Anasayfa / Köşe Yazıları / Sosyal medya düzenlemesinde meselenin özü

Sosyal medya düzenlemesinde meselenin özü

Sosyal medyaya yönelik hukuki düzenleme yapılması zorunluluğu, tartışmalar yol açtı. Meselenin özünü bilinçli olarak ıskalayarak, sosyal medyaya yasaklama geleceğine dair seslerini yükseltenler dikkat çekicidir.

Oysa mesele çok açıktır. Dijital ortamın, hukuki çerçeve içinde belli bir düzenlemeye tabi tutulması kaçınılmazdır. ABD, Almanya, Fransa ve diğer birçok AB ülkesinde olduğu gibi hukuki bir düzenleme yapılması son derece gereklidir ve bu konuda adım atılmıştır. Hukukun suç saydığı fiilleri işleyenlerin karşısında hak arama özgürlüğünü hiçe sayanların özgürlüğünden söz edilemez.

Hakaret ve tehdit suçunu işleyenlerin mağduru olanların haklarını gözetmeyen sosyal medya platformunun özgürlükçü yakıştırmalarıyla hoş görülmesi mümkün değildir. Bunu her kim yapıyorsa, biliniz ki; kötü niyetlidir ve amacı fikir özgürlüğü maskesi altında, olmayanı varmış gibi, var olanı yokmuş gibi gösterme çabasıyla kara ve kirli propaganda yapabilmektir.

Türkiye’nin direne direne, çarpışa çarpışa püskürttüğü şer saldırılarının müsebbipleri; mertliğin olmadığı, karanlığa kurşun sallarcasına kullanılabilen denetimsiz, hukuki sorumluluk üstlenmeyen sosyal medya araçlarını yeni saldırı alanı olarak benimsemiş durumdalar.

Terör örgütleri ve arkasındaki küresel efendileri; sosyal medya üzerinden yaptıkları kirli ve kara propaganda gayretlerinden medet ummaktadırlar. Bilhassa genç kuşakları etki altına alarak, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yıpratmanın çabasındalar. Onu bugüne kadar “diktatör” yakıştırmasıyla nasıl karalarız, nasıl itibar zedelemesine tabi tutarız şer çabalarını, şimdilerde sosyal medya üzerinden de özellikle gençlik üzerinden sürdürmenin çirkin gayretindeler.

En son olarak, Esra-Berat Albayrak çiftine sosyal medya üzerinden yapılan alçakça, ahlaksızca saldırının arkasındaki kirli niyet de bu şer çabaların rezil mahsulüdür.

Bu gerçekliği görmeden, doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alarak, yasaklar getireceğinin kara propagandasına girişenler, meseleyi açıkça çarpıtanlardır.

Bu duruma ilişkin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof.Dr.Fahrettin Altun’un açıklaması, yapılmak istenenleri net olarak ortaya koyuyor.

“Sayın Cumhurbaşkanımızın bugün bazı sosyal medya platformları ile ilgili yaptığı açıklamaları bağlamından koparıp çarpıtmaya kalkışanlara bir çift sözümüz var.

Sayın Cumhurbaşkanımız bütün siyasi hayatı boyunca vesayetle, anti-demokratik unsurlarla, yasakçı zihniyetle mücadele etmiştir. Bugün kimi sosyal medya platformları ne yazık ki vatandaşlarımızın haklarını gasp etmektedir.

Söz konusu sosyal medya platformları cinsel istismar, müstehcenlik, kumar, dolandırıcılık, suça teşvik, terör propagandası, hakaret gibi kanunlarımızın suç saydığı konularda vatandaşlarımızın haklarının korunmasına yönelik hiçbir katkı sunmamakta, aksine tüm uyarılarımıza rağmen bu suçların işlenmesine zemin teşkil etmektedir.

Ayrıca bu platformlar ülkemizde kontrolsüz şekilde kazanç elde etmekte, hiçbir vergi yükümlülüğüne tabi olmaksızın faaliyet göstermektedir.

Sayın Cumhurbaşkanımız da milletin birliği, bütünlüğü ve menfaati için söz konusu alanda hukuki düzenlemelerin ilgili organlarca yapılmasını vurgulamış ve uluslararası sosyal medya şirketlerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmıştır.

Söz konusu alanda tüm dünyada olduğu gibi düzenlemelerin ve kontrollerin hukuk devleti ilkesi içerisinde yapılacağını da özellikle vurgulamıştır. Bahsedilen alanda kapsamlı bir hukuki düzenleme üzerinde çalışmalar devam etmekte, internet ile sosyal medya şirketlerinin ülkemizde bir an önce hukuki ve mali muhataplık tesis etmeleri için gerekli adımlar atılmaktadır.

Milletimize ve değerlerimize düşmanlıkta sınır tanımayan bazı kesimlerin, yasaklara ve baskılara karşı yıllarca mücadele etmiş Sayın Cumhurbaşkanımızın bu yaklaşımını baskıcı ve yasakçı bir kalıp içerisinde sunma çabaları beyhudedir.

Türkiye’yi başka ülkelerle karşılaştıranların, kendi ülkesinin tarafında değil de iki yüzlü davranan sosyal medya şirketlerinin yanında durmalarına şaşırmadığımızı da belirtmek isteriz.

Türkiye bir hukuk devletidir, güçlü bir devlettir. Hak arama mücadelemiz, hakikati savunma irademiz milletimizi ve değerlerimizi bu tarz saldırılara karşı koruma azmimiz sonuna kadar devam edecektir.”

Meselenin özü budur…  

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …