Anasayfa / Köşe Yazıları / Emperyalizmin İstiklalimize saldırısı

Emperyalizmin İstiklalimize saldırısı

Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’ne yapılan hain terör saldırısı bir kez daha ortaya koymaktadır ki, terör maşalarını sahaya sürenler, Türkiye’nin Türkiye’den yönetilmesinden, tam bağımsız Türkiye kararlılığından rahatsızlar.

Tüm terör örgütlerinin kuyruklarını birbirine bağlayan irade, hedefe Türkiye’yi koyarak, Türkiye’nin geleceğine hükmetmenin peşinde. Yıllardır eksilmeyen şer hevesiyle karanlık, kirli ajandasıyla PKK-DEAŞ-FETÖ ve diğer terör örgütlerini maşa olarak kullanarak, Türkiye’nin yeni güç dizilişinde etkinliğini kırabilmenin şer çabasında.

Rahatsızlar; Türk Devletlerinin birlik ruhundan, KKTC’nin katılmasından yeni bir güç odağının oluşmasından, enerjiden ekonomiye tam bağımsız Türkiye mücadelesinden, Türkiye’nin Mavi Vatan’daki haklarını korunmasından, Suriye’nin Kuzeyinde bir terör devleti, garnizon devleti kurdurmadığından, Milli teknoloji hamlesinden, Karabağ’ın işgalden kurtulmasından rahatsızlar.

İstiklal Caddesi’ndeki İstiklalimize yapılan bu kalleş saldırının asıl katilleri; emperyalizmdir, küresel sömürü ve terör baronlarıdır. Onlar ki, yıllardır terör örgütlerini maşa olarak kullanan, silahını, parasını, ihtiyaç duyduğu her imkanı sağlayarak, insanlığa karşı suç işleyen eli kanlı kirli odaklardır.

ABD’nin Newyork Times gazetesi terör saldırısından hemen sonra haberi; “Her yıl dünyanın dört bir yanından Türkiye’yi ziyaret eden on milyonlarca turistin çoğu, Pazar günkü bombalamanın gerçekleştiği bölgede vakit geçiriyor” sözleriyle verirken, emperyalizmin terör silahının basın boyutunu üstlenmiştir.

ABD Büyükelçiliği de taziye mesajı yayınlamıştır. Silahını, parasını, aklını, üniformasını, stratejisini verdiği, koruyup kollayarak, sahaya sürdüğü ve Türkiye’yi hedef yaptığı PKK-PYD/YPG terör örgütünün terör saldırısı için taziye mesajı yayınlamak, diplomatik sahteliktir.

Nitekim İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; “Amerikan Büyükelçiliği’nin taziye dilemesini kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Kobani’yi terör bölgelerini besleyen, oradan Türkiye’nin huzurunu bozmaya çalışan bu anlayışa kendi senatolarından para gönderen bir devletle biz müttefikliğimiz elbette ki tartışılmalıdır. Biz kimsenin düşmanı değiliz kimsenin topraklarında gözümüz yok. Kimseye kalleşlik yapmıyoruz.

Bu kalleşliklere elbette ki tahammül edecek gücümüzün kalmadığını ifade etmek istiyorum. İstiklal Caddesi bizim nazlı kızımızdır. Operasyonlar devam ediyor. Elbette ki teröristler yakalandı. Eğer yakalamasaydık bugün Yunanistan’a kaçıracaklardı. Nasıl ve ne şekilde koordine edildiğini bildiğimiz, nereden hareketlendiğini bildiğimiz bir terör yapısıyla karşı karşıyayız. PYD’yi orada kim besliyorsa, PKK’ya kim iç istihbarat sağlamaya çalışıyorsa, faili odur. Piyonları tartışmanın bir anlamı yoktur. Dünyada çok fazla piyon bulunur.”

Sözleriyle açık ve net olarak terörün kaynağını, besleyicisini, saldırının failini ve onun kalleşliğini yiğitçe ortaya koymuştur. Bu sözler ağızlarına emperyalizmi almaya korkanlara ibret olsun.

Türkiye bugünkü mücadelesi, dün olduğu gibi anti-emperyalist mücadeledir. Emperyalizme karşı omuz omuza olmadıkça iç cephenin birliğinden söz edilemez. İçimizde yerleştirdikleri plastik suratlılarıyla, maskelileriyle, siyaseti, medyayı, akademiyi kontrol ederek Türkiye’nin istiklaline saldıranlar, asla başaramayacaklar.

Bu alçakça yapılan emperyalist saldırı sonrası, içimize serpiştirilmiş olan uzantıları hemen harekete geçerek, devleti ve yönetenleri hedef alıp, çirkin yakıştırmalarda bulundular. Seçimle saldırıyı ilişkilendirerek, hükümeti suçlayarak, bu çirkin saldırının asıl merkezini, nedenini örtmeye, zihinleri bulandırmaya yeltendiler.

Aynı şer amaca hizmet eden bir Alman gazeteci de olay yerinden yayın yaparak, sunucusunun;” Yetkililerin ülkedeki Kürtlere karşı daha sert adımlar atacağını düşünebilir miyiz?” sorusuna; “Evet bunu öyle görebiliriz. 2015 seçimlerinde de maalesef benzer senaryolar görmüştük” demiştir.

Bu gerçek dışı, çirkin sözlerin aynısını içimizdeki bazı zatlar da ifade etmişlerdir. Görüldüğü gibi; içeriden, dışarıdan emperyalizmin mikrofonları, fonlananları, etki ajanları, piyonları üstlendikleri görevi yerine getirmenin çırpınışındalar.

Bu şer ağının tüm unsurları yırtına dursunlar, Türkiye mücadele kararlılığında zerre eksilme olmayacaktır.

İçişleri Bakanı Soylu diyor ki; “Operasyonlar devam ediyor. Olayın nasıl koordine edildiğini biliyoruz. Nereden koordine edildiğini biliyoruz. Şunu söylemek gerekir. Biz bize verilen mesajı biliyoruz, bize verilen mesajı aldık ve bize verilen mesajın ne olduğunu biliyoruz. Bu aldığımız mesaja çok güçlü bir mesaj vereceğiz”

Bizde milletçe bu mesajı en güçlü bir şekilde veriyoruz…

Ve diyoruz ki; tam bağımsız Türkiye davasında, emperyalizme karşı omuz omuza; ya istiklal ya ölüm…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …