Anasayfa / Köşe Yazıları / Anaların yüreği HDP’ye hesap soruyor

Anaların yüreği HDP’ye hesap soruyor

Analar yürek acısıyla haykırıyor. Yanan yüreklerinin feryatları, isyanları, gerçekleri yiğitçe haykıran dirençleri sürüyor. HDP’nin önündeler. Çocuklarını terör örgütüne teslim edenlerin peşindeler.

Yüreği çoraklaşmış, zihni ele geçirilmişler susuyor. Analar konuşuyor. Siyasi parti görüntüsü altında terör örgütüyle bağını kopartmayanlar, kelam edemeyenler susuyor. Analar konuşuyor. HDP’ ye taşıyıcı annelik yapanlar susuyor. Analar konuşuyor.

Analar; emperyalizme taşeronluk yapanların yakasına yapışıyor, kapısına dayanıyor. Evlatlarının terör ve sömürge baronlarının kurbanı olmaması için mücadele ediyor.

Ve analar diyor ki;

‘’HDP’lilere sesleniyorum ne Kürtlük davasıdır Ben Kürt’üm, hiç kimse bana karışmamış, şu ana kadar devlet evimde hiçbir zulüm yapmamış. Neyin davasıdır, dağa çıkıp savaşıyorlar Çoluk çocuğumuzu önümüzden koparıyorsunuz; neyin davasıdır bize söyleyin, biz de sizin peşinizden koşalım. Kesinlikle ben bunu kabul etmiyorum.

Kesin çocuğum onlarla. Gelsinler ispat edeyim. Çocuğumu onlar kandırdı. Barışın neresindesiniz? Elin çocuğunu Amerikan uşaklığına gönderen sizlersiniz. Yanan yüreğimin ateşiyle oturuyorum. Diyarbakır sizin rezilliğinizden bıkmış artık. Bizim yüreklerimizi yakmak için parti kurmuşlar. Bunlar neyin barışından bahsediyorlar. Kayyum haklarıdır, kayyum getirilmiş. Yoksa daha çok anaların yüreği yanacak. Biz mücadeleyi bırakmıyoruz. Tehdit edildim, ‘oğlunun peşini bırak’ diye. Oğlumun peşini bırakmıyorum, mücadeleye devam ediyorum. Hiçbir şeyden korkmuyorum. Yeter artık, her gün ölüyorum. Hiçbir şey yıldırmaz beni bu saatten sonra.”

Eşim inşaatlarda çalışarak çocuklarına baktı. Biz tüm zorlukları çekelim, birileri çıksın çocuğumuzu elimizden alsın. Dağı çok sevenler, kendi çocuklarını götürsün. Onlar çocuklarını yurtdışında okuturken bizim çocuklarımız dağda ölecek. Çocuklarımıza kavuşana kadar buradayım. Suriye’de veya Irak’ta nerede olduğunu öğrenirsem, gidip anne yüreği ile oğlumu alıp evine getiririm.”

“Oğlum Azad daha 10 yaşındayken kandırılarak dağa kaçırıldı. 5 yıl oldu, oğlum şu an 15 yaşında. Bir kez sesini duydum, ondan sonra bir daha kendisinden haber alamadık. Önce Irak’a ardından Suriye’ye götürüldüğünü söylediler. Ancak şu an nerede olduğunu bilmiyoruz. Oğlumu evine gelene kadar burada kalmaya devam edeceğim. Bunlar (HDP) oğlumu nasıl götürdüyse, aynı şekilde getirecek.”

Bu sözlerin her biri yüreği yanan bir başka anneye ait… Sayıları artıyor. Günlerdir HDP’nin önündeler. Nöbet tutuyorlar. Çocuklarının peşindeler. Çocuklarını istiyorlar. “Siz istediniz, onları siz dağa çıkardınız” diyerek, HDP’ ye hesap soruyorlar.

HDP’ ye taşıyıcı annelik yapanlara duyurulur…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …