Anasayfa / Köşe Yazıları / Yüksek teknolojide milli seferberlik: TEKNOFEST

Yüksek teknolojide milli seferberlik: TEKNOFEST

Bir ülkenin güç unsurlarının seviyesi, onun ülkeler arasındaki yerini belirler. Ekonomiden, sosyal alana, güvenlikten, kültürel alana kadar her unsur bir ülkenin gücünün niceliğini ve niteliğini kimliklendirir. Büyük güç vurgusu; güç unsurlarının hem seviyesinin yüksekliğiyle, hem de birbirleriyle olan uyumunda ve etkileşimindeki mükemmellikle ortaya çıkar.

Tarihin her döneminde büyük güç olmanın vazgeçilmez koşulu; çağın en ileri teknolojisini üretebilme kapasitesine sahip olmaktır. Teknolojik bağımlılık, ekonominin hemen her alanında tek yanlı bağımlı ilişkilerin aşılmasında engeldir. Bu duruma bir de enerji de bağımlılık eklenirse, o ülke için içindeki dinamizmi diri, canlı tutmaya, büyük bir güce dönüştürmeye yönelik çabalar zayıf kalır, tek yanlı bağımlılıktan sıyrılmak güçleşir.

Yıllardır Türkiye’ye biçilen rol; çağın en ileri teknolojisinin üretiminden uzak, enerji kaynaklarını yeterince değerlendiremeyen, yenilerini ortaya koyamayan, tek yanlı bağımlılığa mahkum bir ülke görüntüsüne hapsolmasıydı. Geçmişte bu alanlarda bağımsızlığa dayalı atılan adımların, köreltilmesi için büyük çaba sarf edildi. Maalesef birçoğunda da bu köreltilme çabası başarılı oldu.

Vecihi Hürkuşların, Nuri Demirağların bireysel çabaları, uçak sanayisine ilişkin atılan adımlar süreklilik taşıyabilseydi, Türkiye bugün çok farklı bir noktada olurdu. O yıllara ait gazete haberlerinde Nuri Demirağ’ın uçak üretim başarısı için ; “Amerikalıların yolladıkları uçak mühendisi hayretini gizleyemedi; ‘Türklerin zeka ve tekniğine hayran kaldım’ ” başlıkları atılıyor ve aynı haberde; “Amerika’nın Endişesinden” söz ediliyor.

Çok sürmüyor ve bu endişe yine o dönemlerde gazete başlığına şöyle yansıyor; “Uçak yapımına ABD yardımı sonrasında son verildi.”

Bu durumu Türkiye için söylenen; “Soldukça sulanmalı, yükseldikçe budanmalı” şer niyetinin bir tezahürü olarak görmek gerekir.

Bugün ise geldiğimiz noktada özellikle savunma sanayisinde çok önemli bir sürece kilitlenmiş durumdayız. Yerli ve milli üretim seviyemiz; %20’lerden, %70’lere çıkmış durumda. Özellikle İnsansız Hava Aracı(İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Aracı(SİHA) alanında elde edilen başarı büyük bir özgüvene dönüşmüş durumda. Selçuk ve Haluk Bayraktar kardeşlerin, Babaları Özdemir Bayraktar’ın tohumladığı üretim tesisini, başardıkları icatlarla bugün gurur abidesine dönüştürmüş durumdalar.

Mucit Selçuk Bayraktar; “Savunma sanayisinde teknoloji ve yazılımı üretmiyorsanız ne bağımsız ne de müreffeh olabiliyorsunuz” diyerek; meselenin özünü, bilincini, inancını ve kararlılığını ortaya koyuyor. Her yıl düzenledikleri; İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali Teknofest ile binlerce genci, teknoloji üretiminin öznesi yapabilmenin gayretini sergiliyorlar. Bu gayret, takdirlerin en büyüğünü hak ediyor. Milli seferberlik ruhuyla, yüksek teknolojili hava araçlarının yenilerinin üretim kararlılığı emin adımlarla ilerliyor.

Bugünün Vecihi Hürkuşları, Nuri Demirağları olarak Selçuk ve Haluk Bayraktar kardeşler ve ekipleri; dün yaşanılan köreltme çabalarına karşı, bugün istiklal meşalesine sımsıkı sarılarak, tüm şer hamleleri püskürtülerek, yol almaya devam ediyor.

Emperyalizm ve onun içimizdeki muhipleri bugün de işbaşındalar. İHA’lar ve SİHA’lar la başlayan süreci baltalamak en büyük misyonları. Bu defa asla başarmayacaklar…

NOT: Yüreği Türkiye için atan, istiklal tutkunu tüm gençleri; bugün başlayan ve 22 Eylül’e kadar devam edecek olan İstanbul ‘da Atatürk Havalimanında gerçekleştirilecek olan; İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali: Teknofest’e katılmalarını diliyorum…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …