Anasayfa / Köşe Yazıları / Türkiye’nin tezlerine muhalefet

Türkiye’nin tezlerine muhalefet

Türkiye belirlediği rotasıyla, büyük stratejik hedefleriyle ve bunların harmanlandığı tarih teziyle, geleceğine sahip çıkarak, başta ekonomik alanda olmak üzere her alanda tam bağımsızlık mücadelesi veriyor.

Bu çok açık gerçeği bilip de çarpıtanların ve gölgeleyenlerin varlığı, bugün Türkiye’nin en önemli iç sorunudur. Bu sorunlu ve marazi durumun siyaseten oluştuğunu açıklamak hem çok güçtür hem de çok can sıkıcıdır.

Esasen asıl güçlük ve sıkıntı; Türkiye’nin 15 Temmuz’da küresel kaos planının çökertildiği günden itibaren giriştiği amansız mücadeleden iktidar-muhalefet çekişmesine yanlış alanlardan malzeme çıkarmaya gayret etmenin sıkıntısıdır.

Bu sıkıntı nasıl mı oluşuyor? Sıralayalım;

Türkiye, Suriye’nin kuzeyinden ona yönelen PKK/PYD-YPG terör yapısının saldırılarına karşı askeri harekatlar yapıyor. Bu örgüt eliyle emperyalizmin, tıpkı İsrail gibi bölgede yeni bir garnizon devletçiği kurma çabası, Türkiye’nin askeri operasyonlarıyla baltalanıyor ama bu duruma ilişkin “PYD-YPG bize mi saldıracak” veya “Afrin’e girmeyin” denilerek, iktidara karşı muhalefet edildiği sanılıyor.

15 Temmuz’da millet iradesi o geceyi karanlıktan, aydınlığa taşıyor, o geceye “kontrollü darbe” ondan sonra başlayan mücadele günlerine de “asıl darbe budur” denilerek yine iktidara karşı muhalefet edildiği sanılıyor.

Ülkede milli üretim ve teknoloji hamlesi kapsamında İHA’ lar, SİHA’lar üretilip, yeni bir iklim doğuyor. Milli savunma sanayiinde yüksek teknoloji üretimi tırmanışa geçiyor. İHA’ları, SİHA’ları üretenleri karalamaya kalkışarak, iktidara karşı yine muhalefet edildiği sanılıyor.

Libya’nın meşru hükümetiyle her iki ülkenin haklarını koruyup, kollayacak nitelikte Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge (MEB) anlaşması imzalanıyor, bu arada meşru hükümeti darbeyle yıkarak iktidar olduğunda bu anlaşmayı tanımayacağını ilan eden darbeci Hafter’ in şer çabalarına karşı, Libya ile askeri ve güvenlik anlaşmasının zorunluluğu beliriyor ve TBMM’de buna destek olunmayarak, yine iktidara karşı muhalefet edildiği zannediliyor.

Mısır’da seçimle geleni; emperyalizmin desteği ile zorbalıkla, kanla, darbeyle deviren Sisi kuklasına rağmen, Türkiye; Doğu Akdeniz’ de hukuka uygun hakça, adil bir paylaşım olsun, sömürgecilerin kirli dokunuşları belirleyici olmasın çağrısını Mısır’a da yapıyor ve buna dair de Mısır’la tıpkı Libya ile yaptığı gibi MEB anlaşması yapalım diyor, Sisi kuklası, deniz alanında 43 bin km2 ülkesinin kazanımı varken, bunun yerine Türkiye düşmanlığı adına ülkesinin hilafına Yunanistan ile MEB imzalıyor. Bu durumu yol sayarak, Mısır’la, Sisi ile niye ilişki kurmuyorsunuz korosunu oluşturarak, yine iktidara karşı muhalefet yapıldığı sanılıyor.

Aynı tablo, Suriye’de de yaşanıyor. Ülkesinin en önemli toprakları, ABD destekli PKK terör örgütünün işgali altındayken, kendisi veya hamisi Rusya ile birlikte buna karşı harekete geçmeyen, yeri geldiğinde DEAŞ terör örgütünün toprak işgallerine de seyirci kalan Esad yönetimiyle Türkiye neden işbirliği yapmıyor diyerek, Türkiye Mısır’da olduğu gibi Suriye’de de sanki karşı tarafın Türkiye’ye yakınlaşma çabaları var da bunu reddediyormuş gibi gerçek dışı tutum sergileyerek, yine iktidara karşı muhalefet yapıldığı zannediliyor.

Türkiye Karadeniz’de tarihinde ilk kez önemli bir doğalgaz keşfini gerçekleştiriyor, yeterince sevinmek bir yana, bin dereden su getirilip, bunun ne denli önemsiz olduğu ispatlanmaya çalışılarak, yine iktidara karşı muhalefet edildiği sanılıyor.

Oysa tüm bunlar iktidara karşı muhalefet edilebilecek alanlar olamaz. Olsa olsa Türkiye’nin tezlerine karşı muhalefet olur ki, o da çok acı, sıkıntılı, vahim bir duruma işaret eder…  

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …