Anasayfa / Köşe Yazıları / Türkiye’yi hedef alanların utancını tarih yazacak

Türkiye’yi hedef alanların utancını tarih yazacak

Türkiye’yi köşeye sıkıştırma çabası sürüyor. Küresel sömürü düzenin elebaşları Türkiye’ye karşı hasmane tutumlarından vazgeçmiyorlar.

Büyükelçileri sahaya sürüp, Türkiye’nin iç yapısını sarsmaya, dış dünyada itibarını zedelemeye çalışanların derdi, Türkiye’nin demokrasisinin ve hukuk yapısının güçlenmesi değildir. Yaptıkları işin kusurunu, müeyyidesini çok iyi bildikleri halde böylesi bir hamleyi yapma gereği duymaları, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi olarak köşeye sıkıştırabilmenin çabasına yöneliktir. Yargılama süreci tamamlanmamış hukuki bir konuda müdahale çabasına girişmek, Türkiye’nin iç cephesinde gedik açmak, iç siyasetinde pozisyon almaktır. Bu da diplomatların görevlerini kötüye kullanmaktır.

Türkiye’yi edilgenleştirmek, dolar üzerinden terbiye etmeye kalkışmak sömürgeci refleksin vazgeçmediği yol ve yöntemdir.

Türkiye ile dertleri nedir? Neden yıllardır terör örgütlerine kol kanat gererek, Türkiye’nin üzerine salmaktadırlar? FETÖ-PKK/PYD-YPG-DEAŞ terör örgütleri eliyle Türkiye’yi neden hedef almaktadırlar?

Bu soruların cevabı çok açıktır. Türkiye; küresel sömürü düzenlerine dayalı jeopolitik hesaplarını bozuyor. Bozuyor çünkü; bu jeopolitik hesaplar doğrudan Türkiye’nin istikrarını ve istiklalini hedef alıyor.

Türkiye; Yunanistan-Ermenistan-İsrail’den oluşan ve bölgesinde karakol işlevi gören garnizon devletçiklerin Suriye’nin kuzeyinde bir yenisini daha ekleyerek, kurdukları karakol düzenlerini zedeliyor. O karakol düzeni ki; bulundukları bölgelerin halklarını birbirine düşmanlaştırarak, küresel sömürü düzeninin korunup kollanmasını hedefler.

Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinden, Doğu Akdeniz’den Ege’den Türkiye’yi jeopolitik olarak sıkıştırma çabasını bu yüzden eksilmiyor. Terör örgütleriyle Türkiye’ye boyun eğdirme şer gayreti bu yüzden durmuyor.

Türkiye’nin bugüne değin terör karşı mücadele için harcadığı para 3 trilyon dolardır. Bu parayı ekonomik gelişmesi için harcamış olsaydı acaba nasıl bir durumda olurdu? Buna rağmen Türkiye ekonomik mücadelesinde büyük merhaleleri aştı. Bu alandaki mücadelesi de eksilmeden sürüyor.

Türkiye’nin 1991’de üyesi olduğu, merkezi Paris’te bulunan OECD’ye (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) bağlı bir kurum olan Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu (FATF) Türkiye’yi kara para aklama ve terörizmin finansmanı ile mücadele konusunda yeterince çaba göstermeyen ülkelerin bulunduğu gri listeye aldı.

FATF Başkanı Marcus Pleyer, “Türkiye karmaşık kara para aklama vakalarıyla etkin bir şekilde başa çıktığını ve Birleşmiş Milletler’in terör organizasyonu olarak tanımladığı IŞİD ve El Kaide gibi örgütlerin mali finansmanına soruşturma açmakta kararlı olduğunu göstermelidir” demiş.

Türkiye’yi IŞİD’le köşeye sıkıştırmak isteyenler, IŞİD’le mücadele etmeyenlerdir. IŞİD’e finansman desteğinde bulunanlardır. Fransız Çimento devi Lafarge şirketinin IŞİD’e parasal yardım yaptığı ortaya çıktığı bir dönemde ve IŞİD dedikleri DEAŞ terör örgütüne askeri operasyon düzenleyen tek ülke olan Türkiye’ye bu karalama çabasına girişilmesinin insanlıkla bir ilgisi olamaz.

Ülkeleriniz FETÖ-PKK/PYD-YPG, DEAŞ terör örgütlerini kullanarak, silahlandırarak, aklını, stratejisini belirleyerek Türkiye’ ye karşı sahaya sürecek, sonra da kalkıp terörün finansmanı meselesiyle Türkiye’yi suçlayacaksınız. Sömürgeci refleksiniz sökmeyecek. Sahteliğiniz, ikiyüzlülüğünüzle yaptığınız hamleler yıldıramayacak.

Dünyada teröre karşı mücadelenin örnek ülkesi Türkiye’ye boyun eğdiremeyeceksiniz.

Siz ki; terörü destekleyerek insanlığa karşı suç işleyenlersiniz. Tarih bu utancı kaydedecek ve bu düzen değişecek.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …