse seçim öncesi önemli bir fırsata çevirebilir.

O kadar uzun yolu kat edip, ABD’ye gitmişken yaklaşan seçim öncesi siyasi konulara temas etmenin büyük yararını görebilir.

Bu noktada Kılıçdaroğlu; nerede, kimlerle görüşüp, ne tür konuşmalar yapacaksa, Türkiye-ABD ilişkilerine değinmesinde büyük yarar var. İşte fırsat. Seçim öncesi, üstelik muhalefetin ortak adayı olmayı arzularken ABD yönetimine, müesses nizamına hitap eden etkili bir konuşma yapma fırsatı bulabilir.

Nasıl mı?

ABD’nin Türkiye’ye karşı takındığı hasmane tavrı, haksız tutumunu net olarak ortaya koyarak, her noktayı ayrıntılı sıralayabilir.

İlk önce işe, ABD’nin açık destek verdiği PKK/PYD-YPG terör örgütü meselesinden başlayabilir.

Bunun asla kabul edilemez olduğunu, müttefikliğe yakışmadığını hatta bir terör örgütüne bir devletin açık açık destek olmasının insanlığa karşı da suç olduğunu hatırlatabilir. Bu arada neden bu destekten vazgeçmediklerini de sorabilir.

Diğer yandan FETÖ terör örgütünü koruyup kollamanın, örgüt elebaşını ağırlanmaya devam ediliyor olmasının, Türkiye’de darbe girişiminde bulunmuş bu örgütün ABD tarafından kullanıldığının farkında olarak, bundan vazgeçilmesi gerektiğini kuvvetlice vurgulayabilir.

Bu arada iktidar olduğunda, ABD’nin desteklediği ve sahaya sürdüğü bu terör örgütleriyle çok büyük mücadele kararlılığında olacaklarını ve ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde terör devletçiği kurma çabasına şiddetle karşı duracaklarını ifade edebilir (Tezkereye hayır oyu verdiklerini bir an için gözardı ederek).

Mavi Vatan stratejisine kendilerinin de sımsıkıya bağlı olduklarını ifade ederek, ABD’nin Türkiye’ye büyük haksızlık ederek, Yunanistan çıkarlarını savunmalarının kabul edilemez olduğunu vurgulayabilir.

Bu arada iktidar olduklarında Mavi Vatan’ın bir damla suyundan asla vazgeçmeyeceklerini, Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi Antalya körfezine hapsetmeye çalışılarak, kurulmak istenen yeni sömürge jeopoliğine şiddetli karşı çıkacaklarını da ifade edebilir. (Libya tezkeresine 2 kez hayır oyu verdiklerini bir an için gözardı ederek.)

Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi almasını bahane ederek, ABD’nin Türkiye’yi “hasımlarla yaptırımlar yoluyla mücadele” kapsamına almasının kabul edilemez olduğunu söyleyerek, iktidar olduklarında Türkiye’nin milli savunma sanayii hamlelerine devam edeceklerini vurgulayabilir.

Tüm bunlara ek olarak da ABD Başkanı Biden’ın; adaylığı döneminde söylediği; “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı seçimlerde devirebilmek için bu defa muhalefet liderlerini açıkça desteklemeliyiz” ifadelerine bir kez ABD’den cevap verip; “seçimler yaklaşıyor bilesiniz ki, yukarıda sıraladığımız hususlarda tavrımız net. Türkiye’ye haksızlık, düşmanlık yaparak bizi desteklemeyi değil, terör örgütlerini desteklemekten vazgeçmenizi istiyoruz. Sakın ola bizim üzerimizden hesap yapmayın” vurgularında bulunabilir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tüm bunları ifade eder mi? Etmek ister mi?

Kim bilir belki de ister ve yapar. O zaman “ABD’den icazet alacak” sözlerine de cevap vermiş olur. İşte fırsat…

Ziyaretini kapsayan 4 günün sonunda bekleyip, göreceğiz…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …