Anasayfa / Köşe Yazıları / ABD’li bazı senatörlerin sancısı ve içimizdeki plastik suratlıları

ABD’li bazı senatörlerin sancısı ve içimizdeki plastik suratlıları

ABD’li bazı senatörler, Türkiye ile ilgili hazırladıkları bir kanun tasarısını Senato’ya sundular. Senatörler; Edward Markey, Ron Wyden ve Jeff Merkley’in Senato’ya sundukları, “Türkiye’deki siyasi amaçlı suçlamalara maruz kalanlara yardım etmeye ve diğer amaçlara yönelik” başlıklı kanun teklifinde, Türkiye’yi açıktan hedef alan bir tutum sergileniyor.

Tasarıda; FETÖ, PKK/PYD-YPG, DHKP-C ve diğer tüm terör örgütlerine karşı Türkiye’nin verdiği mücadele yok sayılarak ve bazı çevrelerince teröre verilen destekler de yokmuş gibi kabul edilerek, Türkiye’de yapılan gözaltılar, tutuklamalar, soruşturmalar tamamen basın ve fikir özgürlüğü ihlali olarak gösterilmiş.

Tasarıda yer alan ifadeler, Türkiye’nin verdiği varlık mücadelesini zedelemeye dönük, gerçek dışı vurgularla, ABD Başkanı’ndan ve hükümetinden Türkiye’ye yönelik ağır yaptırımlar isteyen bir içerik taşıyor.

Kanun teklifinde; Türkiye Hükümeti’nin darbe girişimini gerekçe göstererek, 60 binden fazla polis ve askeri personeli,125 bin devlet memurunu görevden uzaklaştırdığı,10 binlerce kişiyi gözaltına aldığı, gazetecileri, muhalefet siyasetçileri, karşıt görüşlüleri ve diğerlerini tutukladığı, avukatları keyfi olarak gözaltına aldığı, Türkiye Hükümeti’nin yazarları ve akademisyenleri hedef aldığı gibi Türkiye’yi hedefe koyan itham edici ifadeler yer alıyor.

Her zaman olduğu gibi bu tasarıda da Cumhurbaşkanı Erdoğan yine hedef alınıyor.

Tasarıda tabii ki, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş da unutulmamış. Her ikisinin tamamen haksız ve hukuksuz olarak tutuklu oldukları ifade edilerek, serbest bırakılmaları istenmiş. PKK terör örgütü için tasarı; “Kürdistan İşçi Partisi” tanımını, FETÖ için ise “Fetullah Gülen hareketi” tanımını kullanmış. Yani tasarı sahipleri, hem PKK, hem FETÖ sevicileri olduklarını ortaya koymuş.

Bu yüzden de FETÖ’cü Enes Kanter’i de unutmamışlar. Kırmızı bültenle aranmasından çok rahatsız olmuşlar ve onun için; “ABD’de kalıcı oturma iznine sahip, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı açıkça eleştiren, profesyonel bir basketbolcu ve insan hakları aktivisti” tanımını yapmışlar.

Türkiye düşmanı kim varsa bu zatların dostları olduğunu net olarak ortaya koymuşlar.

Tasarının sahibi bu zatlar; 2021 başında çıkartılan sosyal medya yasasından da çok rahatsız olmuşlar ve tasarılarında geniş yer vermişler. Sosyal medya şirketlerinin hukuku hiçe sayan tutumlarına karşı getirilen hukuki düzenlemelerin huzursuzluğunu ifade etmişler.

19 sayfalık kanun teklifinin son bölümünde ise, ABD Başkanı’ndan ve hükümeti tarafından Türkiye’ye yaptırımlar uygulanması talep edilmiş.

Bu kapsamda; tutuklu gazeteci ve medya çalışanlarının serbest bırakılarak, bazı kanun ve yönetmeliklerin uygulanmasına son verilmesi istenmiş.

Bu zatlar; Türkiye’nin yeni çıkardığı sosyal medya kanununun da yürürlükten kaldırılmasını talep etmiş.

Kanun teklifi sahibi zatlar, hızlarını alamayıp, daha da ileri giderek, ekonomi ve güvenlik alanlarında ABD Başkanı ve hükümetinden Türkiye’ye ağır baskılar yapması istenmiş.

Ayrıca ABD’nin Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası uyarınca ilan edilen ‘Kaşıkçı Yasağı’ kapsamında Türk Hükümeti çevrelerinden bazı kişilere ve ailelerine vize kısıtlamasının yapılması teklif edilmiş.

Tüm bunların yanı sıra, bu zatlar sömürge valisi edasıyla, kendi ifadeleriyle; “Güneydoğu Türkiye dahil olmak üzere siyasi amaçlı davalardaki duruşmaları gözlemleyecek özel bir ABD misyon heyeti” kurulmasını istemişler.

Hadsizliğin, pervasızlığın saldırganlığın yeni bir örneğiyle karşı karşıyayız. Bir yandan her türlü terör örgütünü silahlandırın, sahaya sürün, aklını, stratejisini oluşturun ve Türkiye’nin bağımsızlığını hedef alın, sonra da kalkın demokrasi, fikir özgürlüğü, insan hakları maskeleriyle Türkiye’nin verdiği istiklal mücadelesini engellemenin her yoluna başvurun.

Bu şer tasarının, kanun teklifinin amacı da, hedefi de bellidir. Türkiye’nin iç siyasetinde pozisyon alarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümeti üzerinden Türkiye’nin bağımsızlığını hedef almaktır. Bu uğurda Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet karşıtı bazı muhalifleri cesaretlendirmek ve onlarla benzer dili konuşmaktır.

Direne direne, çarpışa çarpışa karşı koyduğumuz bu küresel saldırılara karşı, bu toprakların onurlu, başı dik, mazlumdan yana, zalimliğe boyun eğmeyen, Türkiye sevdalısı evlatları çağrımız sizedir;

Emperyalizmin bu saldırılarına karşı birleşin.

İçimizdeki uzantılarını iyi tanıyın. Onların maskelerini düşürün.

Türkiye’nin iç politikasını, ABD’nin dış politikası olarak gören çevrelere karşı dimdik durun. Küresel sömürü baronlarının, emperyalizmin içimizdeki plastik suratlarının sahteliklerini iyi saptayın.

Türkiye’yi istikrarsızlaştırarak, diz çöktürmeye çalışan küresel sermayenin içimizdeki mikrofonlarının sesini kısın.

Üretmenin bağımsızlık olduğunu unutmayanlarla, bağımsızlıklarını yitirenlerin haysiyetlerini de yitireceklerinin bilincinde olanlarla birlikte olun.

Bir olun, iri olun, diri olun…

Size güvenimiz tamdır…

Geleceğimiz aydınlıktır…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …