Cumhurbaşkanı Erdoğan kabinesini açıkladı ve Türkiye Yüzyılı başladı.
Cumhuriyetin ikinci yüzyılı, Türkiye Yüzyılı kararlılığıyla yükseliş yüzyılı olarak tarihe işlenecek.
Hedef büyük. Beklenti Türkiye sınırlarını aşıyor. Küresel vicdanın yok olduğu, adaletin sağlanamadığı uluslararası ortam, mazlumların nefes arayışını büyütüyor. Türk ve İslam dünyasının, mazlumlar coğrafyasının tüm halklarının gözü, kulağı Türkiye’dedir. Onların yüreklerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan sevgisi giderek büyüyor. Bu sevgiyi mazlumların umutları besliyor. Bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı küresel lider konumuna taşıyor. Küresel adaletsizliğin dermanı olabilmek, büyük bir mücadeleyi gerekli kılıyor. Bunun için de Türkiye Yüzyılı büyük bir hedef olarak başlıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan göreve başlama töreninde yaptığı konuşmada diyor ki; “Bu seçimlerde sadece yurt içi ve yurt dışında yaşayan kendi insanımızın desteğini almadık. Aynı zamanda dünyanın dört bir yanında umutlarını ülkemize bağlamış yüz milyonlarca mazlum ve mahzun gönlün de duasını aldık. Türkiye deyince gözleri parlayan, gözyaşı döken, bizimle sevinip bizimle üzülen tüm kardeşlerime şükranlarımı özellikle ifade ediyorum.
Bu süreçte yanımızda duranların desteğini hiçbir zaman unutmayacağız. 28 Mayıs gecesi ülkemizle birlikte Afrika’dan Asya’ya gönül coğrafyamızın tamamında sokaklara taşan o muhteşem sevgi selini unutmayacağız. Tüm bunlarla birlikte dergi kapakları üzerinden milli iradeye müdahale girişimlerini de unutmayacağız. Şahsımız nezdinde Türkiye’ye yönelik bu büyük sevdanın hakkını en güzel şekilde vermeye çalışacağız. Rabbim, bizi milletimize ve dostlarımıza mahcup etmesin diyorum.”
Bu sözler, Türkiye Yüzyılı’nın hedefinin sınırlarını çiziyor. Jeopolitik ufkunu saptıyor. Küresel mücadelenin ruhunu yansıtıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belirlediği yeni kabinesinin sorumluluğunu da bu sözlerle belirliyor. Tüm bakanların kendi alanlarında büyük bir mücadele azmiyle, yüksek dinamizmle, asla yorulmadan çok çalışarak başarı ivmesini yükseltmeleri hedefleniyor. Yeni kabine bu kudreti gösterecek kalibrededir.
Türkiye Yüzyılı; tüm milli güç unsurlarını kuvvetlendirerek,birbirine sıkı sıkıya kenetleyerek, tam bağımsız Türkiye mücadelesinden zaferle çıkıp, mazlumlara derman olmanın zorunluluğudur.
Milli teknoloji hamlelerinin kesintisiz ivmelenerek artması, enerjiden ekonomiye tüm alanlarda dışa bağımlılığın tam anlamıyla bertaraf edilmesi, ülke güvenliğinin iç ve dış cephede ve tüm alanlarda bütüncül anlayışla ele alınarak korunup, kollanması esastır.
Bu kapsamda Türkiye Yüzyılı, Türkiye’nin bağımsızlık cephesidir ve yüreği ülkesi ve milleti için atan Türkiye sevdalısı herkes bu cephenin neferidir, öznesidir, vazgeçilmezdir.
Vakit büyük buluşmanın, bütünleşmenin vaktidir. Vakit; seçim sürecinde bu bilinci göz ardı ederek, yüreği çoraklaşanlaşanların, zihni kelepçelilerin kötücül çabalarını aşarak, Türkiye sevdasında, istiklalinde, istikbalinde bütünleşmenin vaktidir.
Vakit, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şu saptamasında, çağrısında buluşmanın, bütünleşmenin vaktidir;
“Türkiye’nin her bir vatandaşının enerjisine, katkısına, fikrine ihtiyacı var. Türkiye’nin 85 milyonun tüm fertlerinin tıpkı bir duvarın tuğlaları gibi birbirine kenetlenmesine ihtiyacı var. Türkiye’nin birliği ve beraberliğine her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Millet olarak bu güçlü birlikteliği yeniden tesis etmemiz gerekiyor.”
Vakit; milli teknoloji hamleleriyle enerjiden ekonomiye tam bağımsız Türkiye hedefinin hasmı emperyalizme ve tüm maşalarına, unsurlarına karşı tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak yemininde bütünleşmenin vaktidir.