Anasayfa / Köşe Yazıları / İdlib operasyonu – Akşam Gazetesi

İdlib operasyonu – Akşam Gazetesi

İdlib operasyonu başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), İdlib çatışmasızlık bölgesinde ateşkesi kalıcılaştırmak adına Fırat Kalkanı operasyonundan sonra benzer içerikle Suriye’ye yönelik yeni bir hamleyi gerçekleştiriyor.

Bir süredir devam eden Astana sürecinde Rusya, İran ve Türkiye arasında varılan mutabakat sonucunda belirlenen çatışmasızlık bölgelerinden olan İdlib’de, Türkiye ve Rusya ortak sorumluluk üstlenmiş durumda. Buna göre bu bölgenin yeniden çatışma atmosferine dönüşerek, yeni insani dramların yaşanmaması adına güvenli bir bölgeye dönüşmesi gerekiyor. Bölgede 3 milyona yakın sivil halk yaşıyor. Öncelikle bu kitlenin can güvenliğinin sağlanması bir zorunluluk. Zira yeni bir göç dalgasının ilk yönelişi yine Türkiye olacağından bu durumun yaşanmaması Türkiye açısından öncelikli. Ayrıca bölge, Halep’te yaşanan çatışmaların ağır yükünü üstlenmiş durumda. Bu yük yeni gerilimleri üretiyor.

Türkiye açısından bir başka önemli husus; bölgede oluşabilecek yeni bir güvenlik karmaşası durumunda Afrin’de varlığını sürdüren PKK/PYD-YPG terör örgütünün bu bölgeye yönelişi ve buradan yeniden Doğu Akdeniz’e açılma çabasını sürdürmesi ihtimali. Bu ihtimalin hamisi durumunda olan ABD’ nin Başkanı Trump’ın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk geçtiğimiz temmuz ayında İdlib’i işaret ederek, Türkiye’yi El-Kaide’ye göz yummakla suçlamıştı. Bu sözler, Suriye’de bir süredir emanetçi işgalciler olarak kullanılan DEAŞ ve PYD/YPG terör örgütleri arasında kurulan tahterevalli ilişkisinin bir başka yansıması olarak değerlendirilmelidir.

Terör örgütleri üzerinden Suriye’de oynanan oyunun kendine has bir mekanizması vardır. Bu mekanizmaya göre; öncelikle DEAŞ terör örgütü bir bölgeyi kolayca işgal etmektedir ardından bu işgal gerekçe gösterilerek PYD/YPG terör örgütü aynı bölgeyi DEAŞ’tan temizleyerek burada daha kalıcı işgalci güç olarak konumlanmaktadır. Bu durum esasen birbirini besleyen terör örgütleri arasında oluşturulan terör tahterevallisidir.

Şimdi de İdlib gibi Suriye açısından önemli bir başka bölgede aynı mekanizmayı işletme çabası görülmektedir. Ve buna karşın Türkiye tıpkı Fırat Kalkanı operasyonunda olduğu gibi bu oyunu bozmak üzere bölgeye hamle yapmıştır.

İdlib Suriye iç savaşının bir özeti, anatomisi, geldiği son tablo, bugüne kadar yaşananların bir mikrokozmu durumundadır. Rejimin her türden muhalifinin bulunduğu bir bölgedir. Terör örgütlerinin varlık sürdürdüğü ve onlarla iş tutan istihbarat networkünün etkin olduğu bir bölgedir. Nusra terör örgütünün çekirdeğini oluşturduğu Heyet Tahrir-i Şam(HTŞ) çatı yapılanması, radikaller grupların üst yapılanması olarak bölgede oldukça etkin durumdadır. Bu arada ılımlı muhaliflerinde bölgede bir süredir Astana sürecinin bir yansıması olarak toparlanma eğilimine girdiklerini söylemek gerekir. Zira ılımlı muhalifler Astana sürecine katılarak Şam rejimine karşı bir anlamda meşruiyet kazanmış durumdalar.

Türkiye için hayati bir başka durum Afrin’deki PKK/PYD-YPG terör örgütünün varlığıdır. Bunun için Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha hatırlatarak; Afrin’den Akdeniz’e uzanan terör koridoruna izin verilmeyeceğini en kararlı bir şekilde ifade etmiştir.

İdlib hamlesinin en önemli ayağını bu durum oluşturmaktadır. Türkiye kararlılığıyla bu sorunun üstesinden gelecektir.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …