Anasayfa / Köşe Yazıları / Emperyalizmin yeni saldırısı ve HDP için yeni bir fırsat

Emperyalizmin yeni saldırısı ve HDP için yeni bir fırsat

Türkiye’nin ilerleyişine, enerjiden ekonomiye her alanda verilen bağımsızlık mücadelesine yönelik engelleme çabaları sürüyor. Yıllardır terör örgütleri eliyle yapılmak istenenlerde başarısızlığı uğrayanlar, toplumsal alanda fitne çıkararak, yalan, karalama, iftira yoluyla toplumsal huzuru bozmaya, nifak çıkararak, Türkiye’nin çok ihtiyaç duyduğu iç ahengi dinamitlemeye çalışıyorlar.

Dış cephede Mehmetçiğin bileğini bükemeyenler, şimdi de iç cepheye yönelmiş durumdalar. İç cephede gedikler açmak, zihinleri bulandırmak, gri ve giderek kara propaganda araçlarını devreye sokarak, şer sonuçlar almanın peşindeler. Milli mücadelesini emperyalizme karşı vermiş Türkiye yine emperyalist kirli planların hedefi durumunda. Bugün de milli mücadelenin içindeyiz. Bugün de dün olduğu gibi emperyalizme karşı istiklal mücadelesi veriyoruz.

Türkiye’nin iç cephesine yönelik emperyalizmin 5.kol faaliyetleri giderek yeni araçlarla boyut kazanıyor. Mehmetçiğin kimyasal silah kullandığına dair alçakça yalanı ortaya atanlar, yayanlar emperyalizmin kirli uzantılarıdır. Her kim ki bu kirli ve karanlık oyunun içindedir o açık olarak Türkiye düşmanlığında rol üstlenmiştir.

Şimdilerde de; uyuşturucu kaçakçılığının, mafyanın korunup kollandığı, devletin güvenlik kurumlarının bu yolla finansman sağladığına dair bir başka kirli, çirkin karalama kampanyası başlatıldı.

Güvenlik birimlerinin uyuşturucuya yönelik yaptığı mücadelenin sonucu ele geçirilenlerin son yıllarda artış göstermesini gerekçe olarak gösterip, belgesiz, dayanaksız, dedikodulara, yakıştırmalara yaslanarak, karalamaya dayalı ithamlarla Türkiye’nin uyuşturucu trafiğinin merkezi olduğunu söylemek, Türkiye düşmanlığının bir başka boyutudur.

Türkiye’yi yıllardır terör örgütleri eliyle hedefe koyanlar, şimdi de küresel uyuşturucu ağının içine çekerek, yine hedef ülke haline getirme gayreti ve coğrafi konumunu kullanarak, uyuşturucu ticaretinin merkezi yapma çabası dikkat çekicidir.

Esasen bu durum, küresel efendilerinin kumandasında ki terör örgütlerinin Türkiye’ye yönelik yeni saldırı biçimidir. Diğer bir ifadeyle; emperyalizmin, küresel terör ve sömürü baronlarının Türkiye’yi yıpratmaya dayalı yeni saldırısıdır. Terör örgütlerinin son yıllarda giderek çok zayıflayan konumu, yeni insan kaynağı bulmakta yaşadığı zorluk, Türkiye düşmanlarını yeni bir kulvar olarak, uyuşturucu alanına yöneltmiştir. Şimdi de bu alandan Türkiye’yi yıpratmanın, karalamanın, zayıflatmanın peşindeler.

Bu şer çabaya rağmen, terörde olduğu gibi bu alanda da kararlılıkla mücadele başarıyla sürüyor.

Tüm bunlar bir kez daha ortaya koyuyor ki; Türkiye’nin, “Türkiye Yüzyılı” hedefiyle iç cephesini tunç kılarak, sağlam iradeyle yaptığı tam bağımsızlık mücadelesi, emperyalizmin ve uzantılarının en büyük rahatsızlığıdır.

Yıllardır bir ev, öbür eve düşman olsun diye uğraştılar. Etnik ve mezhepsel çatışmalar olsun diye yırtındılar. Provokasyonlara dayalı kirli ve karanlık oyunlar sergilediler. Ama başaramadılar.

Diyarbakır Annelerinin büyük direnişi bu kirli ve karanlık oyuna yürekli bir başkaldırıdır.

Bir kaç hafta önce Diyarbakır sokağının gecesinde gündüzünde gezerken, insanların sokaklarının şiddetten arınmış olmasının huzurunu ve güvenini yaşıyor olmalarının şahitliğini mutlulukla yaşamıştık.

İşte bu atmosferin asla bozulmaması gerekir. Köşeye sıkışan PKK terör örgütünün siyasetteki toplumsal yaşamdaki tesirinin de tamamen silinmesi gerekir. Bu yolla da emperyalist kirli planın bozulması gerekir. Diyarbakır Anneleriyle, Cumartesi Annelerini ve Şehit Annelerini buluşturarak, ana yüreğiyle emperyalist kirli terör planının bozulması gerekir.

HDP’nin PKK terör örgütünün anatomisinden bir an evvel koparak, tüm Türkiye’nin sorunlarına kafa yoran gerçek bir siyasi parti haline gelmesi gerekir. Daha önce de bu köşede yazdığımız ve sıkça da vurguladığımız gibi inancımız gereği tövbe kapısı kapanmaz ve bu HDP içinde geçerlidir.

HDP’yi yönetenlerin; emperyalizmin, terör ve sömürü baronlarının çıkarlarına hizmet eden PKK terör örgütünden bütünüyle sıyrıldıklarını açıkça ortaya koymaları gerekir. AK Parti heyetinin, anayasa değişikliğine ilişkin HDP ziyaretinde bulunmasını, HDP yöneticileri değerlendirmeleri gerekir. Bu ziyareti; PKK’yı terör örgütü olarak görüp, meşru zeminde siyaset yapmanın yoluna girmeleri için cesaretlendirici bir iklim, yeni bir fırsat olarak görmeleri gerekir.

Tüm bunlar olmadığı takdirde, Türkiye’nin bu emperyalist kirli oyuna ve saldırılara karşı mücadelesinde zerre eksilme olmayacaktır. Esas mesele, siyasete alabildiğine alan açıldığı halde HDP’nin PKK anatomisinden kopamayışıdır.

İşte yine bir fırsat önünüzde. Kopun terör anatomisinden ve Türkiye’nin bağımsızlığı için siyaset yapan gerçek bir siyasi parti konumuna dönüşün.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …