Anasayfa / Köşe Yazıları / Türkiye-ABD ilişkisinde son durum

Türkiye-ABD ilişkisinde son durum

Türkiye-ABD ilişkilerinin geldiği nokta, herkesin çok açık bir şekilde anlayabileceği kıvamda ve netlikte büyük bir mesele yumağı olarak ortada duruyor. Son derece sıkıntılı olan sorunların bir türlü çözülemediği, sadece yüzeysel bir seyir içinde yol alan ama aslında giderek tökezleyen bir içeriğe sahip.

Meselenin özü; Türkiye’nin hassasiyetlerinin, bağımsız davranma arzusunun, teröre karşı verdiği mücadeledeki kararlılığının ve haklılığının ABD tarafından inatla, ısrarla karşılık bulmamasıdır.

Türkiye ne istiyor? Sıralayalım;

Türkiye; doğrudan kendisini hedef aldığı, PKK/PYD-YPG terör yapısıyla ABD’nin ilişkisinin ve buna bağlı olarak her açıdan süren desteğinin bitmesini istiyor.

S-400 hava savunma sisteminde, Türkiye’nin tercihine saygı duyulmasını istiyor. Bu konunun NATO bahanesiyle gerilim ve çatışma ortamına taşımanın teknik ve hukuki haklı bir gerekçesi olmadığının altını çizerek, siyasi bir baskı aracı olarak kullanılmasına boyun eğmiyor.

Türkiye; Doğu Akdeniz’de uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarına dayalı ve coğrafi gerçeklerin ışığında mücadelesinin haklılığını hukuk adına kabul görmesini istiyor. Bu konunun ABD tarafından, Türkiye’yi köşeye sıkıştırmanın odağına dönüştürmesine seyirci kalmak istemiyor.

Tek taraflı ve ABD’nin çıkarlarının bir gereği olarak uygulanmak istenen İran ambargosunun, Türkiye tarafından da uygulanmaya zorlanmasını ne hukuka, ne demokrasiye ne de ekonomik gerçeklere sığmayan bir durum olarak görüyor. Bunun için de ABD’nin zorlamalarına boyun eğmek istemiyor.

Suriye’nin parçalanmasına yol açacak olan, PKK/PYD-YPG terör yapısı eliyle, Suriye’nin kuzeyinde garnizon devletçiği işlevi görecek ikinci bir İsrail oluşumundan vazgeçilmesini istiyor. Bunun bölgenin tüm mazlum halklarını birbirine düşman kılacağını görüyor ve karşı çıkıyor.

FETÖ ihanet şebekesinin küresel ağının, diri ve canlı tutulmaya devam edilmesine, örgüt elebaşının ve örgüt mensuplarının ABD’de korunup, kollanmasına, örgütün ABD’de Türkiye düşmanlığı için hâlâ etkin roller üstlenmesine seyirci kalınmasına karşı çıkıyor. Hukukun, demokrasinin gereğinin yerine getirilmesini istiyor.

Sonuç olarak, Türkiye; Soğuk savaş döneminin blok bağımlılığının sona erdiğini hatırlatarak, tıpkı Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin yaptığı gibi, herkesin herkesle çıkarları söz konusu olduğunda ilişki kurabildiği bir düzen içinde tüm ilişkilerini simetrik kılmak istiyor.

Tüm bunlar için doların bir silah olarak kullanılmasını, teslimiyete zorlayan bir baskı aracı olarak devreye sokulmasını kabullenmiyor. Bunun için gereken tüm hukuki yöntemlerle, tüm milli unsurlarını diri ve canlı tutarak, seferberlik duyarlılığıyla direnmeye ve istiklal yürüyüşünü sürdürmeye devam ediyor.

Hata mı yapıyor Türkiye? Gösterdiği kararlılığından vaz mı geçmeli? ABD’nin isteklerine, dayatmalarına boyun mu eğmeli? Bazlılarının ısrarla; “ABD ilişkilerini Türkiye düzeltmeli” cümleleriyle sanki sorun çıkaran Türkiye imiş gibi, taviz vermesini dolaylı olarak isteyenlere kulak mı vermeli? ABD’den gücü karşısında ezilip, büzülerek en haklı olduğu konularda teslim mi olmalı?

Tüm bunlar dışında Türkiye’nin çıkarlarını ve bağımsızlığını zedelemeyen başka bir çözüm önerisi olan var mı?

Duymak ve bilmek istiyoruz. Tüm bu sorulara; Türkiye’de siyaset yapan, ister yerel de ister genel de iktidar olmak isteyen tüm yapılardan ve aktörlerden
cevap bekliyoruz.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …