Anasayfa / Köşe Yazıları / Türkiye’nin dalgakıranlarını korumak

Türkiye’nin dalgakıranlarını korumak

Türkiye’nin büyük stratejisi her geçen gün ete kemiğe bürünerek, yol almaya devam ediyor. Türkiye’nin güvenliği ulusal sınırlarıyla yetinilmeyecek kadar geniştir. Balkanlar, Kafkaslar, Karadeniz, Akdeniz, Basra Körfezi’nin kuzeyi, Hazar Havzası bu büyük stratejinin güvenlik dalgakıranları durumundadır.

Yıllardır Türkiye’yi Anadolu’ya tutsak edip, burada boğabilme, etkisizleştirme, tarihi birikimini köreltebilme çabası için çok uğraşıldı. Yüzyıllık bir hıncın eseriydi bu şer heves.

Sömürgeci güçler, göz diktikleri coğrafyaların direnç noktasının Türkiye olduğunu çok iyi biliyorlardı. Ve yine biliyorlardı ki, Türkiye’nin gücü, mazlum milletlerin umudu ve kurtuluşuydu. Bu da onlar için sömürge coğrafyalarının daralmasıydı. Bu yüzden her yolu denediler. Türkiye’nin kolunu kanadını kırmak için içeriden dışarıdan büyük çaba sarf ettiler. Ama bir türlü istedikleri olmadı. Her defasında Türkiye’nin istiklali dimdik ayakta kaldı. Pes etmediler. Yine sahnedeler. Türkiye’nin dalgakıranlarını kaosa sürükleyerek, Türkiye’yi Anadolu’nun dışına çıkamaz hale getirmek, denizsiz bırakmak için büyük çaba içindeler.

Ama Türkiye de asla pes etmiyor, etmeyecek. Direniyor, hamleler yapıyor. Libya mutabakatıyla Akdeniz’de sömürgecilerin oyununu bozuyor. Teröre karşı amansız mücadeleyi Türkiye’nin dalgakıranlarında sürdürüyor. Milli savunma sanayiinde her geçen dönem yeni gelişmeler kaydediyor. Hem hava, hem kara, hem de deniz için savunma sanayiinde yeni yerli ve milli ürünler ortaya çıkarıyor. Uçaklar, tanklar, füzeler, gemiler, denizaltılar yapılıyor.

Son olarak Gölcük Tersane Komutanlığı’nda Yeni Tip Denizaltı Projesi’nin ilk denizaltısı Piri Reis’i Havuza Çekme ve 5. Gemisi Seydi Ali Reis’in İlk Kaynak Töreni yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan; havuza çekilecek Piri Reis denizaltısının inşasının yaklaşık 4 yıl önce başladığını, 2022 yılında Piri Reis denizaltısının hizmete gireceğini ve 2027 yılında 6 denizaltının daha hizmete gireceğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan törende; “Milletimize uzun yıllar boyunca bilinçli bir şekilde tarihi, kültürü, medeniyeti, kahramanlıkları, başarıları unutturulmak istenmiştir. Türkiye’nin haklarına göz dikenler, meydanın boş olmadığını bilmelidir. Sanki bu millet ve bu devlet gökten zembille inmişçesine geçmişiyle ilişkisi kesik bir tarih anlayışı yerleştirilmeyi çalışılmıştı. Türkiye’nin haklarına göz dikenler, meydanın boş olmadığını bilmelidir…

KKTC ve Libya süreçlerinden vazgeçersek bırakın ekonomik faaliyetleri bize denize girecek kıyı bırakamayacaklar. Masa başında çizilen haritalarla veya bilimsel faaliyet kisvesi altında ülkeye emrivakiler yapılmasına izin veremeyiz. Türkiye ile Libya denizden komşudur ve yaptığımız anlaşma 10 yıl öncesinde şekillenmiştir.

Gazi Mustafa Kemal Libya’da canı pahasına hangi mücadeleyi veriyordu? Libya bizim için canımız pahasına yanında yer almamız gereken bir yerdir. Gerekirse verdiğimiz desteğin askeri boyutunu artıracağız” diyerek, dosta düşmana istiklal kararlığımızı bir kez daha duyurmuş oldu.

Dün Afrin’de, bugün Libya’da ne işimiz var diyenlere de duyurulur…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …