Anasayfa / Köşe Yazıları / AK Parti-MHP İttifakı – Akşam Gazetesi

AK Parti-MHP İttifakı – Akşam Gazetesi

AK Parti-MHP ittifakının esası ve yol haritası belli oldu. Gelinen nokta bir sürecin ürünü. Temelleri 15 Temmuz’dan hemen sonra özellikle Yenikapı buluşmasıyla taçlanarak atıldı.

Bu sürecin içinde Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişin tohumları da var. Yeni sisteme geçiş isteğinin ilk çağrıcısı MHP lideri Devlet Bahçeli olmuştu. AK Parti’nin yönetim sistemine ilişkin değişiklik arzusu ve hazırlığı, MHP’den gelen çağrıyla yeni bir boyut kazandı ve MHP değişimin paydaşı rolünü üstlendi. İki parti hummalı bir çalışma yürüttü ve sonunda değişiklik paketi halka sunularak kabul edildi.

Şimdi iki partinin geldiği nokta, esasen sistem değişikliğinin doğasının bir gereği.

Bu ittifak veya işbirliğini özellikle CHP sözcülerinin ısrarla koalisyon olarak nitelendirerek, değişen sistemin koalisyonları ortadan kaldıran özelliğiyle çeliştiği eleştirisinin aydınlanması gerekir. Zira ortada değişen sistemin özüyle ilgili çelişkili hiçbir durum yok.

Hatırlatmakta fayda var. Yeni sistemle hükümet doğrudan halk tarafından yetki verdiği cumhurbaşkanı eliyle kurulacak. Cumhurbaşkanı kim seçiliyorsa hükümet o olacak ve tüm yakın çalışma kadrosunu belirleyerek, başarılı olmaya gayret edecek. 5 yılın sonunda isterse tekrar halkın karşısına çıkacak ve yine yetki isteyecek ya bu yetkiyi alacak ve son kez bir 5 yıllık daha hükümet olacak ya da olamayarak hükümeti devredecek. Bu noktada tabiatıyla hükümet kurabilmek için herhangi bir koalisyon arayışı söz konusu olmayacak. AK Parti ve MHP’nin şimdi yaptıkları, seçim öncesi seçmene birlikte hareket edeceğiz duyurusudur, çağrısıdır.

Nitekim MHP lideri seçilmesi durumunda hükümetin kimin tarafından kurulacağını daha doğrusu kimin tarafından kurulmasını istediklerini açıkça beyan etmiştir. Üstelik seçilmesi durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kuracağı hükümette yer almak konusunda hiçbir pazarlığa girmediklerini, böyle bir taleplerinin olmadığını da tüm açıklığıyla ifade etmiştir.

Yani ortada seçmen iradesini yanıltıcı, aldatıcı, hayal kırıklığına uğratıcı ve seçmen nezdinde belirsizlik oluşturacak hiçbir durum yoktur. Unutulmamalıdır ki; yeni sistem doğası gereği 50+1 çoğunluğu elde edebilmek için siyaseti kucaklayıcılığa sevk ediyor. Buna göre her kesimden, her yöreden her cenahtan oy alabilme çabası öne çıkacak. Bu durum siyasette; geniş kapsamlı tasarımları, dışlayıcı değil, uzlaşmaları öne çıkartan bir iklimi üretecektir. Eskinin seçim sonrası parlamento da hükümet kurma çabasının zorluğuna bağlı olarak, rasyonel olmayan pazarlıkların belirleyici olması, siyaset dışı aktörlerin müdahalelerine açık halde gelmesi çoğunlukla seçmen iradesini hayal kırıklığına uğratan, zayıf, kırılgan, kısa ömürlü koalisyon hükümetleri pratiğimizi ortadan kaldırıyor.

Bu noktada; eskinin kavramları ve bakış açılarıyla yeni sistemin işleyişinin sorgulanması maksatlı olarak yapılmıyorsa eğer en temel yanlıştır.

Yeni sistem; 50+1 çoğunluğu yakalayabilmek için seçim öncesi işbirliklerine, yakınlaşmalara ve belki de zaman içinde ortak alanların artması ve hakim olması durumunda bütünüyle bütünleşmelere zemin hazırlayacak. Buna herkesin hazır olması gerekir.

Bu noktada özellikle CHP’nin yaklaşımı, merak konusu. Bugüne değin özellikle HDP ile işbirliği konusunda daha çok tereddütlü, çekingen ve giderek örtük tavrı, yakın zamanda daha belirgin hale gelecektir.

Şimdiler de bazı CHP sözcülerinin özellikle Afrin harekatı üzerinden PYD konusunda net olmamaları, terör örgütü tarifinde güçlük çekmeleri, 2019’a yönelik işbirliğine ilişkin ilk işaret fişekleri durumundadır.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …