Anasayfa / Köşe Yazıları / 100 yıllık proje çöküyor, emperyalizm çıldırıyor

100 yıllık proje çöküyor, emperyalizm çıldırıyor

Emperyalizm çıldırdı. Nasıl çıldırmasın. 100 yıllık projesi yerle bir oldu. Bütün şer hayalleri suya düştü. Teolojik saplantılı Nil Nehri’nden Fırat’a kadar vaat edilmiş topraklar inancına dayalı Büyük İsrail hayali büyük darbe yedi. Türk, Kürt, Arap halklarının birbirine düşmanlaştırma oyunu zarar gördü. Terör örgütleriyle yaptıkları dansın ayağı tökezledi. Onca harcanan milyar dolarlar boşa gitti.

Oysa çok hevesliydiler, başaracaklarını zannetmiştiler. Öylesine arzuluydular ki; Türkiye’nin içine de el atarak, PKK’nın alfabeden alınmış harflerle maskelenmiş Suriye’deki terör yapısını, farklıymış gibi sunulmasının karşılığını almaya da başladıklarına inanmıştılar.

Örneğin bazı siyasetçilerin; “PYD sınırımızda olursa rahatsız olmayız”, “ PYD Türkiye’ye tehdit değildir”,” PYD Türkiye’ye mi saldıracak”, “PYD terör örgütü diyebilmek için istihbari bilgi olması lazım”, “PYD bir partidir”, ”PYD-YPG terör örgütü değildir” sözleri bu noktada dikkat çekiciydi. Bir yandan da PKK/PYD-YPG anatomisinin bir parçası olan HDP’yi yönetenlerde bu kervana en koyu biçimde katılmışlardı. Örneğin HDP’nin Eş Başkanı Temelli, ” buralar vaat edilmiş topraklar” sözüyle emperyalist hedefi açıkça dışa vuracak kadar evanjelist-siyonist projenin gerçekleşeceğine inanmıştı.

Olmadı başaramadılar. Maskelerinin düşmesiyle kaldılar. Bu arada kimin hangi safta olduğu daha net anlaşıldı. Yine de emperyalizm boş durmuyor. Durmayacak, elindeki tüm imkanları kullanacak. En çok da içimizle uğraşacak. Sözde Ermeni soykırım tasarısıyla zorlayacak, kara ve çirkin propaganda teknikleriyle medya yoluyla köşeye sıkıştırmaya çalışacak, yaptırım diyecek, baskı diyecek ve içimizdeki direnci kırmaya çalışacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı zayıflatmak için elinden geleni yapacak. Günümüzde verdiğimiz istiklal mücadelesinin sarsılmaz liderinin direncini, gücünü zedelemenin, zayıflatmanın yollarını deneyecek. Bunun için var olanlarla yetinemeyip, içimizden yeni müttefikler arayacak, yeni etki ajanlarını sahaya sürecek, yeni plastik suratlarla kripto faaliyetler deneyecek. Ortak değerlerim üzerinden ayrıştırmayı, kutuplaştırmayı o bildik emperyal yöntemi yeninden ısıtıp sahaya sürecek. Cumhuriyet Kadını, Atatürk, laiklik, İslam anlayışı üzerinde kutuplaştırmanın yollarına başvuracak. Eski denemelerini yeni yöntem ve yeni unsurlarıyla yeniden uygulamaya koymaya çalışacak ve bundan medet umacak. Bu yollarla da doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve iktidarını hedef alacak. İç siyasetimizden umutlanacak. Bu noktada her zaman altını çizdiğimiz gibi; iç cephemizin tunç olması en önemli direnç ve başarı noktamızdır. Bunun için Türkiye bağlılığı sarsılmaz olanların yapacağı en önemli şey; hukuk, insan hakları, demokrasi değerlerini hiçe sayan giderek daha fazla dengesizleşmiş, rasyonaletisini yitirmiş ABD dış politikasının, Türkiye’nin iç politikasındaki arayışlarını boşa çıkarmaktır. Bu noktada hiç kimsenin bu arayışa bel bağlamaması, umut vermemesi son derece önemlidir. Emperyalizmi durduracak en etkili yöntem budur.

Bu ülkenin birliğine, istiklaline bağlı olan tüm siyasi, oluşumların tek sesle, ABD’nin emperyalist refleksine; “Biz de olsak aynı harekatı yapardık, terör koridorunu yerle bir ederdik. Türkiye kimyasal silah kullanarak, çocukları kadınları katlettiği alçak yalanını şiddetle kınıyoruz. Biz iktidara muhalefet olabiliriz ama bizden kimse Türkiye’nin haklı davasında doğruları desteklememeyi, yalan ve çirkin iftiralara boyun eğmeyi beklemesin” diyen siyasetin ortak dili, emperyalizmin tüm şer beklentilerini boşa çıkarır. Bekleyip yaşayacağız. Ama yine hatırlatacağız ki; direnen kazanır… Kazanacağız…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …