Anasayfa / Köşe Yazıları / “Erdoğan’sız Türkiye” Projesine Heveslenenler – Akşam Gazetesi

“Erdoğan’sız Türkiye” Projesine Heveslenenler – Akşam Gazetesi

CIA eski Başkanı Orgeneral David Petraeus’un muhtemel bir Türk-ABD sıcak çatışmasında neler olabileceği sorusuna verdiği cevap çok çarpıcı.

Basına yansıdığı biçimiyle aktaralım; “Orada durup iki defa düşünmeleri lazım. Türklerden bahsediyoruz, kontrolümüzdeki Araplardan değil. Düzenli taktik ve bizde bile olmayan disiplinli bir orduya sahipler.

Geri çekilme gibi bir huyları yok ve bu ihtimali hiç düşünmüyorlar. Topyekun savaşan bir millet. Olasılık hesapları yapmıyorlar, akıllarında toprakları ve dinleri varsa kaygılanıp sonlarını düşünmüyorlar.

Son iki yıl içinde ABD PYD’ye teknik bilgi aktarımı yapmış ancak Türkiye karşısında hiçbir başarı sağlanamamıştı. Bunu söylememem gerekir ama sırf bu yüzden onlarca ABD’li general ya emekli edildi ya da kovuldu.

Ülkeye giriş yapan her ABD ve Avrupalı turist adım adım izleniyor. Şu an böyle kritik bir durum hem bizim için hem dünyanın geri kalanı için çok büyük bir risk oluşturur.”

İtiraf nitelikli önemli bir açıklama. PYD’nin patronunun örgüte yönelik stratejik işleyişiyle ilgili çarpıcı ifadeler içeriyor. Bunun yanı sıra daha önce de sıkça ifade ettiğimiz gibi ABD, Türkiye ile askeri açıdan doğrudan karşı, karşı gelmek, çatışmak, savaşmak en son isteyeceği şeydir. Bundan olabildiğince uzak duracak ama boş da durmayacaktır. Zorluğunu bilse de kendince daha az maliyetli, riski daha az olarak değerlendirdiği yolu deneyecektir. Bu yolun menzili, nihai hedef yılı 2019, içeriği ise “Erdoğan’sız Türkiye” projesidir.

Neleri mi deneyebilirler? Sıralayalım;

1. Bu sinsi proje için öncelikle; dış cephede sözde diplomasi, müzakere zemininde oyalamalarla zaman kazanarak, Türkiye’nin iç cephesine yönelip, burada gedikler açmaya çalışılabilirler.

2.Bu konuda her imkanı kullanılabilirler. Buna 28 Şubat benzeri kamuoyuna yönelik algı çalışmaları dahil olmak üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle 15 Temmuz sonrası giderek artan halkın hemen her kesimden kazandığı sempati iklimini zayıflatmaya çalışabilirler.

3. Bu noktada Türkiye’nin siyasi sürecine ve aktörlerine görünür-görünmez tüm yol ve yöntemlerle müdahil olabilirler.

4.Bu çerçevede Türkiye’nin bağımsız davranabilme kapasitesi zedelenerek, geçmişin bağımlı ülke durumuna dönüşmesi için içeride bazı siyasi aktörleri devşirebilirler.

5.PYD ve PKK terör örgütleri arasında tercihe yöneltebilmek için yeni bir propaganda süreci başlatabilirler.

6. Buna göre PYD’ye meşruiyet kazandırabilmek için PKK’yı unutturmaya çalışabilirler.

7.Birbirini besleyen PYD-DEAŞ terör tahterevallisini örtmek adına, Zeytin Dalı Harekâtı’nı karalayıcı bir hamle olarak, DEAŞ terörünün bazı yerlerde canlandırılmasına seyirci kalabilirler.

Tüm bunları yapabilmeye heveslenebilirler ama kolayca da elde edemezler…

Fakat biz de boş durmamalıyız.

Tüm bu ihtimalleri göz önünde bulundurmalıyız. Devlet- millet bütünleşmesiyle iç-dış cephede tunç olma halimizi sürdürmeliyiz…

Bunu başardığımızda gücü ne olursa olsun hiçbir kuvvetin bileğimizi bükemeyeceğine inanmalıyız… Tıpkı Çanakkale’deki gibi…

İnanan kazanır…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …