Anasayfa / Köşe Yazıları / Muhalefet ittifakının adaylık sürecinden yansıyanlar

Muhalefet ittifakının adaylık sürecinden yansıyanlar

Muhalefet ittifakının adaylık süreci konusunda tartışmalar sürüyor. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin ortak adayı olma çabası da sürüyor. Bir yandan CHP içinde adaylık konumunu güçlendirmeye, bir yandan da muhalefet ittifakının diğer bileşenlerini ikna etmeye, bir yandan da Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı bazı küresel çevrelerin desteğini almaya dayalı çabası sürüyor ama henüz arzu ettiği sonucu alabilmiş değil.

Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan karşıtı bazı küresel çevrelerin beklentilerine göre hareket edenlerin giderek sahne alması Kılıçdaroğlu açısından aşılması gereken en zorlu aşama durumunda. Kılıçdaroğlu’nun, Cumhurbaşkanı Erdoğan karşısında kazanma şansı olamayacağını düşünenlerin gayretinin arkasında sözünü ettiğimiz küresel çevrelerin beklentileri de var.

Son zamanlarda Kılıçdaroğlu’nun kazanma şansını sorgularken, Alevi kimliğini öne çıkarıp bu durumun seçilmesinin önünde engel olacağını beyan eden bazı muhalif odakların hesapları da dikkat çekici.

Sözünü ettiğimiz küresel çevrelerin isabetli aday beklentisi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirebilmenin nasıl mümkün olacağı, kimin ile başarılabileceği üzerine odaklanmış durumda. Bu noktada, CHP’li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı’nın; “Cumhurbaşkanı adayı sadece başarı ve birikimle olmuyor. Ulusal ve uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir insanı yapacaklar” sözünü de hatırlamak gerekir.

Türkiye’yi hedefe koyan emperyalizm, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı devirebilmek için bugüne değin her yolu denedi. Şimdi de boş durmuyor. Yine çabası var. Yine yeni yöntemler deniyor. Yine tüm plastik suratlarını sahneye sürüyor. Yine fonladığı medya unsurlarını harekete geçiriyor. Yine Türkiye’nin iç cephesinde fitne yaratıp, özellikle sığınmacılar üzerinden, yaşam tarzı üzerinden kışkırtma, tahrik, provokasyon iklimini yapılandırmaya çalışıyor.

PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP’nin bu süreçte sahnede etkin olmasını arzuluyor. Bunun içinde muhalefet ittifakının HDP’nin beklentilerine karşı duyarlılığını güçlü kılmanın çabasına girişiyor. Büyükelçileri cirit atıyor. Parti liderleriyle sık sık görüşüyor.

Tüm bunlar üzerine de Kılıçdaroğlu da konuşmalarında vaatlerinde bu çevreleri de mutlu edecek ifadeleri artırmaya devam ediyor. “Harp okulları öğrencilerinin serbest bırakılmasını isteyenler bize katılsın” diyor. “Kavala ve Demirtaş’ın serbest kalmasını isteyenler bize katılsın” diyor.

Öte yandan; “HDP’nin birlikte yol yürüyeceksek bunun ilk sınavı, tezkereye hayır oyu vermenizden geçiyor” diyen HDP’yi yönetenlere karşı Mehmetçiğin sınır ötesi operasyonlarını yapması için Meclis’ten istediği yetkiye “hayır” oyu verebiliyor. Ama hâlâ tam anlamıyla adaylık konusunda bu çevreleri ikna edebilmiş değil ama vazgeçmiş de değil.

Son olarak HDP’nin eski eşbaşkanı Demirtaş’ın cezaevinden yolladığı yazıda, son derece alaycı bir üslupla muhalefet bileşenlerine, 6’lı masaya ayar çeken bir tutum sergiledi. Buna karşılık şu ana kadar muhataplarından çıt çıkmıyor.

Tüm bu karmaşa içinde bir de 6’lı masanın kimin cumhurbaşkanı olacağına karar verirken nasıl bir cumhurbaşkanı olması gerektiğine dair beklentileri de kamuoyuna yansıyor. Buna göre; belirlenecek olan adayın bir protokol imzalayarak, yetkilerini kullanmayacağına dair önceden söz vermiş olacak ve 6’lı masanın adayı cumhurbaşkanı seçilmesi halinde ise hükümet kurma görevini seçimden birinci çıkan partinin liderine verecek. O lider, cumhurbaşkanı yardımcısı olarak hükümeti kuracak ve yürütmeden sorumlu olacak. Yani bu model, gerçekten düşündükleri ideal modelse, bu durumda kukla bir cumhurbaşkanı adayı aradıkları anlamına gelir ki, o zaman da bunu kime kabul ettirebilirler merak konusu.

Şimdilik muhalefet ittifakının adaylık sürecinden yansıyan manzarası bundan ibaret…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …