Anasayfa / Köşe Yazıları / Kur saldırılarından medet umanlar

Kur saldırılarından medet umanlar

Döviz kuru üzerinden siyaset yapmaya çalışanların, kur da bir hareketlilik yaşanınca heyecanları artıyor ve hemen seslerini çıkararak, meselenin özüne değil, siyasete nasıl malzeme olacağına odaklanıyorlar.

Küresel salgın süreciymiş, bunun sebep olduğu küresel ekonomik daralmalar ve sorunlarmış. Küresel düzeyde herkesi değişik seviyelerde etkiliyormuş bunların bir önemi yok bu zatlar için. 2020 yılının ilk çeyreğinde yüzdelik olarak; Fransa -5.4, Almanya -2.3, İtalya- 4.8, İspanya -4.1, İngiltere -1.6 Japonya -2.2 Çin -6.8 gerilerken, ABD sadece 0.3 büyümüşken, Türkiye %4.5 büyüme oranıyla, G-20, AB ve OECD ülkelerinin en çok büyüyen ülkesi olmuş bu zatlar için yine önemi yok.

Onlar iktidar olmayı adeta döviz kurunun artışına bağlamış durumdalar. Bunlardan birisi de, yeni kurduğu partisinin temel dayanağını adeta kur saldırılarına bel bağlamışçasına öne çıkıyor ve kendisini bu konuda kurtarıcı ilan ederek, küresel kur ataklarından beslenmeye çalışıp, siyaset yaptığını zannediyor.

Oysa Türkiye’nin iç ve dış politikası bütünleşerek, ona yönelen tüm küresel kuşatmaları yara yara yol alıyor ve içerdeki tüm kırılganlıkları ortadan kaldırmaya gayret ederek, yüksek teknoloji üretimine seferberlik düzeyinde odaklanıyor ve bir yandan da enerji bağımlılığını ortadan kaldırabilmek için özellikle 460 bin km2 alana sahip olan Mavi Vatan’da doğal kaynaklara yönelik haklarımızı koruyup kollayarak, denizlerimizden gelecek hayırlı haberleri bekliyor. Bu mücadelesinde Türkiye’ yi engelleyebilmek için sömürgeci odaklar ve onların uzantıları içeriden, dışarıdan her yolu deniyor. Türkiye pes etmiyor yoluna devam ediyor.

Savunma sanayinde dışa bağlılık % 70’ lerden, %30’lara düşürülüyor. 2002 yılında 5.5 milyar dolar bütçeli 62 savunma projesi yürütülürken, şimdi 60 milyar dolar bütçeli 700 proje yürütülüyor.

Aynı dönemde savunma sanayinde faaliyet gösteren firma sayısı 56’dan 1500‘e çıkarken, sektörün cirosu da 1 milyar dolardan, 11 milyar dolara çıkıyor ve bu tablo ihracata yansıyor.

18 yıl önce sadece 248 milyon dolar savunma ve havacılık ihracatı yapılırken, bugün 3 milyar doları geçiyor. Dünyanın en büyük savunma şirketleri listesine 5 Türk firması girmeyi başarıyor.

Son iki yılda Akıncı TİHA ve Aksungur İHA, yerli helikopterimiz GÖKBEY ilk uçuşlarını gerçekleştiriyor. Milli İHA motorumuz PD-170 ilk uçuşunu ANKA platformu ile yapıyor.

Türkiye’nin ürettiği T-129 Atak Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri güvenlik birimlerimizin hizmetine sunuluyor. Çok maksatlı Amfibi Hücum gemimiz Anadolu denize indiriliyor.

MİLGEM ADA Sınıfı Korvetlerin 3’üncü gemisi, Burgazada ve 4’üncü gemisi Kınalıada Deniz Kuvvetlerimize teslim edilerek hizmete giriyor, bu projenin 5’inci gemisinin inşası sürüyor. Yeni tip Denizaltı Projesi Kapsamında ilk denizaltımız PİRİREİS havuza çekiliyor.

Beyni ve kalbi ASELSAN tarafından üretilen Milli Elektrikli Tren Projesi sahaya hazırlanıyor. Yüzde yüz yerli ve dünyadaki ilk lastik tekerlekli elektrikli iş makinesi Gebze Tübitak yerleşkesinde geliştirilen Hidromek Hicon 7W elektrikli yerli ekskavatörü Gebze Tübitak tarafından üretilip, kullanıma hazır hale geliyor. Bu liste daha da uzuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde Milli Teknoloji Hamlesi yoluna emin adımlarla, özgüvenle dirençle, inançla devam ediyor.

İstiklal tutkunu, Türkiye sevdalıları; Ülkeyi tekrar IMF vesayetine bağlayarak, küresel sömürü çarkına kurban etmek isteyenlere boyun eğemeyeceğiz diyor. Daha çok üreteceğiz, en kıymetli olanları üreteceğiz ve geleceğimiz biz belirleyeceğiz diyor…

Kur saldırılarından medet umanlara duyurulur… 

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …