Anasayfa / Köşe Yazıları / Yeni kaos planı ve İslam dünyası

Yeni kaos planı ve İslam dünyası

Trump’ın açıkladığı sözde yüzyılın barış planı, Ortadoğu’ da yeni bir iklimi sahaya sürdü. Fırtınalı, kara bulutlarla kaplı yeni bir iklim. İçeriğinde hak, hukuk, adaletin olmadığı yeni bir iklim. Barış kavramını kirleten, yüzyıla kanı, şiddeti, savaşı yeniden sabitleyen yeni bir iklim.

Plana göre; Filistin’e verilen sözde kurma devlet imkanı, kandırmacadan ibaret. Silahlanma izni olmayan, İsrail’in onayı olmadan uluslararası kuruluşlara üye olmayan, işgal altındaki topraklarından mahrum bırakılan ve Kudüs’e el konulmasına seyirci kalınması istenen ve tüm bunlar içinde 50 milyar dolarla susturulmaya çalışılan sözde bağımsız Filistin devleti.

Plana göre, topraklar öylesine özenle ayarlanmış ki, verimli Ürdün vadisi toprakları İsrail’in olmuş, çölden ibaret topraklar ise Filistin’e bırakılması öngörülmüş.

Gazze’de ise Hamas’ın direnişini kırana kadar yardımlarında yapılmayacağına karar verilmiş. Aslında çok açık bir şekilde Doğu Akdeniz’in yükselen yeni enerji jeopolitiği esas alınarak, her şey düşünülmüş.

Ayrıca plandan murat edilen bir başka husus, hem Trump için hem İsrail Başbakanı Netanyahu için iç siyasi gelişmelerde koz olarak kullanabilmektir. Trump’ın gerek azil süreci için, gerekse yaklaşan başkanlık seçimi için Siyonist-Evangelist çevrelerin desteğine ihtiyacı var.

Planın ABD’deki takdiminde konuşan Netanyahu, İsrail’e verilen toprakların kutsal kitapta belirtildiğinin altını çizdi. Bu durum yeni dönemde kaosun boyutunu ortaya koyuyor. Müslümanların kırmızı çizgisi olan Kudüs’ü, İsrail’in başkenti ilan etmek, barışı değil, savaşı, hukuksuzluğu, adaletsizliği zorbalıkla dayatmaktır. Bu planı Filistin’i yok etmektir.

İsrail’in işgal ettiği toprakları meşrulaştırmak, yeni kaosları üretmektir. Anlaşılan o ki; Ortadoğu’da silah pazarı yaptıkları ülkeler eliyle, orduları sürekli savaştırmak, üretilen kaostan sürekli çıkar devşirmek, bölgeyi daima radikalleştirmek ve bu durumu değişmez kılmak, İslam dünyasının dağınıklığını, parçalanmışlığını kurumsallaştırmak, Doğu Akdeniz’in enerji jeopolitiğinde İsrail ve arkasındaki küresel aktörleri en kazançlı pozisyona ulaştırmak, adına barış denilen bu kaos, bu savaş planının temel dayanağıdır.

Katar, Tunus, Ürdün, İran ve Türkiye’nin karşı çıktıkları bu kaos planını; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Umman gibi bölge ülkelerinin desteklemeleri, İslam dünyasının çok acı dramıdır, yüzkarası bir durumdur.

Bir kez daha görülmektedir ki, Müslümanların dahili düşmanlarından daha çok olan harici düşmanlarıdır. Esas mesele de budur.

Oysa Peygamber Efendimiz (S.A.V); “birbirinizi sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız” buyuruyor…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …