Anasayfa / Köşe Yazıları / Emperyalizmin kirli planının partisi olmak

Emperyalizmin kirli planının partisi olmak

PKK/PYD-YPG terör örgütünün siyasi kolu, kanadı ile tertiplenen maskeli balo sürüyor. Siyasi alanı kirletenlerle oy hesabı yapmanın tarihi sorumluluğu giderek ağırlaşıyor. Her şey çok ortadayken, var olanı yokmuş gibi, olmayanı varmış gibi göstererek, terörün partisiyle seçim ittifakının şehvetine kapılanlar, tarihi savurulmanın girdabına girdiklerini görmek gerekiyor.

Bu noktada bilhassa CHP’yi yönetenlerin tavırları bu hususu öne çıkarıyor. Millet ittifakının öncü aktörü olarak HDP konusundaki yaklaşımları ve tercihleri, sadece demokrasimiz açısından değil, ülke geleceği açısından da son derece önemlidir.

Bugün geldiğimiz noktada, PKK/PYD-YPG terör örgütünün silahlı kanadının çok büyük ölçüde zayıflama sürecine girdiğini kabul etmek gerekir. En çok zorlandıkları husus, insan kaynağının azalmasıdır. HDP’nin elindeki belediyelere terör örgütünün atadığı eş başkanlar marifetiyle yönettikleri insan kaynağı transferinin, finansman desteğinin bu belediyelerde kayyımların göreve gelmesiyle kesilmesi, terör örgütü için en büyük kaynağın kurumasıdır.

Arkalarındaki küresel şer odaklarının yoğun desteğine rağmen, Türkiye’nin askeri harekatlarla, güvenlik ve istihbarat birimlerinin amansız mücadelesiyle, FETÖ’den arınan kurumların milli karakterinin ağırlığıyla terör örgütünün silahlı ağı, darbeler yemeye devam etmektedir. Ancak terör örgütünün arkasındaki küresel şer odaklarının siyasi ve stratejik desteği eksilmeden sürmektedir.

Bu durum, Türkiye’nin siyasi zeminine doğrudan yansımaktadır. HDP’nin varlığı ve bugün üstelendiği görev, terör örgütünün siyasi zeminde varlığının sağlanmasıdır. Buna göre HDP’nin işlevi; terör örgütünün emperyalizmin belirlediği rotada varlığını sürdürmesi için Türkiye’nin siyasi atmosferinde gerçekleri perdeleme görevi yapmaktır.

Bu görevin nihai hedefi; küresel sömürü ve terör baronlarının tezgahlarında üretilen, Suriye’nin kuzeyinden başlayan alan hakimiyeti projesiyle, Suriye, Irak coğrafyalarının ufalanmalara uğratılarak, Türkiye’yi de aynı şer ikliminin içine çekebilmektir.

Bu gerçeğin uzağında durmak, yaşanılanları bilerek, isteyerek ıskalamak, HDP’nin asıl üstlendiği görevi irdelemeden, onlarla oy hesaplarına girişmek emperyalizmin Türkiye’nin iç siyasetine ilişkin beklentilerini güçlendirmektedir.

Terör bağlantısı bu denli açık olan bir partiyi hukuken işlemsiz bırakmak da küresel şer odaklarının kullanacağı iklimin bir başka parçasıdır.

Parti kapatmaya dayalı bakış açısı, geçmiş örnekler üzerinden belirlenmemelidir. Bugün gelinen süreç bambaşka duruma işaret ediyor. Geçmişte PKK’nın siyasi partilerine ilişkin kapatma kararları, terör örgütünün kullandığı istismar ettiği konular içindeydi. İnkarcı politikaların, tutumların baskın karakteri altında siyasi açıdan kısıtlılıkların olduğu bir iklimde cereyan etmişti. Bu yüzden de kapatılanların yerine yenileri açıldıkça oy tercihlerinde değişmeler pek yaşanmadı. Ayrıca geçmişte örgütün sahadaki ağırlığı, seçim sandıklarına halkın özgür iradesinin bütünüyle yansımasının en büyük engeliydi.

Bu sıkıntılı süreçler geride kaldı. 2002’den bugüne büyük aşamalar kaydedildi. Terör örgütünün kullandığı, istismar ettiği sorunlar aşıldı. Ama PKK terör örgütünün terörü de onun siyasi partisinin rolü de körelmedi. Çünkü arkalarındaki küresel şer desteği yeni planlara yöneldikçe bu yapıların kullanımları farklılaştı, çeşitlendi. Bu noktada meselenin özü; özellikle Suriye ve Irak’ı da içine alan coğrafi alanda mazlum halkları birbirine düşmanlaştırarak, PKK/PYD-YPG terör örgütü ve onun HDP gibi tüm siyasi uzantılarının taşeronluğu eliyle emperyalist alan hakimiyetinin sağlanmasıdır.

Bu kirli oyunun her kim ki dolaylı veya doğrudan parçası oluyorsa, Türkiye düşmanlığına soyunmuş demektir.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …