Anasayfa / Köşe Yazıları / Doğu Akdeniz, S-400 ve Türkiye’nin istiklali

Doğu Akdeniz, S-400 ve Türkiye’nin istiklali

Türkiye, küresel kuşatma karşısında açık bir varoluş mücadelesi içinde. İçimizdeki tartışmalardan, yerel seçim, İstanbul seçimi gündeminden uzaklaştıkça, bu gerçeğin tüm yalınlığıyla, tüm boyutlarıyla herkesin reddedemeyeceği bir nitelikte olduğunu fark edeceğiz.

S-400 hava savunma sistemi, F-35 uçakları, Doğu Akdeniz’in doğal kaynakları, Fırat’ın doğusu, Suriye’nin kuzeyi başlıkları altında Türkiye’nin egemenlik haklarını hiçe sayan, onu Anadolu’ya hapsederek, çözülmesine zemin hazırlayacak küresel kuşatma altındayız.

Her geçen gün yeni bir düşmanca hamleyle karşı karşıya kalıyoruz. Şimdi de; ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen East Med yasası; Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), İsrail ve ABD’nin ortaklığını Türkiye’ye karşı derinleştiriyor. Buna göre East Med Yasası’yla Türkiye’nin gaz arama çalışmaları “tehlikeli” sayılarak, takip edilecek ve raporlandırılacak. Diğer bir ifadeyle; Amerikan Ordusu, Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin Münhasır Ekonomik Bölge (MEB)’deki faaliyetlerini yakından takip ederek, raporlayacak. Ayrıca ABD, Rum kesimine 32 yıldır uygulanan silah ambargosunu da kaldıracak. Bunun yanı sıra Yunanistan’a ise 3 milyon dolarlık yardım gönderilecek. Bu tabloyla, açık bir Türkiye karşıtlığı yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Neden? Çünkü Türkiye bölgedeki çıkarlarının zedelenmesine asla izin vermiyor, kararlılığını koruyor.

Bu durumda istenen; Doğu Akdeniz’e en uzun kıyısı olan ülke olarak, sahiliniz olsun ama deniziniz olmasın. Esasen Türkiye’nin MEB’i, 157 bin km2 iken, dayatmalarla bu miktarı 64 bin km2’ye düşürmek ve böylece 59 bin km2’yi Yunanistan’ın, 34 bin km2’yi ise GKRY’nin egemenliğine dahil edilsin isteniyor. Amaç Kıbrıs adası çevresinde bulunan ve toplam değeri 3 trilyon dolar olduğu hesaplanan 60 milyar varil petrole eşdeğer hidrokarbon rezervinden Türkiye’yi uzak tutmaktır. Şu anda bu bölgede zengin doğal kaynakların kokusunu alan tüm sömürgeci güçler donanmalarıyla, ordularıyla açık veya örtülü bu güç mücadelesine girmiş durumdadırlar.

Türkiye’nin S-400 hava savunma sistemine kavuşmasıyla, Ege dahil olmak üzere Doğu Akdeniz, Karadeniz, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinin hava güvenliğini sağlamış olacaktır. Unutmamak gerekir ki; Mavi Vatan tatbikatında bir kez daha altı çizildiği gibi Türkiye’nin deniz alanları da vatan toprağıdır ve 462 km2’lik bir alanı kapsar.

Ortak üretime de girişeceğimiz S-400 alımı, Türkiye’nin artık teknik bir tercihi değil, egemenlik meselesidir. Olmazsa olmazıdır. S-400 ile 600 km’lik mesafenin güvenlik kalkanını örmüş olacaksınız ve böylece bölgede stratejik üstünlük sizde olacak. Bu Türkiye’nin vazgeçilmezidir ve mesele bağımsızlık meselesidir.

Bu noktada iç bütünleşmemiz, bu noktada kenetlenmemiz hayati değerdedir. Türkiye sevdalısı her ferdin, bu konunun farkına varması, şimdilerde zihinleri bulandırma çabalarına karşı bilgiyle, bilinçle, kararlılıkla davranması kaçınılmazdır.

G-20 Zirvesi’nden bu konuda nelerin yansıyacağını göreceğiz. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı, Türkiye’nin kararlılığıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direnci, Türkiye’nin direncidir, hepimizin istiklal tutkusudur.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …