Anasayfa / Köşe Yazıları / İnsan Hakları Eylem Planı ve asitli bünyelerin malum çabası

İnsan Hakları Eylem Planı ve asitli bünyelerin malum çabası

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı’nı (İHEP) kamuoyuyla paylaştı. Özgür birey, güçlü toplum; daha demokratik bir Türkiye vizyonuyla İHEP; 11 temel ilke, 9 hedef ve 393 faaliyet konusundan oluşuyor.

Eylem Planı, iki yıllık bir zaman diliminde uygulanmak üzere hazırlanmış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Külliye’de icra edilen benim de katıldığım tanıtım toplantısındaki konuşmasında; “Eylem planında belirlenen her bir faaliyet için sorumlu ve ilgili kuruluşlar ile bu faaliyetler öngörülen zaman dilimi içinde kamuoyu bilgisine sunulacaktır” dedi.

İHEP’de vurgulanan 11 temel ilke; en genel çerçevesiyle; “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!” düsturuna dayanan, kişi hak ve özgürlüklerini önceleyen, insan haklarına dayalı bir hukuk devleti anlayışını daha da güçlendirmeyi esas alan ilkeler bütünlüğünden oluşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu temel ilkeleri; “Devletimizin milletimize taahhüdü olan ve asla vazgeçmeyeceğimiz ilkeler” olarak tanımladı.

Buna bağlı olarak İHEP şu 9 amacı belirliyor;

1- Daha güçlü bir insan hakları koruma sistemi

2- Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkının güçlendirilmesi

3- Hukuki öngörülebilirlik ve şeffaflık

4- İfade, örgütlenme ve din özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi

5- Kişi özgürlüğü ve güvenliğinin güçlendirilmesi

6- Kişinin maddi ve manevi bütünlüğü ile özel hayatının güvence altına alınması

7- Mülkiyet hakkının daha etkin korunması

8- Kırılgan kesimlerin korunması ve toplumsal refahın güçlendirilmesi

9- İnsan hakları konusunda üst düzey idari ve toplumsal farkındalık

Bu 9 amaç altında son derece somut ve son derece kıymetli değişimlerin yapılacağı duyurulmuştur.

Uzun tutukluluk sürelerinden, yargılamaların uzun sürmesine, hakim ve savcıların coğrafi teminatının sağlanmasından, kamu idaresine yönelik aynı davalar için “pilot dava” usulü getirilerek, kamu idarelerinin, haklı olduğu belli olan vatandaşa “git davanı aç, kazan öyle gel” tavrına son verilmesine, Yargıtay ve Danıştay üyeliğine seçilme şartlarının geliştirilmesinden, hukuk fakültelerinin eğitim kalitelerinin yükseltilmesine varana kadar, bir çok heyecan verici, sorun giderici, demokrasinin ve hukuk sistemimizin güçlenmesine katkı sağlayacak adımlar atılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan İHEP tanıtımını yaptığı konuşmasında; “demokratik katılımı güçlendirmek için, siyasi partiler ve seçim mevzuatında değişiklik yapmak üzere kapsamlı bir çalışma başlatıyoruz” dedi. Bu da son derece önemli bir adım olacaktır. Söz konusu mevzuatın yeni hükümet sisteminin ruhuyla uyumlu olması esastır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının sonunda ise; “mevcut anayasa, 1982 darbe dönemi şartlarında hazırlanan anayasalarından biridir. Bu anayasa milletin doğrudan veya dolaylı iradesiyle birçok kez değiştirilmiş olsa da, hazırlık sürecindeki dinamiklerin ürünü olan ruhun tortuları, attığımız her adımda kendisini hissettirmektedir.

Biz, geleceğe emin adımlarla yürümemizi temin edecek ve milli iradeyi tam anlamıyla yansıtacak yeni ve sivil bir anayasaya olan ihtiyacımızı her fırsatta dile getirdik.

Milletimize taahhüt ettiğimiz şekilde, hak ve özgürlükler temelinde hazırlanmış, yeni ve sivil bir anayasayı henüz ülkemize kazandırabilmiş değiliz.

Türkiye’nin demokratik ve ekonomik kalkınma mücadelesinde katettiği mesafe ve yükselen toplumsal talep, yeni anayasa ihtiyacını artık ertelenemez hale getirmiştir.

Milli iradenin üstünlüğü esasına göre hazırlanacak yeni bir toplumsal sözleşme metnini, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını karşılamaya hazırlandığımız şu dönemde ülkemize kazandırmanın, tarihi sorumluluğumuz olduğuna inanıyorum.

İşte bu sebeple, devleti yaşatmanın ancak insanı yaşatmakla mümkün olacağı anlayışı üzerine bina edeceğimiz yeni anayasa hedefimizi, İnsan Hakları Eylem Planımızın nihai amacı olarak belirledik. Yeni anayasa, herkesin anayasası olacaktır” dedi.

Tüm bu yeniliklerin önümüzdeki 2 yıllık sürecin içinde gerçekleşeceğine inanıyoruz.

Esasen Türkiye yeni hükümet sistemiyle de birçok alanda yeni reformlara aç bir ülke durumundadır. Her geçen gün yeni reformlarla tüm ülkenin kurum ve kuruluşlarıyla ülkenin geleceğine kilitlenerek, en güçlü bir biçimde kurumsallaşmasını başarmış bir noktaya ulaşması esastır.

Bilhassa 15 Temmuz sonrası tüm kurumlarımızın milli karakterlerini güçlendirerek, geleceğin çok güçlü Türkiye’sinin taşıyıcıları olarak yol almaları önceliğimizdir.

Bugün verdiğimiz amansız mücadele azmimizle, geleceğe dair umutlarımız diri ve güçlüdür. Ancak maalesef her zaman olduğu gibi İHEP açıklandığı andan itibaren yine bedenlerinde sevinç üremeyen asitli bünyeler, koro eşliğinde; kötülüğü, karamsarlığı, karalamayı, çarpıtmayı çevreye yaymaya çalıştılar.

İçeriden, dışarıdan bu asit yayma çabası, asla başarılı olamayacak. Geleceğimiz aydınlıktır…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …