ABD Hazine Bakanlığı, bakan yardımcısı Wally Adeyemo imzasıyla Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’ne (TÜSİAD) bir mektup yollayarak, Türk şirket ve bankalarının Rusya ile ekonomik ilişkilerde bulunmamasına yönelik uyardı.
Gönderilen mektupta deniliyor ki; “ABD tarafından yaptırım uygulanan kişilere maddi destek sağlayan her kişi veya kuruluş, ABD yaptırımları riski altındadır. Türk bankaları, Amerikan bankalarıyla bağlarını sürdürürken, yaptırım uygulanan Rus bankalarıyla muhabir banka ilişkisi kuramaz. Yaptırım uygulanan Ruslarla ilişkilerin Türk finans kurumlarını ve işletmelerini yaptırım riskine maruz bırakabileceğini lütfen unutmayın.”
TÜSİAD üzerinden Türkiye açıkça tehdit ediliyor. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmanın, yeni bir küresel saldırıda bulunmanın yeni bir halkası.
Türkiye’den Rusya’ya karşı yaptırımlar isteyen ABD, son 3 yıl içinde PKK terör örgütüne bütçesinden 2 milyar $ para akıttı. Yıllardır PKK terör örgütüne binlerce tır silah teslim etti. Aklını, silahını, parasını, stratejisini, üniformasını verdi ve Türkiye’yi hedefe koydu.
FETÖ ihanet şebekesini büyüttü, besledi, Türkiye’nin üstüne saldı. Darbeler tezgahladı. İç karmaşa, kaos planladı. Üstelik tüm bunları sözde müttefik olarak yaptı. Oysa bırakınız müttefiklik hukukunu, ahlakını teröre, terör örgütlerine verilen destek insanlığa karşı suçtur.
Tüm bunlara devam edeceksiniz. Sonra da dönüp Türkiye’nin ekonomisini sarsmak için Rusya ile kavgalı ol, ekonomik yaptırımlara katıl diyeceksiniz. Böylece de aslında; Ukrayna savaşının sonlandırılması için, barış için en büyük çaba içinde olan Türkiye’nin, bu gayretinin de sonlandırılmasını istemiş olacaksın. Neden? Çünkü ABD’nin ajandasında yazılı olanlar sekteye uğramamalı, ABD çıkarları zedelenmemeli.
Mektubu TÜSİAD’a yolluyor ve ondan istiyor. Belki ki TÜSİAD’ı harekete geçirip, hükümeti sıkıştırmasını istiyor. Türkiye’nin iç bütünleşme dinamiğine yönelik hamle yapıyor. Türkiye’nin çıkarlarında tüm iş çevrelerinin bütünleşme iradesini zedelemeye çalışıyor. Gözüne TÜSİAD’ı kestirerek, bu kanaldan bunu başarabileceğini düşünüyor.
TÜSİAD da mektubun geldiğini doğrulayarak, mektubun ilgili bakanlıklarla paylaşıldığını duyurmakla yetiniyor.
Siyasi konulara ilgi gösteren, bu konularda açıklama yapmaktan geri durmayan TÜSİAD’ın hiç kimseyi beklemeden yapması gereken; şöyle dolu dolu, kuvvetlice ve tüm gerçekleri açıkça ortaya koyan bir cevap yazmak veya açıklama yapmak değil midir?
Mesela şöyle şeyler söylese fena mı olur?
“Biz Türkiye’nin birikimiyiz, Türkiye’nin üretim gücüyüz. Biz Türkiye’nin sanayicisiyiz, iş insanlarıyız. Bizler; Türkiye’nin büyümesi üretim gücünün artması için, dışa bağımlılığının ortadan kalkması için gecemizi gündüzümüze katıyoruz. Tek amacımız; Türkiye’nin güçlenmesi için sorumluğumuzun bilinciyle üzerimize düşeni eksiksiz yapabilmektir. Bizlerin mikro çıkarları, ülkemizin makro çıkarlarıyla bütünleşirse varlığımızın anlamı olur. O zaman gerçekten Türk sanayicisi, Türk üreticisi, Türk iş insanı olabiliriz.
Siz; FETÖ, PKK gibi terör örgütlerini açık açık besleyip, koruyup kollayarak sahaya sürüp Türkiye’yi hedefe koyarken nasıl olur da böyle bir mektubu bize yollayabilirsiniz? Bizi ne sanıyorsunuz? Yoksa ABD çıkarlarının uzantısı mı sanıyorsunuz? Unutmayınız ki; bizim için Türkiye’nin bağımsızlığı her şeyin üstündedir.
Serbest piyasa koşulları ve düzeneği içinde nasıl olur da bizleri tehdit edersiniz? Türkiye’nin Ukrayna savaşında barış için gösterdiği çabayı nasıl yok sayar ve köreltmeye çalışırsınız?
Ama biz; Türkiye’yi Ukrayna savaşında taraf olmaya zorlamanızın Türkiye’nin değil, ABD’nin çıkarları için olduğunun çok iyi farkındayız. Türkiye savaşın sonlanması için, dünyada en çok çaba sarf eden ülke olduğunu bilerek görmezden geliyorsunuz. Size tahıl koridorunun açılmasının Türkiye’nin barış çabasının eseri olduğunu hatırlatmak isteriz. Sahi gerçekten barıştan yana mısınız? Gerçekten insanların ölmesinin acısıyla mı kıvranıyorsunuz? Şayet öyleyseniz; Türkiye’ye köstek olmaktan, ekonomisini zedelemeye çalışmaktan vazgeçer, terör örgütlerinden desteğinizi çeker ve gerçek bir müttefik gibi davranarak, Türkiye’nin yanında yer alırsınız.
Kusura bakmayın bizi korkutamazsınız. Biz; enerjiden, ekonomiye tam bağımsız Türkiye hedefinin neferleriyiz, öyle olmaya da devam edeceğiz.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında, büyük çaba sarf etmiş; Nuri Killigil’lerin, Vecihi Hürkuş’ların, Nuri Demirağ’ların yerli ve milli sanayi sevdasının yolundayız. Onların önünü kimlerin, nasıl kestiğinin bilincindeyiz. Ama bu defa asla başarmayacaklar. İleri teknoloji üretimiyle ülkemizin bayrağını istiklal bilinciyle yeryüzünde temsil etmeye devam edeceğiz.”
Evet TÜSİAD böyle bir cevap verebilse ne güzel olur değil mi?
Bu mektup, TÜSİAD için bir fırsattır. Umut ediyor ve diliyorum bu fırsatı çok iyi değerlendirir.
Bekleyip, göreceğiz…