Anasayfa / Köşe Yazıları / İstanbul seçimine küresel ilgi

İstanbul seçimine küresel ilgi

Artık çok iyi biliyor ve anlıyoruz ki İstanbul seçimi, asla sadece İstanbul seçimi değildir. Uzunca bir süredir bu hususa dikkat çekiyorduk.

İstanbul seçimine yönelen küresel ilgi, İstanbul’un küresel şehir potansiyelinden, çekici şehirsel niteliklerinden kaynaklanan bir durum değil. Küresel ilginin esası, stratejik ve siyasidir.

Türkiye’nin hemen her bakımdan temsil niteliği taşıyan potansiyeliyle 16 milyona yakın nüfusun tercihi; Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olmak isteyenler açısından büyük bir şehrin yönetilmesinden çok daha fazla anlam ifade etmektedir.

ABD ve Avrupa’nın önde gelen ülkelerinin bu seçime ilgisi, Türkiye’nin iç siyasi temsil süreciyle doğrudan ilişkilidir. Özellikle ABD’nin beklentisi çok daha kapsamlıdır. Doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ilişkilendirilmeye çalışılan seçimin, hükümetin zedelenmesine yol açması arzulanmaktadır. Türkiye’nin bağımsızlık noktasında direnç gösterdiği birçok hususta Cumhurbaşkanı Erdoğan engel olarak görülmektedir. Bunun için partisi başta olmak üzere, iktidarı, kurduğu hükümet hedeftedir. İçten çökertme tezgahları, kumpaslar, kirli ve karanlık ilişkiler devrededir.

Küresel şer eli, Türkiye’nin üzerindedir ve İstanbul seçimini fırsat olarak görmektedir. HDP/PKK-FETÖ ihanet denklemi, olarak bu süreçte özel görevleriyle küresel efendilerinin hizmetindedir.

İstanbul seçimine bulaşan bu küresel el; 31 Mart seçiminde de, YSK’nın seçim yenileme kararında da son derece aktifti, ilgiliydi. Bu el; çeşitli yöntemlerle birçok unsurla aktif bir süreç yürütmüştür. Birçok noktada bu ilginin etkileri görülmüştür. Her şey den önce bu küresel ilgiye kayıtsız kalmayanlar ve buna bağlı olarak refleksler dikkat çekmiştir.

Bu refleksler; muhalefet adayının Washington Post’a yazı yollama ihtiyacında da, İBB bilgilerinin kopyalanma çabasında da, muhalefet adayının Demirtaş’a övgü cümlelerinde de hissedilmiştir. Bu küresel ilginin etkileri; PKK elebaşı Öcalan’ın mektubundaki “seçimde tarafsız kalın” mesajına, HDP’yi yönetenlerin karşı duran tavrında da görülmüştür. Küresel ilgi ABD menşelidir. Bu ilginin ajandasında; S-400,Doğu Akdeniz, Suriye’nin kuzeyi başlıkları vardır. Bu başlıklara yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin istiklaline dayalı direncinin zayıflatılmasına katkı sağlayacak siyaset çizgisi, siyasetçi kimliği, İstanbul seçiminde de aranmaktadır. En üzücü yanı ise maalesef bu arayışa kayıtsız kalmayan siyaset çizgisinin ve siyasetçi kimliğinin ülkemizdeki varlığıdır.

Acı bir durumdur ama gerçek olan budur. İstanbul seçimi bizim seçimizdir. Küresel ilginin, küresel şer elin hevesleri istiklal yürüyüşümüzü engelleyemeyecektir. YSK kararını, “not ettik” diyen, kararı “savaş nedeni” sayan küresel merkezlere en güçlü cevabı, yarın bu ülkenin istiklal meşalesinin asla sönmeyeceğinin haykırışıyla İstanbul seçmeni verecektir…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …