Anasayfa / Köşe Yazıları / Emperyalizmin derdiyle dertlenenler

Emperyalizmin derdiyle dertlenenler

CHP Kurultayı’nda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorunundan söz etti. Bu konuyu kendisinin çözeceğini söyledi. Hatta grup toplantısında ki konuşmasında da söz verdi. Ama ayrıntılarına girmedi. Kürt sorunu derken neyi kastettiğini, nasıl ve neyi tam olarak çözeceğini açıkça izah etmedi.

Oldukça iddialı olarak ve hele de kendisinin çözeceğine dair söz vermek fazlasıyla bağlayıcı ifade.

Oysa bu noktada merak edilen birçok husus var. Tamamen sağduyuyla ve soğukkanlılıkla meseleyi ele alarak, ortaya konması gereken çok önemli hususlar var.

Her şeyden önce Türkiye 1990’lı yılların Türkiye’si değil ve Kürt kimliği üzerinde kısıtlayıcı, yasakçı ve inkarcı yaklaşımlar çoktan aşıldı. Terör örgütü PKK’nın kendine gerekçe kılmaya çalıştığı birçok sorun çok geride kaldı. Bu süreç içinde Kürt açılımları, çözüm süreçleri gibi her türlü çarelere başvuruldu. Yeter ki kan dursun, bu ülkenin, bu toprakların çocukları birbirini katletmesin, küresel sömürü terör baronları bundan çıkar sağlamasın, bu kirli ve karanlık emperyalist oyun bozulsun ve Türkiye geleceğini barış içinde müreffeh kılsın. Tüm çaba bunun içindi. Ama olmadı. Küresel sömürü ve terör baronlarının, emperyalizmin uşaklığını yapan Kandil’deki terör ağaları, siyasete bu imkanı vermedi ve süreci baltaladı.

Zira emperyalizm; kendi iradesi ve çıkarları ve arzusu dışında bu meselenin çözülmesine ve Türkiye’nin bütünlüğü içinde yol alınmasına yönelik büyük rahatsızlık duydu ve harekete geçti. Avcunun içindeki terör örgütü üst kadrolarıyla meseleyi, kendi zeminine tekrar çekerek, Suriye’nin kuzeyinden başlattığı kirli planını devreye soktu.

PKK terör örgütünü bu projenin tetikçiliğine sevk ederek, Suriye’yi parçalayıp, kuzeyinde ikinci İsrail anlamına gelecek garnizon devletçiği kurmak istedi. Ardından da bu yolla, Türkiye’yi hem kontrol edecek hem tehdit edecek jeopolitik üstünlük ele geçirmeyi tasarladı.

Türkiye’nin müdahalesiyle bu süreç şimdilik akamete uğradı ama emperyalizm asla vazgeçmedi. PKK /PYD-YPG terör yapısının Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın doğusunda kalıcılaştırmak ve mümkün oldukça bu hattın batısına kadar uzanarak Türkiye’yi kuşatan bir terör koridoruna dönüştürme amacı canlılığını koruyor.

Bu noktada emperyalizm; Türkiye’de HDP’yi bu projenin siyasi temsilcisi olarak destekleyerek, hem Türkiye ile bütünleşmesini engelleyip (Türkiyelilik projesinin yok edilmesi) hem de PKK/PYD-YPG terör yapısının siyasi ayağını daha güçlü kılmaya çalışmaktadır.

Zira Demirtaş, çukur terörünün yaşadığı günlerde; aslında meselenin demokrasi, insan hakları meselesi değil, statü meselesi olduğunu söyleyerek, Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen kantonları birer devlet olarak gördüğünü ifade edip, Türkiye’de de (çukur terörünün gerekçesi olarak) kantonlara benzer biçimde statü talebini hatırlatmıştır.

Görüldüğü gibi ve Kılıçdaroğlu’nun sandığı gibi mesele demokrasi meselesi değil, emperyalist destekli statü belirleme meselesidir. Daha Türkçesi mesele; üstelik sadece Türkiye’yle de sınırla olmayan bölgede mevcut toprak bütünlüklerini değiştirme meselesidir ve bu mesele emperyalizmin meselesidir ve dayatanda o dur.

Bunu yok sayarak, buna direnç göstermeyerek, daha kötüsü de boyun eğerek sadece emperyalizmin derdiyle dertlenmiş olursunuz ve bırakınız çözmeyi, çözülmeyi yaşarsınız… 

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …