Anasayfa / Köşe Yazıları / Yeryüzünü kirletenlere karşı Türkiye’nin onurlu mücadelesi

Yeryüzünü kirletenlere karşı Türkiye’nin onurlu mücadelesi

Türkiye; Suriye’de terör örgütlerini ileri sürerek, yürütülen kirli savaşın şer hedeflerini etkisizleştirmeye devam ediyor. Türkiye’nin sahadaki kararlılığı karşısında masaya oturmak zorunda kalan ABD’nin kabul ettiği hususlar dışında son Soçi buluşmasıyla Türkiye ile Rusya arasında varılan mutabakat çok özel önem taşıyor.

Her şeyden önce ABD ile imzaladığı mutabakatın tariflenmemiş alanlarını da içine alarak, eksikliğini gidermiş oluyor. Ayrıca Suriye’nin toprak bütünlüğüne, tüm terör örgütlerine yönelik ortak kararlılık beyanı çok kıymetli. YPG terör örgütünün bu kapsamda değerlendirilmiş olması önemli aşama.

ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey’nin Türkiye ile varılan mutabakatın metninde yazılı olmadığı halde güvenli bölge sınırlarını 120 km ile olarak tarif etmesine karşın, Cumhurbaşkanı Erdoğan; güvenli bölgenin sınırlarının Cerablus’tan Irak sınırına kadar uzanan alan olduğunu ifade etmişti. Soçi mutabakatıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirlediği alan tarif edilmiş oldu.

Türkiye bugün yeryüzünü kirletenlere karşı onurlu bir mücadele veriyor. Terör örgütlerini kullanarak, siyasi ajandalarının şer heveslerini uygulamak isteyenlerin kirlerine karşı temizlik harekatı yapıyor. Direniyor, kazanıyor. Kararlılık gösteriyor, başarı elde ediyor. Hazmedemiyorlar. Nasıl boyun eğmediğine şaşıyorlar. Hâlâ kirliliklerini sürdürmenin ısrarındalar.

ABD’de de, Batı’nın bazı ülkelerinde tarihin yüzkarası skandallar yaşanıyor. Maskeler düşüyor. Yüreği çoraklaşmamış, zihni berrak o ülkelerin yurttaşları bir kısmının gözünün önünde medya kuruluşlarında kalleşçe yalanlar gerçekmiş gibi anlatılıyor. Türkiye’nin Suriye’de katliam yaptığı, kimyasal silah kullandığı kalleş yalanı günlerdir tekrarlanıyor.

ABD’de de FETÖ mensubu basketbolcu Enes Kanter CNN International TV ekranlarına çıkarılıyor, Türkiye’nin Suriye’de bebekleri öldürdüğü alçak yalanını söylemesine izin veriliyor. İnsan hakları, demokrasi, hukuk devleti şampiyonluğunu hiç kimselere bırakmayan bu ülkelerin anlı-şanlı yayın kuruluşlarının düştüğü bu durum bir şeye işaret ediyor; emperyalizm 21. yüzyılda yeniden azgınlaşmış durumda. Tüm araçlarını, kontrol ettiği tüm kurumlarını seferber ediyor. Türkiye’nin yerle bir ettiği; Evantelist-Siyonist üretimi emperyalist sömürge içerikli garnizon devlet projesinin intikamının peşindeler. Başaramayacaklar. Asla boyun eğmeyeceğiz. Çanakkale’de, Milli Mücadele’de, 15 Temmuz’da boyun eğmeyen Türk milleti şimdi de dimdik ayaktadır.

Bugün her kim ki; bu zillete, emperyalist bu kuşatmaya, saldırılara boyun eğer, PKK/PYD-YPG terör yapısını ayrıştırarak, PYD’yi aklamaya çalışır, her kim ki; verilen bu mücadeleyi karalamak adına, ”dünyanın tamamını kendimize düşman ilan ettik” sözleriyle teslimiyet gösterir onların uhdesinden Çanakkale’yi, Milli Mücadele’yi söküp atın, yaşanmamış sayın. Atın ki; gerçek yüzleri çıksın ortaya.

Unutmayalım ki; Türkiye’nin dış cephede bileğinin kolayca bükülemeyeceğini bilenler, önce iç cepheye yönelirler. İç cephede kullanacakları en ufak unsuru bile göz ardı etmeden değerlendirirler. Günlerdir TV ekranlarında Barış Pınarı harekatının sonunda elde edilen zaferi, karalamaya, gölgelemeye, başka anlamlar yüklemeye çalışanları gördükçe, emperyalist merkezlerin kara propagandasının amaçları daha iyi anlaşıyor. Ayrıca emperyalizmin iç cephede özel bir çalışma yaptığını da belirginleşiyor.

İçerideki, dışarıdaki tüm piyonlar ve efendileri ne yaparsa yapsınlar, başarmayacaklar… Bu ülkeyi bölemeyecekler…

Diyarbakırlı 83 yaşındaki Hurinaz Ana’nın; “vallahi, billahi PKK, İsrail’dir” bilincinin karşısında duramayacaklar…

Önerilen Haber

Dağılmış masanın ve ‘sırttaki hançerlerin’ seçim yansımaları

Yerel seçim gündemi, partilerin adaylarını açıklamalarına odaklanmış olarak seyrini sürdürüyor. Cumhur ittifakının adaylarının çok büyük …