Anasayfa / Köşe Yazıları / Dün Hocalı Bugün Doğu Guta – Akşam Gazetesi

Dün Hocalı Bugün Doğu Guta – Akşam Gazetesi

26 yıl önce, 26 Şubat 1992 yılında Ermenistan birlikleri tarafından Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasına düzenlenen saldırıyla 83 ‘ü çocuk, 106’sı kadın 613 Azerbaycanlı hunharca katledildi. Katledilmiş bedenler yakılarak, gözleri oyularak insan zaviyesinden tarifi mümkün olmayan bir vahşet yaşatıldı. Hangi dilde olursa olsun sözlüklerde soykırım kavramının bir tarifi varsa, o tarifin ta kendisi yaşatıldı. Her zaman olduğu gibi öğünden bugüne uluslararası düzeyde hakkın, hukukun, adaletin zerresi ortaya çıkmadı ve yine zalimin zulmü cezasız, cevapsız bırakıldı.

Oysa ortada büyük yara var. Bu yara vicdan yarasıdır. Hocalı bir vicdan yarasıdır. Her türlü yarayı sarabilirsiniz ama vicdan yarasını kolayca saramazsınız, soğutamazsınız. Ancak, zalimin zulmünün damarını kurutarak, bir ölçüde belki vicdan yarasını hafifletebilirsiniz.

Hocalı’da bedenleri öldürmüş olabilirler ama ruhu, imanı, inancı, direnci, masumiyeti öldüremediler. Yüreği çoraklaşmamış, zihni körelmemiş yani insan olma onurunu yitirmemişlerin kalbinde, zikrinde, reflekslerinde Hocalı soykırımı, ilk günkü canlılığını, ilk günkü sızısını, ilk günkü nefretini koruyor. İnsanlık adına, bu dünyanın geleceği adına korunuyor, korunmalı. Korunmalıdır ki, insanlık bir çıkış yolu bulabilsin. Korunmalı ki, kalp gözleri tıkanmayanlar, harekete geçebilsin. Korunmalı ki, görmeyen göz, duymayan kulak, konuşmayan dil utansın.

Bugün medeniyet yeniden tarife muhtaç, başkalarının değerlerine, kültürlerine, kaynaklarına göz koyanların dünyasından ne medeniyet, ne medeni insan tarifi çıkmaz, çıkamaz. Başkalarının acılarına kör, sağır, dilsiz olandan medeni insan olmaz, olamaz. Sömürünün azgınlığına, şehvetine kendini kaptırmış bedenden, zihinden adalet, insanlık, hak, hukuk çıkmaz, çıkamaz.

Dün Hocalı’da, Saraybosna’da, Ruhanda’ da, bugün Irak’ da Suriye’de, Arakan’da ve daha birçok coğrafyada sürmekte olan zulüm; sadece insan bedeni katletmiyor, dünyanın giderek sonunu hazırlıyor.

Bugün Suriye’de Doğu Guta’da kimyasal silahlarla çoluk, çocuk, yaşlı, kadın demeden yeni katliamlara imza atanlar ve onları koruyup kollayanlardan yeryüzü kurtulmadıkça insanlık geleceğine sahip çıkamayacak.

Ama bu böyle gitmeyecek. Buna dur demeyenlerin teslimiyeti, umutsuzluğu yayamayacak. Tarih yeniden yazılacak. Dün olduğu gibi, bugünde tüm mazlumların sesi, kulağı, yüreği, direnci, inancı ve gücü yine tarih yazacak ve tarihin öznesi o olacak.

Türkiye’de Suriye’de Afrin’de sadece küresel baronların maşalarıyla mücadele etmiyor. İnsanlığın yeni nefes damarlarının da yolunu açıyor. Tüm mazlum halkların yaşam umudu olmaya devam ediyor. Her türlü karalamaya, her türlü alçaklığa rağmen Türkiye bildiğini okuyor. Yani hem terörle mücadele ediyor, hem arkalarındaki ağa babalarına boyun eğmiyor hem de coğrafyanın masum, mazlum halklarının üzerine titriyor, koruyup kolluyor.

Türkiye tarih yazıyor…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …