Anasayfa / Köşe Yazıları / Emperyalizmin kirli seçim hesabı

Emperyalizmin kirli seçim hesabı

Hep söylüyor yazıyorduk. PKK terör örgütünün siyasi kolu olan HDP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda belirleyici olacak olan, Mehmetçiğin Gazi Meclis’ten istediği Irak ve Suriye tezkeresine yönelik olan CHP yönetiminin tavrıydı.

Zira HDP sözcüleri tezkere oylaması öncesi; “bundan böyle birlikte yol yürüyeceksek bunun ilk sınavı tezkereye hayır oyu vermektir” demiştiler. Öyle de oldu. CHP yönetimi, HDP’nin bu çağrısına uydu ve tezkereye “hayır” oyu verdi.

Bu son derece önemli bir gelişmeydi. Daha önce yapılmayanı yapmıştı CHP yönetimi. CHP için kırılma noktasıydı. Mehmetçiğin istediği Irak ve Suriye tezkeresi; sınır ötesinde başta PKK/PYD-YPG terör örgütü olmak üzere DEAŞ ve Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden tüm terör örgütlerinin kuluçka merkezlerine yönelik mücadelesi için gerekli olan yetkidir. Ayrıca emperyalizmin Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD-YPG terör örgütü eliyle oluşturmak istediği Türkiye’yi ve bölgenin tüm mazlum halklarını tehdit edecek olan garnizon devletçiğinin oluşumunu engellemeye devam etmek için gerekli olan yetkidir.

CHP yönetiminin buna “hayır” oyu vermesi, çok önemli bir çizgi değişikliğidir. CHP yönetimi “hayır” oyu vermelerinin nedenini 2 yıllık süreye bağlı olması ve içinde “yabancı askerler” ifadesinin geçmesine dayandırmıştı.

Oysa bugün de hangi yabancı askerler, PKK-DEAŞ terör örgütleriyle mücadele eden Mehmetçiğin yanında bu mücadeleye katılırsa bu son derece olumlu önemli bir gelişme olur.

Kaldı ki Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu Irak ve Suriye tezkeresine ‘hayır’ oyu verme gerekçeleri için ayrıca şöyle demişti; “Biz senin her dediğinin altına gidip mühür mü basacağız? Askerimizin ve polisimizin Suriye’de şehit olmasını istemiyoruz”

Bu sözler de ortaya koyuyor ki, Kılıçdaroğlu Suriye’de ve Irak’ta Mehmetçiğin olmasını istemiyor.

PKK/PYD-YPG terör örgütü ve onun siyasi kolu HDP, ABD ve İsrail’de istemiyor. Bu arada topraklarının en kıymetli bölümlerinin PKK eliyle ABD işgalinde olmasından rahatsızlık duymayan Esed de istemiyor.

CHP yönetimi için bu durum büyük bir dönüşüm. Kandil ve HDP’nin; “savaş politikalarına son” dedikleri terör örgütü dilinin şimdi icraata dönüşmesi riski bulunmaktadır. Kandil’de bulundukları inlerinden dışarıya çıkamayan PKK terör örgütü elebaşları, çırpınışlarla siyasi mesajlar vermeye devam ediyorlar. 6’lı masanın dağılmaması, onlara umut olması için yırtındılar. Şimdi de başarmaları için yırtınıyorlar.

“AK Parti-MHP verilen oyun PKK’ya sıkılan kurşun” gibi şer cümlelerle siyasetten medet umuyorlar. Yaşamlarını buna bağlı olduğunu biliyor ve can suyunu siyaset alanında arıyorlar.

Demokrasi maskesiyle siyasi kolu HDP eliyle beklentilerini 6’lı masa üzerinden süreç içinde gerçekleşmesini umuyorlar. Böylece terör anatomilerini diri tutabilmenin şer hesabını yapıyorlar. Tabii hepsinin arkasında emperyalizm var.

Geçtiğimiz günlerde ABD Genelkurmay Başkanı ve ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) komutanı orgeneral, Suriye’nin kuzeyine gelip, PKK terör örgütüyle fotoğraf vererek, seçime onlarında hazırladıklarının mesajını bir kez daha vermişlerdir.

Öte yandan Nevruz kutlamalarında HDP yöneticileri açık açık teröristbaşı Öcalan’a özgürlük hedeflerini ortaya koymuş, AK Partiye, Cumhur İttifakı’na oy veren Kürtleri tehdit etmişlerdir.

Çanakkale ruhunun paydaşı olarak ülkesine milletine sımsıkı bağlı olan Türkiye’nin Kürtleri, ABD emperyalizmin kirli, karanlık planın parçası Kürtler olmayacaklardır.

Emperyalizmin kirli seçim hesabı boşa çıkacak. Çanakkale ruhu bir kez daha galip gelecektir.

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …