Anasayfa / Köşe Yazıları / Rakka’yı PKK’ya teslim edenler – Akşam Gazetesi

Rakka’yı PKK’ya teslim edenler – Akşam Gazetesi

Suriye’de, Irak’ta yaşananlar, uluslararası düzeyde takınılan sahte tavırları, yüzlerdeki kirli maskeleri, dillerdeki samimiyetsiz sözleri, benliklerdeki ikiyüzlülükleri bir kez daha gün yüzüne çıkarmış durumda.

En büyük ikiyüzlülük, sahtelik teröre karşı mücadele zemininde yaşanıyor. Bir yandan koca koca ülkeler, ihtişamlı buluşmalarla, iddialı sözcüklerle teröre karşı mücadele nutukları atıyor, bu konuda raporlar hazırlanıyor, küresel düzeyde birçok saygın kuruluşlar terör konusunda bilimsel çalışmalar yapıyor, makaleler, kitaplar yayınlanıyor, uluslararası terör sempozyumları, çalıştayları düzenleniyor bir yandan da tüm bunları kıymetsizleştiren tavırlarla, terör örgütleriyle her türlü içli dışlı üstelik artık gizlilik gereği bile duymadan ilişkiler kuruluyor. Terör örgütlerinden teşekkür plaketleri alınıyor.

Suriye’de Rakka’yı DEAŞ’ın elinden alma bahanesiyle PKK/PYD-YPG terör örgütüne her türlü silahı teslim edenlerin gözü önünde PKK terör örgütünün elebaşının posterleriyle kutlamalar yapılıyor, sahtelik, ikiyüzlülük, yalan, dolan ortalığa seriliyor.

Bu tabloya sebep olanların teröre karşı mücadeleden söz edebilmesi, bu konuda uluslararası ittifaklarda güvenilir olması, ciddi bir devlet olarak kabul edilmesi, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına, demokrasiye bağlılığına inanılması mümkün mü?

Ortada bir insanlık suçu var. İnsan onuru hiçe sayılıyor. Bir terör örgütüne karşı sözde mücadeleyi bir başka terör örgütüyle yapıyor görüntüsünün kabul edilebilir yanı olabilir mi? YPG’ye verilen silahların geri alınacağını söyleyenlerin, hukukla, demokrasiyle, teröre karşı mücadeleyle ilişkisinin sahici ve samimi olduğu söylenebilir mi?

Ortada tam bir sahtelik var. Üstelik örgütlü bir sahtelik. Uluslararası birçok kurumun bu sahtelikte payı var. Terör örgütleri üzerinden çıkar oyunları oynanacak, doğrudan bu örgütlerle temaslar kurulacak, her türlü silah, insan ve para akışı sağlanacak ama bu gerçeklere hiç değinilmeden, üstüne gidilmeden Birleşmiş Milletler (BM), NATO gibi kurumların bünyelerinde güvenlik konuları, teröre karşı mücadele ajandaları, toplantıları, zirveleri, bir dizi raporları yer bulacak. Bu durum artık katlanılmaz ikiyüzlülüğünün dışavurumudur.

Türkiye’nin gerek kendi sınırları içinde gerekse Suriye ve Irak’ta tüm terör örgütlerine yönelik tavrı nettir. Hiçbir terör örgütü arasında ayrım yapmadan, hepsini insanlığa karşı suç işleyen şebekeler olarak sayan bir ülke olarak, yıllardır tüm terör örgütleriyle sahici ve samimi mücadele eden tek ülkedir. Bu özelliğiyle Türkiye hak, hukuk, adalet, insan hakları, demokrasi ve teröre karşı mücadelenin gerçek simgesidir. Çünkü bu konuda hesaplı kitaplı, sahte yüzlü, ajandalı değildir. Sahicidir, samimidir, dobradır, açık sözlüdür, kararlıdır.

Bu noktada ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkındaki sözleri tekrar hatırlanmalı. Jeffrey bir süre önce bir gazeteye verdiği röportajda; “Suudlar, Mısırlılar her koşulda bize yaltaklanıyor. Erdoğan ise bizimle çatışıyor, çelişkilerimizi yüzümüze vuruyor, dostumuz olmaya çalışmıyor. Bu yüzden Erdoğan Washington’da ve Avrupa’da sevilmiyor. Bize yaltaklansanız böyle olmayacak”.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …