Anasayfa / Köşe Yazıları / Türkiye’nin istiklal yürüyüşü sürüyor

Türkiye’nin istiklal yürüyüşü sürüyor

Son günlerde özellikle McKinsey ve Papaz Brunson üzerinden bazı çevreler özel bir gayretin içindeler.

Gerçekten milli reflekslerinin duygu yüküyle yaklaşanları ayrı tutarak, bu çevrelerin samimiyet ölçüleri gerçek niyetlerini örtemeyecek kıvamda.

Bu çevreler; Papaz Brunson’un tahliyesini kamu vicdanını etkileyen yanından bağımsız olarak Türkiye’nin ABD ile yaşadığı sorunların ana odağıymış gibi göstererek, sanki ortada teslimiyete razı olmuş, baskılara boyun eğmiş ve böylece koyduğu hedeflerden, tuttuğu rotadan vazgeçerek, istiklal yürüyüşünü sonlandırmış bir irade varmış gibi bir hava estirmeye çalışıyorlar.

Dertleri, ABD’nin FETÖ, PKK/PYD terör yapılarıyla giderek yapısal hale gelen ilişkilerine karşı hassasiyetleri asla değil. Aynı çevreler; Türkiye’nin Suriye’de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı askeri harekatlarıyla süren kararlılığından da pek hoşnut değiller.

Bu çevrelerin; Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemine karar kılmasına da, özellikle savunma sanayiindeki yüksek teknolojiye dayalı milli üretim hamlesine de sempatiyle baktıkları söylenemez. Cumhurbaşkanı Erdoğan düşmanlığı öylesine gözlerini, yüreklerini, zihinlerini karartmış durumda ki, maalesef Türkiye karşıtlarıyla aynı safa düşmüş durumdalar.

Kim ne derse desin, kimler hangi şer çabalara meylederse etsin Türkiye bağımsızlık mücadelesi vererek, geleceğini güvenli kılmanın kararlılığındadır.

Dört koldan yapılan saldırılara dirençle, inançla karşı koymayı başarmıştır.

Kolay mıdır, 50 yıllık Soğuk Savaş döneminin tek yanlı blok bağımlılığından zihnen kurtulmak?

Kolay mıdır, bir yandan iç cephede gedikler açmaya çalışanlara karşı mücadele ederken, bir yandan da dış cephede topyekun savaştan muzaffer çıkabilmek?

Kolay mıdır, 40 yıldır ülkenin hemen her kurumuna sızmış, yerli, milli olan hangi değer, hangi unsur varsa köreltmek üzere konumlanmış, başka bir ülkenin derin devlet unsuru olarak gladyo örgütlenmesine, istihbarat yapılanmasına, ihanet şebekesine karşı soluksuz mücadele etmek?

Kolay mıdır, bir yandan Suriye’nin kuzeyinde terör koridoru yapılanmasına yönelik terör örgütüne; silahı, aklı, üniformayı, stratejiyi veren diğer yandan Türkiye’nin müttefiki olarak kimliklenen, NATO ülkesi küresel bir güce karşı haysiyetle direnmek ve boyun eğmemek.

Kolay olmayan tüm bu şerler, güçlü liderlikle, millet iradesini diri, canlı tutarak bertaraf edilmiştir, edilmeye devam edilmektedir.

Tüm bu mücadele içinde, Türkiye; bir yandan da başta ekonomide olmak üzere hemen her alanda milli seferberlik ruhuyla davranarak güçlü, bağımsız, ileri teknoloji üreten, tek yanlı dışa bağımlılığa boyun eğmeyen bir konuma, kimliğe, hedefe kilitlenmiştir.

Ne McKinsey konusu, ne papaz Brunson’un yargılama sürecinin sonuçları; ne Türkiye’nin büyük mücadelesinin caydırıcıları olabilir, ne gelecek hedefinden kopartılması anlamına gelebilir, ne de teslimiyete razı olunacağının işareti sayılabilir.

Türkiye’nin istiklal yürüyüşü uzun, meşakkatli, kararlılık içinde, inançla, dirençle sürecek. Bu uzun yolculuğun inişli, çıkışlı olması, menzile erişimin engeli olamaz. Esas olan hedeflere olan inançla, kararlılıkla bağlılığın varlığıdır.

Papaz Brunson hangi gerekçeyle olursa olsun, tahliye edilmiş olması; bundan böyle ABD’nin beklentilerinin yerine getirileceği, Türkiye’nin FETÖ, PKK/PYD terörüne karşı mücadeleden vazgeçeceği, Suriye’de terör koridorunun yapılanmasına müsaade edeceği, ABD istemediği için S-400’lerden vazgeçeceği, savunma sanayiinde milli üretim hamlelerini durduracağı anlamına gelmiyor.

Kimse boşuna heveslenmesin. Hiçbir kuvvet Türkiye’nin İstiklal yürüyüşünü engelleyemeyecek…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …