Anasayfa / Köşe Yazıları / Fransa’nın kirli DEAŞ ilişkisi ve terör gerçeği

Fransa’nın kirli DEAŞ ilişkisi ve terör gerçeği

Suriye’de yaşanılanlara ilişkin bugüne değin çok şey söyledik, çok şey yazdık. Suriye’nin yaşadıklarının hem iç hem dış unsurlarıyla ve süreç analizi yapılarak ancak gerçeğe yakın tespitler yapılabilir. Bunun için çift katmanlı analiz tekniğini işletmek gerekir.

Yani sadece görünenlerin değil, görünmeyenlerin, gösterilmek istenmeyenlerin de irdelenmesi gerekir. Bunu yapmazsanız sadece gösterilmek istenenlerin güdümüne girersiniz ve doğru tespitler yapamazsınız.

Suriye için bu yöntemle meseleler irdelenmelidir. Unutulmamalıdır ki, Suriye’de terör örgütlerini sahaya sürenler, onları besleyip donatanlar, onlara rota belirleyenler arkalarındaki devletlerdir. Bu yüzden de hep söylediğimiz gibi terör; devletlerarası güç mücadelesinin silahlı diplomatik yoludur. Silah-para-insan kaynağını terör örgütlerine sağlayanlar arkalarındaki devletlerdir. Bu yüzden hiçbir terör örgütü devlet desteği olmadan uzun süre yaşayamaz, etkin olamaz. Terör örgütünü ayakta tutan etkin kılan bu üç unsurun (Silah-para-insan) sınır aşma kabiliyeti ancak devletlerin iradeleriyle mümkündür.

Devletlerin hep birlikte, insanlık adına suç teşkil eden teröre karşı samimi mücadele ve dayanışma içinde olmaları durumunda terör örgütlerine sınır aşan kaynak transferi asla yapılamaz.

Son yıllarda uluslararası ilişkiler literatürüne sokulan “yabancı savaşçılar” vurgusunda da terör örgütleri ile devlet ilişkilerinin yansıması bulunmaktadır. Devletlerin gizli servisleri kendi topraklarındaki kriminal unsurları çeşitli yol ve yöntemlerle, destekledikleri terör örgütlerine insan kaynağı sağlamak adına adeta tur operatörlüğü işlevindedirler.

Suriye’nin başına gelenler bunun en müşahhas örneğidir. Suriye’yi terör tarlasına dönüştürerek, kirli ve karanlık ajandalarının gereğini yapmaya çalışanların uzantıları, maşaları taşeronları terör örgütleridir.

Suriye’de kurulan terör tahterevallisinin bir ucuna PKK/PYD-YPG terör örgütü, diğer ucuna DEAŞ terör örgütü yerleştirilmiştir. Bu düzeneği kuranlar; birbirini besleyen mekanizmayla ve bu örgütleri kendi adlarına emanetçi işgalci kılarak, çıkar devşirmeye çalışanlar, bize gösterdiklerinden çok daha fazlasını kendilerinde saklı tutanlardır.

Onlar ki; bir yandan DEAŞ’ı perde arkasında destekleyip, diğer yandan DEAŞ’la mücadele ediyor diye PKK/PYD-YPG terör örgütünü açıktan destekleyenler insanlığa karşı suç işleyenlerdir.

Anadolu Ajansı’nın ortaya çıkardığı belgeler net olarak ortaya koyuyor ki, Fransız Çimento şirketi Lafarge, Fransız istihbarat teşkilatının Suriye’deki saha elemanı gibi çalışmış, Fransız devletinin bilgisi dahilinde DEAŞ’ a finansman desteğinde bulunmuş (13 milyon euro) 2012-2014 yılları arasında Lafarge ile DEAŞ ilişkisi yakın bir alışverişe dönüşmüş.

İşte size sadece görünenlerle, gösterilmek istenenlerle yetinip, gerçeğe ulaşılamayacağının güncel kanıtı.

Oysa o günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Macron, ABD Başkanı Trump’la ABD buluşmasında; “Bugünün ortak düşmanı terörist gruplar. Bunu söylemekten dolayı üzgünüm ama masa etrafında terörizm konusunda aynı tanımı yapmıyoruz. Türkiye’ye baktığımda, DEAŞ’a karşı bizimle omuz omuza savaşanlara karşı savaşıyor ve zaman zaman DEAŞ’ı temsil eden gruplarla çalışıyor” diyebilmişti.

Bu süreçte şer cephesi büyük bir gayret içine girmiş, Türkiye’nin teröre karşı ayrımsız mücadelesini baltalayabilmek için, DEAŞ’ı destekleyen ülke karalamasına girişmişti.

FETÖ ihanet şebekesini de sahaya sürmüştüler. MİT TIR’ları kumpasıyla Türkiye’yi DEAŞ terör örgütünü destekleyen ülke durumuna düşürmeye çalışmıştılar. Maalesef bu kervana o dönem çok da hararetli bir şekilde bazı muhalefet parti sözcüleri, liderleri, siyasileri de katılmıştı.

Oysa gerçek şuydu ki, DEAŞ terör örgütüyle devlet düzeyinde tek mücadele eden Türkiye idi ve Fırat Kalkanı askeri harekatıyla 3000 DEAŞ üyesi etkisiz hale getirilmiş, örgütün işgal ettiği yerlere ev sahipleri geri dönmüştü.

Hep söylediğimiz gibi; PKK’nın Suriye’deki varlığını meşrulaştırmak için DEAŞ kullanılmıştır. PKK nerelerde emanetçi işgalci olacaksa, önce oralara DEAŞ yerleşmiştir. Bu kirli, kanlı oyun maalesef çok can almıştır ve Suriye’nin geleceğine ipotek koymuştur.

Ama hiçbir şey sonlanmamıştır. Ne emperyalizmin kirli oyunu, ne bizim bu kirli oyunu bozma kararlılığımız.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …